English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ K ] / Küçük köpek

Küçük köpek Çeviri Fransızca

295 parallel translation
Çünkü o küçük köpek, eninde sonunda ona da uğursuzluğunu bulaştıracak.
Le chien va lui porter la poisse.
O küçük köpek kesinlikle şeytanın gözlerine sahip.
Il a le mauvais œil.
Seni küçük köpek, eve annene git.
Rentre chez ta mère!
- Steve, küçük köpek!
- Steve, le petit chien!
Sizin gibi bazı zavallı küçük köpek balıklarını suya geri atacağım ama su, benim suyum olacak.
Je vais remettre certains requins agonisants à l'eau. Mais ça sera mon eau. Elle recouvrira tout le pays.
Hadi gel, küçük köpek.
Viens, mon toutou.
Çok güzel küçük köpek.
Très joli chien.
Aferin küçük köpek!
Joli petit chien.
Bu makinenin tek yaptığı yüzmek yemek ve küçük köpek balıkları üretmek.
Cette machine ne fait que nager, manger et procréer. Rien d'autre.
Evet, geç yerine, seni kokulu küçük köpek pipisi.
Trouve-toi ta propre chaise, pauvre pisse de chien qui pue!
Sence o küçük köpek kendini nasıl hissediyordur?
Le chien non plus, non?
Büyük köpek, küçük köpeği ısırır, küçük köpek de kaçar.
Il a la queue basse ou quoi?
Küçük köpek gelmiş!
Ah, le voilà, mon rayon de soleil!
Anlamı "küçük köpek".
Ça veut dire "petit chien".
Küçük köpek bile ölmüştür artık.
Le petit chien est peut-être mort.
Sınırı geçtiğin anda seni öylesine hırpalarım ki, küçük köpek gibi işersin.
J'ai jamais eu à sévir, mais transgresse-la et je te castagne à pisser par terre.
Pencerede duran şu küçük köpek ne kadar?
# Combien ce toutou dans la vitrine?
Marcus, bir müddet önce Polk Sokağı'nın hemen dışındaki bir ara sokakta açılmış olan küçük bir köpek hastanesinde yaşlı Grannis'in asistanlığını yapıyordu.
Marcus était l'assistant du vieux Grannis, dans un petit hôpital pour chien que le M. Grannis avait ouvert dans une allée juste en dehors de Polk Street
Zowie, seni küçük yaramaz köpek.
Oh, Zowie, vilain chienchien.
Tüm bunların sebebi nasıl küçük bir köpek olabilir?
Un pauvre chien? !
O kutuda küçük bir köpek mi görüyorum?
Vous avez un chien dans ce panier?
Küçük ve gri bir köpek?
Un petit chien gris?
Şu küçük cocker cinsi köpek, Bill.
La petite cocker.
Küçük bir göldeki iki köpek yavrusu gibi.
Heureux comme deux coqs en pâte.
Eğer yatarsan sana küçük bir köpek getiririm ve senin olur.
Retourne dans ton lit. Si tu vas te coucher, je te ramènerais peut-être un chien..
Şu Kuchar kuşunu yakaladık, şimdi onu sergilemek için küçük, güzel bir kafese koyacağız ve sonra onu bir köpek gibi vuracağız veya asacağız!
L'honorable monsieur Kuchar servira d'exemple aux autres... Il sera pendu ou fusillé! Ou bien... pendu et fusillé!
Şurada kemik yiyen küçük bir köpek var.
C'est trop mignon.
Ondan sonra küçük bir köpek yavrusu gibi, asla peşinden ayrılmaz. Çünkü emin olamaz.
Dans le doute, il te mangera dans la main.
Küçük ve güzel bir köpek için burada yer yok, beni burada bekle Dogmatix... ve eğer uslu olursan iyi bir kemik alacaksın.
Là-dedans, c'est pas pour les petits chiens.
Beni küçük bir köpek gibi takip etme.
Ne me suis plus comme un cabot.
Beni küçük bir köpek gibi sevmen için sana yalvaracağımı sanıyorsun.
Je parie que, maintenant... tu t'attends à me voir ramper comme un bon petit toutou!
- Küçük bir köpek. Fazla yemez.
Il est minuscule, il ne mangera presque rien.
Myrtle'ın dairesine gittim ve o küçük kutudaki köpek bisküvilerini gördüm.
Je suis retourné chez Myrtle. J'ai trouvé la boîte de biscuits pour chien et j'ai pleuré comme un gosse.
Gel buraya, güzel köpek. Gel buraya, benim küçük köpeğim.
Viens ici mon gentil toutou, viens ici mon chien-chien adoré.
Elektrikli dudaklar. Küçük bir köpek.
Des lèvres électriques.
Dur, başla. Küçük bir köpek gibi.
"Vas-y!", "Arrête!", comme si j'étais un toutou.
Demek istediğim, bu küçük bir köpek.
C'est un petit chien.
Ama altında küçük piranalar yani çeteler, köpek balıkları yani patronlar, balinalar yani daha büyük patronlar sinsice kol geziyor.
En dessous, les poissons carnivores, les gangs, Ies requins qui contrôlent les gangs, et les baleines, les parrains naviguent en eaux troubles.
# Sana küçük bir köpek getireceğim #
Je te rapporterai un petit chien
Küçük bir köpek gördünüz mü?
Vous avez vu un petit chien marron clair?
Küçük sarı bir köpek. Kaybettim.
J'ai perdu mon petit chien, il est marron clair.
Film, küçük bir New England kasabasında terör estiren kuduz bir köpek balığıyla ilgiliydi.
Sur Ie dauphin géant enragé qui terrorise une bourgade de NouveIIe-AngIeterre.
Küçük köpek...
Mon petit...
Bu ne rezillik! Bu küçük köpek ne istiyor benden?
Sale clebs!
Kafasında küçük boynuzları olan köpek resimli bir tane.
Vous ne l'avez pas, hein?
- Küçük bir köpek yavrusu kadar mutluyum.
- Je suis content comme tout.
Şimdi küçük iyi bir köpek ol ve git onu getir.
Allez, sois un gentil chien-chien... Va chercher!
Küçük yavru köpek.
C'est le petit chiot.
Küçük, şirin bir köpek yavrusunu almaya ne dersin?
Ça vous dirait d'adopter un joli chiot?
- Küçük beyaz bir köpek miydi?
Un petit chien blanc?
Küçük çocukları köpek yavrularının kuyruklarını ve büyük, şişman salyangozları yer.
Il mange les petits garçons... les queues des chiots gironds... et les gros limaçons.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]