English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ K ] / Küçükhanım

Küçükhanım Çeviri Fransızca

148 parallel translation
Küçükhanım?
Mademoiselle?
Belli ki, küçükhanım fotoğrafının çekilmesini istemiyor.
La jeune dame ne veut pas être photographiée.
- Tabii küçükhanım.
- Oui, mademoiselle.
- Akşam yemeği gecikecek küçükhanım. Kuzu eti beni çok uğraştırdı.
Le dîner aura du retard, l'agneau me cause du souci.
Buyurun küçükhanım?
Oui, Mademoiselle?
- Tamam küçükhanım. - O andan itibaren... Bayan Havisham'ın koltuğunu ittirme görevini üstlenmiştim.
Depuis ce jour... m'échut la tâche régulière de pousser le fauteuil de Mlle Havisham.
Hadi bakalım küçükhanım. Sizi teyzenize götüreceğiz.
On va vous ramener chez votre tante, mademoiselle.
Hanımefendi sizi bekliyordu küçükhanım.
On vous attend, mademoiselle.
Bir saniye küçükhanım.
Un instant, mademoiselle.
Kedinizi alayım küçükhanım.
Donnez-moi votre boule de poils.
- Karar verdiği zaman. - Bakın küçükhanım...
Quand il sera sûr.
Etrafta bir sürü serseri var. Pardon küçükhanım.
Il y a des types louches dans les parages.
- Lütfen gidin. Beni dinleyin küçükhanım, bana emir vermeye kalkmayın.
Ne me donnez pas d'ordres.
Bana bebeğini gösterir misin, küçükhanım?
Tu veux me montrer ta poupée, ma petite fille?
- İyi uykular, küçükhanım.
- Dormez bien, mademoiselle.
- Küçükhanım...
- Mademoiselle...
- Günaydın küçükhanım.
- Bonjour, mademoiselle.
İçeri gelin Küçükhanım!
Entrez, chère petite madame.
" Elbette beni... çok sevmişti... nazik küçükhanım!
Certes, elle m'aimait bien, la gentille maîtresse...
Özür dilerim küçükhanım.
Je suis désolé.
Beni kovsanız yeridir küçükhanım. Gerçekten öyle.
Vous devriez me mettre à la porte.
Küçükhanım, benim özel bir sorunum yok.
Je n'ai pas de problème spécial.
Bakın küçükhanım, şöyle daha az iç gıcıklayıcı bir şeyiniz yok mu?
N'avez-vous rien de moins chatoyant?
Başkalarının acılarını paylaşırsan, iyilik bulursun. Evet, küçükhanım...
C'est une chose essentielle, savez-vous?
Küçükhanım, sizinle konuşmalıyım.
Jeune fille, je dois vous parler.
Kitabınızı düşürüyorsunuz küçükhanım.
Mademoiselle! Vous perdez votre livre!
Kitabınızı düşürüyorsunuz küçükhanım.
Vous perdez votre livre, mademoiselle!
"Kitabınızı düşürüyorsunuz küçükhanım!"
"Vous perdez votre livre, mademoiselle"
Buradan başlayalım, küçükhanım.
Tenez, par ici.
Ben de öyleyim, küçükhanım! Bu, sizi teselli etsin.
Consolez-vous, moi aussi!
Küçükhanım, nikâh dairesinde görüşürüz.
Mademoiselle, RV a la mairie.
- Küçükhanım, neyiniz var?
Ca ne va pas? Oscar est revenu.
Ben mi, küçükhanım?
Moi, mademoiselle?
- Çok iyi anlıyorum, küçükhanım.
Vous comprenez? Tres bien.
Bakın küçükhanım, hepimiz gereğinden fazla şişmiş durumdayız!
Je suis desesperee. Nous le sommes tous, et comme ca!
Bir kez daha, benim rehinem olacaksınız, küçükhanım.
Je sais, ca n'a aucun sens. Vous allez encore me servir d'otage.
- Yaşın kaç küçükhanım?
- Quel âge avez-vous?
Beni affedin, küçükhanım. Kaba bir şekilde açıklayacağım.
Excusez-moi, Mademoiselle, je vais m'exprimer très brutalement.
Küçükhanım, serbest dans edin!
Mademoiselle, 1 - 8 pour rien.
Küçükhanım! .. Onu kim çağırdı?
Qui c'est qui a amené ça?
Küçükhanım, serbest dansedin.
1 - 8 pour rien.
Küçükhanım...
Mademoiselle. Oh...
- Küçükhanım... ben...
Je... - Vlouf!
- Affedersiniz küçükhanım...
- Je regrette.
- Küçükhanım, nasılsınız?
Suffit!
- Memnuniyetle, küçükhanım.
- Merci, Mr Merlot.
Küçükhanım!
Mademoiselle!
Dinleyin küçükhanım.
.. dire? Je veux bien accepter..
Küçükhanım.
Mademoiselle.
Küçükhanım!
Bon, mademoiselle.
Küçükhanım... Çok iyi!
- Très bien!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]