English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ K ] / Küçük insanlar

Küçük insanlar Çeviri Fransızca

765 parallel translation
Burada yaşayan küçük insanlar.
Les petite habitants de ce pays.
Ay bile bazen karanlığa gömülüyor. Küçük insanları rahat bırak...
Cependant, regarde la lune... ne s'obscurcit-elle pas de temps à autre?
# Büyük insanlar da azdır mizah duygusu Küçük insanlarda hiç yok işin doğrusu #
Les grands rient peu Les petits, pas du tout
Onun arzu ettiği tek şey yardım ettiği küçük insanların içten bir teşekkürü, sizin gibi, benim gibi ve bay Dawes gibi.
Tout ce qu'il recherche, c'est la gratitude sincère des petites gens qu'il aide, comme vous, moi et M. Dawes.
Şapka giyen küçük insanlar.
De petites gens. De petites gens avec des chapeaux.
İstediğim zaman kapatır, küçük insanların mırıltılarını duymak zorunda kalmazdım.
Cela me permettrait de n'entendre que ce que je veux.
"Küçük insanlar için küçük yuvalar" derdi hep.
"Tout ce qui est petit est mignon."
- Küçük insanlar mı gördün?
- T'as vu des lutins?
Tüm birikimlerini bu işe yatırmış olan o küçük insanlar.
Toutes ces petites gens qui ont investi leurs économies.
Küçük insanlar küçülmüşlerdir. Küçülmüş insanlar da tehlikelidir.
ces gens sont rétrécis, et les rétrécis sont dangereux.
Makovan, küçülmüş insanlar küçük, küçük insanlar da oyuncaktır.
Makovan, les rétrécis sont petits. Ce sont donc des jouets.
Getirdim, çünkü kanun şöyle : "Küçük insanlar derhal saraya getirilmelidir."
Je l'ai amené parce que... tous les petits doivent être apportés au roi.
O küçük insanlar sana neler yapabilirdi kim bilir!
Quand je pense à ce que ces petits t'auraient fait!
Küçük insanlar da onun içine atlıyorlar.
Alors, les petites créatures sautent dedans, tu comprends?
Onlar sadece küçük insanlar.
Ce sont des faibles.
Ve Noel zamanında kendi küçük insanları vardı, Barry.
Et on avait nos propres lutins pour Noël.
Bu aptal, küçük insanlar, yürümeyi daha yeni öğrendiler.
Ces petits stupides gens viennent d'apprendre à marcher.
Sonra o bitip tükenmez yazılar çıkıp Oscar'ı kabul ederken alçakgönüllü bir şekilde teşekkür edeceğim bütün o "küçük insanların" katkılarını belirtir.
Puis l'interminable liste des noms de tous ceux "sans importance" qui ont participé au film, et auxquels je rendrai hommage à la cérémonie de remise des Oscars.
Ah şu küçük insanlar.
Mon public.
En büyükler ve büyük gibi olanlar ve bir de küçük insanlar hepsi Alevli Dudaklar'ı izlemek için bekliyorlar.
Les stars, les starlettes. Et le public. Oh, attendez.
İnsanlar değil ama küçük şeyler.
Pas des vies humaines, mais des plus petites.
Gemideki insanların mutluluğu küçük şeylere bağlıdır.
Le bien-être des hommes à bord... dépend de petites choses en apparence.
O insanların önünde beni küçük düşürmeye ne hakkın var?
Tu m'as humilié!
Fakat şunları barın arkasına koyarsan, ucuz ve küçük görünürler... ki bu da insanların uzak durması için etkili olur.
Mais si on les coffre, ils auront l'air minables, comme il se doit. Et ça servira d'avertissement à tous les autres.
İnsanların önünde küçük düşüyoruz.
Faire les idiots devant ces vieilles toupies!
Vicdan, insanların dinlemediği o sabit, küçük sestir.
La conscience, c'est cette petite voix intérieure que personne n'écoute.
Küçük kamu işletmelerinin neyle çalıştığı önemli değil, onlar hala katı yakıtta kalacaklar çünkü insanların hep elektriğe gaza ve suya ihtiyaçları olacak.
Les services publics ont beau baisser, ça reste une valeur sûre, car on a toujours besoin d'eau, de gaz et d'électricité.
Küçük miktarlarda kredi almak isteyen müşterilerimiz olacak insanlar mudilerimizin parasıyla kumar oynadığımızı düşünecekler.
Et même, nous allons accorder tellement de crédits à la consommation, qu'on croira que nous jouons avec l'argent de nos clients.
Sakın beni bir daha insanların içinde küçük düşürme.
Ne m'humilie jamais plus en public.
Benimle iş yapan insanlar küçük çaplı tüccarlardır. Bunları almaya güçleri yetmez.
Mes clients, des petits commerces, peuvent pas se le permettre.
pirinç saplarından oluşan dağların içine kazılmış küçük deliklerde... yaşayan, uyuyan, yemek pişiren insanları... telaşlı uçuşan kuşları... yavaşça hareket eden tekneleri ve yavaş akan hayatı anlatmak istedim...
La vitesse des oiseaux la lenteur des bateaux... la lenteur de la vie à bord.
Bilim insanları teleskoplarla güneş sistemimizin en küçük, en ufak noktalarını sürekli gözlemleyerek yeni keşifler arayarak evrenin kanunlarını daha iyi anlamayı ummakta.
Les télescopes des scientifiques scrutent constamment Ies recoins infinitésimaux de notre système solaire, à l'affût de nouvelles découvertes, en vue de mieux comprendre les lois de l'univers.
İnsanlar karnavala geliyor. Şovumuzu ve küçük bayan Lili'yi görmeye.
Les gens de l'hôtel vont venir à la fête foraine pour voir notre spectacle, pour voir notre premier rôle féminin...
İnsanların yaptıkları onca şey hiç bir ise yaramadı da... Yüce Tanrı'nın bu dünyada yarattığı en küçük şey... Marslıları yok etmeye ve insanlığı kurtarmaya yetti.
Après l'échec de toutes les tentatives des hommes, les Martiens furent détruits et l'humanité sauvée par la plus petite chose que Dieu, dans sa sagesse, avait mise sur Terre.
Mesela bakın, biri Ağustos'un son iki haftasında yer bulmayı garantilemek için, Fransa'nın Antip burnunda koca bir oteli kiralayabiliyorsa ve birileri bundan söz ediyorsa, insanlar bazı Güney Amerika kentlerindeki küçük kahvelerde bu haberleri okuyabiliyorlar.
Si, par exemple, quelqu'un loue un hôtel entier au Cap d'Antibes pour toute la saison, rien que pour l'avoir du 15 au 30 août, et si quelqu'un d'autre ne fait pas le silence dessus,
Onlar çılgın insanlar, bilirsiniz. Bütün gece burada çalıyorlar. Sonra gidip yatmak yerine, o küçük yere gidiyorlar... ve kendileri için çalıyorlar, bedavaya!
Ils sont fous, ils se défoncent ici toute la soirée, et au lieu d'aller se coucher, ils vont encore se défoncer là-bas gratis!
Küçük Topsy. Mutlu insanlar.
Espiègle petite Topsy,
İnsanları böyle küçük şeyler yakınlaştırır.
C'est ce genre de choses qui rapproche les gens.
Bay Vogler. Şu insanları affedin. Sizi küçük düşürdüler.
M. Vogler, vous devez leur pardonner.
Kabul ediyorum, bazı insanları aşağılayamazsın. Ve diğerleri de en küçük şey de darılırlar.
Je te jure, il y a des gens qu'on ne peut pas insulter du tout, et d'autres qui prennent la mouche pour un rien.
Önemli insanlar tanırım. Bütün hayatımı bu küçük sahil kasabasında geçirdim ben.
J'ai des entrées, je ne passe pas tout mon temps avec ces banlieusards.
- İnsanları. Küçük bir çocuğa ait, ve yetişkinleri çocukluklarındaki gibi gösteriyor.
Des grandes personnes vues par un jeune garçon.
Gördüğü insanlar sadece zindancı ve ağır başlı ve dilsiz bir çocuk olan küçük kızdı.
Les seuls gens qu'il voyait étaient le geôlier et sa petite fille, une enfant sérieuse qui ne parlait pas.
Tarihi açıdan bakılırsa böyle küçük olaylar insanların zihnine kazınır.
Un fait minime pour l'histoire sera énorme pour un individu.
Ama insanların beni kör olduğum için küçük görmelerine izin veremem.
Ce que je te reproche, c'est que dans ta façon de parler de moi, il y avait une nuance de mépris.
Yüzyıllar boyunca küçük ve dağınık krallıklarda bu insanlar birbirleriyle ve tanrılarıyla barış içinde yaşadılar.
Pendant des siècles, ils ont vécu en paix dans de petits royaumes épars avec leurs dieux.
Gece uzun, feza sonsuz ama dünya küçük, hele insanlar!
La nuit est profonde. L'espace, immense, infini. Mais la terre est petite.
Sen, benim gerçekten böyle küçük hırsızlıklar yapacağıma inanmıyorsun, ama insanları buna inandırıyorsun.
Vous ne pouvez pas croire que je sois un voleur. Vous l'avez fait croire à ces gens.
Küçük zavallı insanlar.
Des petits demi-portions...
Küçük insanlar!
Mon jeune public!
Beni yalnızca insanların önünde küçük düşürmekle kalmadın. O kadın senin kamaranda yatarken, onu bana önce Bayan Harvey Crothers, sonra da Bayan Hudson olarak tanıtmakla, benim zekama da hakaret etmiş oldun.
Vous m'avez non seulement humiliée en public... mais vous insultez mon intelligence... en présentant cette femme comme Mme Harvey Crothers... et puis comme Mme Hudson, alors qu'elle couche ici dans votre cabine.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]