English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ O ] / Onlara bak

Onlara bak Çeviri Fransızca

1,038 parallel translation
Onlara bak, kaçiyorlar.
Regardez-les s'enfuir.
Onlara bak.
Regardez-les.
Büyüdükleri zaman, ve oyun oynayacak odaya ihtiyaçları olduğunda,... Nuru'yu onlara bakıcı olarak koyacağız ve çok güzel bir ilişkiye sahip olacaklar.
Quand ils grandirent et qu'ils manquèrent d'espace, Nuru se chargea d'eux. Ils s'entendaient à merveille.
Emirlere uydukları sürece, Deniz Kuvvetleri onlara bakıyor.
Du moment qu'ils obéissent, la marine se charge d'eux.
- Onlara bak!
- Regardez-les!
Yumurtalar yaşıyor. Onlara bakıyor.
Elle s'occupe des oeufs, les protège.
Onlara bakıyorum.
Cela m'est arrivé.
Tiki-tiki-tiki, tatlım. Sadece onlara bak.
Ticki-ticki-ticki, ma tablette à croquer.
Claude onlara bakıp : "Muriel Brown'ın kızı burada mı?" diye sorabilirdi.
Claude Ies regarde tout en marchant. II pourrait aller au devant d'elles, Ieur demander : "Une de vous est-elle Ia fille de muriel Brown?"
Onlara bak.
Regarde-les.
Jimi onlara bakıp " Benim adım Jimi.
Jimi se retournait et disait :
Onlara bak. Bu şeylerin parlaklığının kadınlar olmayınca azaldığını fark ettim.
Leur éclat diminue quand les femmes ne sont pas là.
Bak, Jonny, onlara söylemelisin.
Écoute, il faut tout me dire.
Bak ne diyeceğim. Onlara kadını getirmelerini söyleyeceğim.
Je vais leur dire de me la présenter.
- Bunu onlara siz mi söylediniz? - Bakın...
Vous leur avez dit ça?
Bak onlara.
Tu verras qui je suis.
Hadi, bak onlara!
Regarde-les!
İşimiz bitince evli erkekler eşlerinin yüzüne bakıp, makyajlılarsa tabii, onlara haddini bildirecekler.
Et quand on en aura fini, les maris seront capables de regarder leur femme en face, enfin, si elle est maquillée, et la remettre à sa place.
Onlara yüzsüzce bakıp sanki onları bakışlarımla soymak isterdim.
Je les regardais effrontément comme si je voulais les déshabiller.
Onlara iyi bir şaplak vur ve olanlara bak!
Tenez.
Baykuşlar birbirinin önünden uçup gidiyorlar ve onlara sarı gözlerle bakıyorlar.
Ies hiboux vous fixent de leurs yeux jaunes.
Bak, onlara neden ellerinden geleni yapmalarını söylemiyorsun?
Refusez de payer!
Onlara bak!
Contente-toi de les garder!
Bak polis memurları onlara ekip arabasında yardımcı oluyor.
Ces gentils policiers les aident à monter dans leur voiture.
Nasıl bakıyorsun onlara?
Comment les as-tu élevés?
Siz durun. Emir eri, bak onlara.
Brancardiers, occupez-vous de ces hommes.
Onlara iyi bak Kiley.
Regardez-les bien, Kiley.
Onlara çok güzel bakılır.
Et comment.Je fais tout pour eux á part leur chanter des berceuses le soir.
Bak onlara.
Soigne-les, pour moi.
İyice bak onlara Arthur.
Découvre-les tous, Arthur.
Bak onlara.
Regarde-les.
Bak onlara.
- Un seul chien n'a pas pu faire ça.
Sen de onlara bak.
Regarde aussi toi!
Sorgulama için onlara da bakıyoruz.
J'ai lancé un avis de recherche.
Önemli değil Bak onlara!
Ça ne fait rien, regarde-les!
- Onlara iyi yemek olmaya isteklisin bakıyorum.
Tous ces soucis me rendent malade.
Sanki bakışlarınız onlara dokunacakmış gibi kadınlar size dik dik bakar.
ISi les femmes regardent aux yeux se laissant Saresser au regard
Onlara tek gözüyle bakıp Hunlar gibi kızgın yağ kazanları hazırlıyordur.
Il les méprise et leur prépare des chaudrons d'huile bouillante.
"Bakın, Billy Casper ve evcil doğanı." Diyor. Onlara bağırmak istiyorum. Bu evcil değil.
"Voilà Billy Casper et son chouchou", j'ai envie de les engueuler.
Sana onlara nasıl özel bakım yapacağını anlatacağım.
Je dois vous enseigner... comment vous occuper spécialement d'eux.
Ama onlara bir bakın dostlar.
Regardez-les.
Ve onlara hızlıca biletimi gösteriyorum, bakın.
Je leur montre juste ma pochette, vite fait, vous voyez.
Onlara iyi bakın.
Veillez à son bon entretien.
İnsanlara onlara insan gözüyle bakıyor.
Pour les gens, ils sont presque humains.
- Yapmayın canım. Onlara tepeden bakıp tir tir titremelerine neden olacaksınız.
Ils vont reculer et trembler dans leurs bottes!
Takım bana bakıyor, ben de yüz ifademle onlara ne yapacaklarını söylüyorum.
Les joueurs me regardent et je guide le jeu par l'expression de mon visage.
Charly bakıyor onlara.
Charlie les épluche.
Onlara diğerleri gibi bakılıyor ama bazı ilaçları verilmiyor.
Ils ont les mêmes soins que les autres, mais pas de médicaments.
Kan akışın yavaşlamaya başladığında... kafanı uzat ve onlara o zaman bak.
Dépêche-toi, on n'a qu'une minute! J'arrive.
Onlara sadece bir bakış atmamla, yüzleri hemen müstehcen şekilde kırmızı bir et gibi şişiyor.
Je regarde l'un d'eux, et son visage se gonfle d'une viande rouge, indécente, comme chez le dindon.
Okullu kızlar da var burada, kurdelalarını gerektiği gibi takıyorlar. Onlara sadece bir göz atmanızla bile şehvetli bir bakışla karşılaşırsınız ki,
Les écolières ici se nouent les cheveux d'une façon toute particulière, et quand on regarde l'une d'elles, elle a un regard aguichant

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]