English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Y ] / Yarına kadar

Yarına kadar Çeviri Fransızca

2,599 parallel translation
Burada ne arıyorsun yarına kadar mesain yok mu?
Tu es en repos jusqu'à demain.
- İyiyim, yok bir şey. İstersen, yarına kadar kalabiliriz.
Comment ça va, mon amour?
Yarına kadar.
Eh bien, à demain.
Yarına kadar dönmezsem, keşfini yaparsın.
Si je suis pas là demain, fais un tour.
Şu Thompson işinin yarına kadar halledilmesi gerekiyor ve ben de avukat olmadığıma göre...
Il faut boucler le dossier Thompson et je ne suis pas avocate... À ce propos, j'ai une petite surprise pour vous.
Bu yarına kadar bekleyebilirdi.
Ça aurait pu attendre demain matin.
Paranın kalanını vermek için yarına kadar vaktiniz var yoksa polise giderim.
Trouve l'argent pour demain, ou j'irai voir la police.
Harika, fakat yarına kadar işi bir kenara bırakalım.
D'accord, mais on parlera affaires demain.
Yarına kadar olmaz.
Bah, peut-être demain.
Dinle sürtük! % 80'e % 20 kötü bir anlaşma değil. Saçmalamayı bırak da yarına kadar malı getir.
Ecoute salope... 20 % c'est suffisant pour toi alors ramène le reste demain.
- Yarına kadar toparlamış olurum.
- Ce sera nettoyé demain.
Yarına kadar teklifi almanız gerek, demek?
Il faut payer avant demain?
Vali, o piç kurusu Nascimento'yu yarına kadar çıkarmamızı istiyor.
Le gouverneur veut Nascimento putain de cul tiré d'ici demain.
- Ama arabam yarına kadar müsait olmayacak.
Ma caisse est chez le garagiste.
Canım, ciddi olduğunu biliyorum, ve normal şartlarda altında benim incinip otele dönmem, ve yarına kadar senin özür dilemeni beklemem, gerekiyordu, ama açıkçası programımız böyle bir lükse elvermiyor.
Chérie, je sais que tu es sérieuse, normalement je serai blessée et j'irai me cacher à l'hôtel j'attendrai que tu t'excuses demain mais franchement, notre planning ne nous permet pas un tel luxe.
Şirketi aradım, ve yarına kadar bize dönemeyeceklermiş.
J'ai appelé la société, ils ne peuvent me recevoir avant demain.
Yarına kadar bekle.
- Et là, c'est rien.
Bu şey yarına kadar açılmaz.
- Ça ne va pas se rouvrir avant demain.
Yarına kadar burada kilitli kaldık ve bugün tek yediğim şey Chris'in düşürdüğü üzümdü.
On est bloqués jusqu'à demain { \ pos ( 192,210 ) } et le seul truc que j'ai mangé, c'est du raisin que Chris à jeté.
Yarına kadar bu şekilde kalabileceğimi düşünmüyorum. Bilirsin...
{ \ pos ( 192,210 ) } Je ne vais pas rester comme ça jusqu'à demain.
Tamam, şey, Brian yarına kadar pis bir bezin içinde duramam ;
- Oui, je t'écouterai. - Bien, alors, { \ pos ( 192,210 ) } je ne peux pas rester ainsi jusqu'à demain, on le sait tous deux.
Akşama kadar iyot, sodyum hidroksit ve kırmızı fosfor ile sülfürik asit elimde olsun, ya da en geç yarına kadar elimde olmalılar.
J'ai l'iode et la lessive, j'aurai le phosphore et l'acide sulfurique aujourd'hui. Au plus tard demain.
Yarına kadar yeşile boyamamız gerek.
On doit la teinter pour demain.
Eğer parayı yarına kadar elime getirmezseniz, diğer dudaklarını patlatacağımdan emin olabilirsin.
- Et demain, si j'ai pas mon fric, c'est tes autres lèvres, que j'arrache.
Yarına kadar.
Demain.
Kredi başvurunuzu yarına kadar işleme koyarım yarin gelip imzalayabilirsiniz.
Je vais traiter vos documents de prêt d'ici demain et vous pourrez venir et signer.
Yarına kadar düzelir, değil mi?
Elle ira mieux demain.
Çiçeklerin yarına kadar solmasın da...
J'espère que les fleurs ne vont pas fâner d'ici demain.
Bıraktım ama, onlar yarına kadar yapmak istemediler, ben de, belki de senin takımın halledebileceğini düşündüm.
Oui, mais vu qu'il est fermé jusqu'à demain, j'ai pensé que vous pourriez les trier.
Yarına kadar, iniş ya da kalkış olmayacak.
Pas de vol avant demain.
Travis yarına kadar burada,... yani ana-oğul kaynaşması için pek çok zamanımız var.
Travis ne part que demain, alors on a tout le temps pour se rapprocher.
Eğer Bay Puckerman kamu hizmetine yarına kadar bir alternatif bulamazsa sınama süreci iptal edilecek ve Mondale Erkek Okulu'na dönmek zorunda kalacak.
Si M. Puckerman n'a pas trouvé de nouvelle action d'ici demain, sa probation sera revue, et il retourna en centre.
Yarına kadar kimse hatırlamaz bile.
Demain, tout le monde aura oublié.
Eastmead Caddesinin yarım mil kuzeyinden güneybatısına kadar olan tüm sokakları kontrol et.
Fais toutes les rues dans un rayon d'un kilomètre.
Seni kurtarmak için o riyakâr, küçük kalleş Godric de olmadığına göre karnını yarıp, kaburgalarını şapka olarak kullanmayı o kadar isterim ki.
Sans cet enfoiré moralisateur de Godric et porter ton thorax comme chapeau.
Yarın koyun yarısına kadar yüzeceğim ve geri gelmeyeceğim.
Demain, je vais aller nager jusqu'au millieu de la baie et je ne vais pas revenir.
Ve eğer o olmazsa, Shuester bölge yarışmasına kadar dayanmaz.
Et sans elle, Schuester ne gagnera pas les régionales.
- Hayır, ama bu elbise iki saatimi aldı, o yüzden en azından yarısına kadar buradayım.
Non, mais ça m'a pris 2 heures pour obtenir ça, alors je compte au moins rester un peu.
Şükürler olsun. Okadar yorgunum ve yarına o kadar çok işim var ki.
Je suis crevée et j'ai plein de boulot demain.
Ormandaymışsınız, akşam sekizden gece yarısına kadar çarpışmışsınız.
Tu étais en pleine jungle. Tu montais la garde jusqu'à minuit.
- Gece yarısına kadar bekliyoruz.
On attend minuit.
Gece yarısına kadar beklemeye çalışmalıyız.
Ça va aller. On doit essayer de tenir.
Burada oturup doğumu düşünürsem gece yarısına kadar dayanamam.
Je tiendrai pas jusque minuit, si je reste assise ici.
Elemanım olsa her akşam gece yarısına kadar açık kalırdım.
Je pourrais ouvrir jusqu'à minuit si j'avais le personnel.
Hepsini gece yarısına kadar tarayamayız.
Impossible avant minuit.
Akvaryum görevlileri, gece yarısına gelinceye kadar ışıkları kapamışlardı.
Ils ont laissé les lumières du grand aquarium jusqu'à minuit.
Yarınki maçın bu kadar büyük olmasına inanamıyorum!
Ça va pas être un match facile, demain.
Gece yarısına kadar buradayız.
On a la salle jusqu'à minuit.
Dün gece yarısına kadar dışarıdaydım.
Je peux me coucher après minuit.
Aletler onun ağırlığının yarısına kadar dayanabilir.
- Il est prévu pour la moitié de son poids.
Hidrotermal bir yarığın etrafına kurulmuş yerkabuğundaki kükürtlü kimyasalların bulutlarını pompalayan volkanik bir açılma ve su nerdeyse 300 C ye kadar ısınmış.
Elle est construite à côté d'une source hydrothermale, une ouverture volcanique de la croûte terrestre qui éjecte des nuages de composés sulfurés et de l'eau à 300 ° C.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]