English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Y ] / Yarın paris

Yarın paris Çeviri Fransızca

124 parallel translation
Yarın Paris'e dönersem ertesi sabah.
Tout de suite. Dès demain, si possible.
Yarın Paris'te olmayı umuyorlarmış.
Ils disent qu'ils seront à Paris demain.
İsterseniz hemen yarın Paris'in en güzel kadınları, adınızı duyduklarında dudaklarını ısırırlar.
Un seul mot et votre vie peut changer. Demain, les plus belles femmes de Paris se mordront les lèvres jusqu'au sang en entendant prononcer votre nom.
Zaten sadece güle güle demek için aradım. Yarın Paris vapurunda olacaksın.
Je vous appelle juste pour vous dire au revoir parce que demain vous serez dans le bateau pour Paris.
Bak, yarın Paris'teki son günüm.
Demain est mon dernier jour à Paris.
Ben yarın Paris'e trenle döneceğim.
Je partirai demain matin. Je prendrai le train pour Paris.
Yarın Paris'e hareket ediyoruz.
Demain on part pour Paris.
Çok şükür ki yarın Paris'e gidiyorum. Tek söyleyeceğim bu.
Encore heureux qu'on parte demain pour Paris.
Toplantı tarihi belirlendi. Yarın Paris'e gidiyorum.
Nous avons pris rendez-vous, je pars pour Paris demain.
Yarın Paris'e gideceğiz ve birkaç gün içinde vize işlemlerimizi tamamladıktan sonra da Amerika'ya doğru yola çıkacağız.
- C'est quoi, cette histoire? On part demain pour Paris, puis pour l'Amérique, le temps des visas.
Yarın Paris'e gidiyorum ve bu kez uzun süre kalacağım.
Je pars demain pour Paris et pour un bon moment.
- Yarın Paris'e gidiyorum.
- Je pars pour Paris demain.
Yarın Paris'e giden hızlı trende onunla buluşacağım.
Je fais l'échange demain, dans le TGV pour Paris.
- Çünkü Hope yarın Paris'e gidiyor ve ben de onunla gideceğim.
Et pourquoi? Hope part pour Paris demain et je pars avec elle.
Paris'ten Londra'ya geçeceğiz. Yarın vapurla ayrıIıyoruz.
On s'est arrêté à Paris en chemin vers Londres où on ira en bateau demain.
Peşimde Fransa'nın tüm polisleriyle birlikte Paris'in yarısını koşarak geldim... - Köşede bekleyen bir çift daha var.
J'ai traversé Paris... avec toute la police de France à mes trousses.
Yarın dedemin vasiyetini hazırlayan avukatı görmek için Paris'e gidiyorum.
Je pars â Paris demain pour étudier le testament de mon grand-père.
Burası iyice elek gibi olmuş. Paris'teki tüm bezleri toplasan bile buradaki deliklerin yarısını kapatamazsın.
Tous les rats de Paris ne suffiraient pas à boucher les trous.
İkincisi, Paris'e gelirseniz, varlıklarımızın birleştirilmesi daha önce teklif etmiş olduğum ittifak içinde bir kaç gün sonra en az yarım milyon Frangınız olacağını garanti ederim.
Je peux certainement vous garantir que dans très peu de jours vous gagnerez au moins un demi-million de francs français. À l'heure actuelle Je ne peux en dire plus.
Gine de çıkacağım. Ama uyarıyorum, beni Paris'e çağırmanızın doyurucu bir sebebini alamazsam yarım milyon Frank olsa da olmasa da ilk trenle gidiyorum.
Je le ferai tout de même, mais je vous préviens, à moins d'avoir ce soir une explication satisfaisante quant à votre demande de venir à Paris, je prendrai, congé par le premier train disponible, demi-million de francs ou pas.
O atı hoş bir otlağa kapattım ki bir daha hiçbir yarışa katılamasın.
Je l'ai installé dans une prairie bien verte pour qu'il ne déconne plus dans les paris mutuels.
Bu işi, İrlanda veya Küba'daki piyangolar veyahut buradaki yarış parkuru bahisleri gibi yasal hale getirecek bir yasa geçirmek için kamu duyarlılığını körüklemeye çalıştığını söyledin.
Tu voulais orienter l'opinion en faveur d'une loi Iégalisant la loterie, comme en Irlande ou à Cuba, ou les paris sur les courses ici.
Sabah mı? Yarın sabah 8 : 15 treniyle Paris'e gidiyor.
Il part demain pour Paris, par le train de 8 heures 15.
- Yarın mı? Paris'e gitmiyor musun?
Tu ne vas pas à Paris?
Bugün yarın giderim. Yüksek komutanlıktan gelecek olan emir onayını... beklemek zorundayım. Sen Paris'te olacaksın.
J'attends la lettre de confirmation du quartier général.
Paris'e gelmek için dünyanın yarısını dolaştık, şimdi şu olana bak.
On traverse le monde depuis Paris, et voilà ce qui arrive.
Kazanırsa para bile vermeyebilir, çünkü bahis oynayanların yarısı ona oynayacak.
C'est un gros gagneur, et les paris ne seront pas à égalité... parce que la moitié des gens vont jouer sur lui.
Aslına bakarsanız, Louis Bernard, Paris'li büyük alıcı bizi yarın pazaryerine götürecekti.
Louis Bernard, un gros commissionnaire de Paris, devait nous y conduire.
Paris'ten yarın öğleden sonra döneceğim.
Je rentre de Paris demain après-midi.
Yarın sabah 11'de Paris'ten verdiğim haberleri kaçırma.
Écoute mon émission spéciale de Paris, demain matin à 11 h.
Yarın ise Paris'te olacaklar.
Demain, ils seront à Paris.
Yarın akşam Paris'te oluruz.
Demain soir, on sera â Paris.
Bir şey planlamadık. Yarın gece Paris Club belki.
Nous irons peut-être au Paris Club, demain soir.
" Londra-Paris hava yarışını bir Alman subayı... kazansın.
" exige qu'un officier allemand gagne la course.
Sana söz veriyorum yarın itibarıyla ne bölge ne ateşkes, ne de saray kalacak.
Demain matin, plus de préfecture, plus de cessez-le-feu, plus de Paris!
Paris'teki Fransız Direnişinin lideri Albay Rol tarafından şehrin yarısını ele geçirdiğimizi size söylemek için gönderildim. Şimdi sizden istiyoruz ki...
Je viens de la part du colonel Rol, chef de la Résistance à Paris, vous dire qu'on maîtrise la moitié de la ville et qu'on veut que vous...
Hemen Paris'e gitmelisiniz yarın.
Il faudrait que vous partiez pour Paris dès demain.
Siyah şişelerin, 6 gün süren bisiklet yarışlarının bayrak direğine oturmanın moda olduğu ve Paris'ten New York'a ilk uçak seferlerinin yapıldığı yıl.
Le black bottom... Les 6 jours cyclistes... le premier vol Paris-New York...
Anna dedi ki o burada kalacakmış ama profesör yarın sabah arabayla yola çıkacakmış. Bir iki gün sonra o da kocasının yanına gidecekmiş.
Il y va demain en voiture et Anna restera à Paris encore un jour ou deux.
Yarın S.A.S. ile Paris'e gidecek Fransız kimyagerleriz.
Changeons-nous. On est français et on rentre à Paris demain.
Yarın gece Paris e uçmak zorundayım...
Je pars demain à Paris pour affaires.
Yarın öğleden sonra Paris'e gidiyoruz.
Je veux te quitter.
Benny Lambert'ı Paris'te yarın göreceğim.
Je vois Benny Lambert à Paris demain.
Yarın Paris'e dönüyorum.
Je rentre à Paris demain.
Daima "Paris'te Gece Yarısı" parfümünü sıkardın.
Et tu portais toujours le parfum "Minuit à Paris".
- Yarın Paris`i baştan sona gezeceğim.
Je quitte Paris.
Yarın Laure'nin ailesi ile öğle yemeği yiyeceğiz.
Je dois aller à Paris pour un déjeuner..
Bu nedenle, uçuşların yarısı iptal edilmek zorunda kalındı. Sadece yabancı havayolları Paris'e sefer düzenledi.
La moitié des vols a donc dû être annulée, seules les lignes étrangères desservant Paris.
Yirmi yıl öncesinden kalma gazete yığınları var. Kumarbazlar hazırlanın, Dünya Köpek yarışları başlamak üzere.
Les paris sont ouverts pour les Championnats de courses pour chiens.
Ayrıca, Paris'te çoktan yarın olmuştu.
Aprés tout, c'était déjà demain à Paris.
Fakat sadece kısa bir süreliğine, çünkü yarın Cesee ve ben Paris'e gidip, gerçek bir Picasso alma şansını yakaladık ve ben, pinti kocamı, parasını ödemeye razı ettim.
Mais seulement pour un moment, parce que demain Cesee et moi... allons à Paris où j'ai la chance d'acheter un certain Picasso... que mon grippe-sou de mari devra payer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]