English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ B ] / Bir dakika daha

Bir dakika daha Çeviri Portekizce

1,108 parallel translation
Buna bir dakika daha dayanamam.
És como uma sanguessuga a chupar o meu cérebro.
Onlara bir dakika daha verelim, sonra da eve gidelim.
Damos-lhe mais algum tempo e depois vamos para casa.
Lütfen, bu kadına bir dakika daha katlanamam.
Por favor, não posso estar com ela nem mais um minuto.
Bana bir dakika daha verin.
Dê-me mais um minuto.
Bir dakika daha geciksen, biz de fosil olabilirdik.
Mais um minuto e ficávamos os dois fósseis também.
Sadece bir dakika daha, tatlım.
Só mais um minuto, querida.
Bir dakika daha kalsaydı, yanabilirdi.
Mais um minuto, e teriam ficado demasiado cozidos.
Beni bir dakika daha burada tutmana yarayacak bir delil bile yok.
Nenhuma que sirva para me manter aqui mais um minuto que seja.
- Bir dakika daha.
- Falta um minuto.
Söz verdim ya da vermedim burada bir dakika daha kalamam.
- Com promessa ou sem ela, não posso ficar aqui nem mais um minuto!
Bir dakika daha, Hastings.
Só mais um momento, Hastings.
Bir dakika daha. Şu kağıt işlerini bitirmem lazım.
É só um minuto, tenho que acabar esta papelada.
Bunu söylemeden bir dakika daha dayanamazdım.
Não podia deixar de te dizer isso.
Bu hücrede bir dakika daha duramam.
Não vou passar nem mais um minuto nesta cela.
- Bir dakika daha. Gadolinium'a alerjik reaksiyon gösteriyorsa, 2 dakika sonra ölmüş olacak.
Ela está a ter uma reacção alérgica ao gadolinium ; pode morrer em dois minutos.
Bana vereceğin bir ömür yerine, onun bir dakika daha nefes aldığını görmeyi yeğlerdim.
Preferia vê-la respirar por mais um minuto, do que uma vida inteira com o que tu me podes dar.
Bu iş her dakika daha iyi bir hâle geliyor.
- Isto está cada vez melhor.
Daha 5 dakika önce bir köprüden atlayıp intihar etmek üzereydin.
Tu tentaste saltar duma ponte. Há coisa de 5 minutos.
U.C.L.A'da bir arkadaşım bana... kronik şizofrenlerin 20 dakika veya daha kısa aralıklarla tekrarlanan... bir alışkanlığı takip ettiklerini söylemişti.
Um amigo meu estudou a esquizofrenia crónica. Têm rotinas estereotipadas que repetem de 20 em 20 minutos.
Bana daha birkaç dakika verin ve ben bir fincan kahve alabilir miyim?
Pode me dar mais uns minutos e me trazer um café?
Bir grup asker daha gelince, ekstradan 45 dakika daha dans etmemi istedi.
Um bando de soldados chegou, e ele fez-me dançar mais 45 minutos.
Birkaç dakika daha, sonra motorları bir kez daha kapatmalıyız.
Apenas alguns minutos, depois temos que desligar.
Sadece bir kaç dakika daha.
São só mais uns minutos.
- Bir dakika daha.
Tenho que voltar.
Ben de arabadan çıktım, ellerimi kaputun üstüne koydum ve dedim ki "Şeytan, eğer daha önce deli olduğumu düşünüyorsan, bir dakika bekle çünkü Tanrı'ya aşağı inip bu Plymouth'u iyileştirmesini söyleyeceğim."
Eu saí e deitei as mãos ao capot deste carro e disse "Diabo, se achas que eu estava louco, espera, porque vou pedir ao Senhor para vir cá abaixo tratar deste Plymouth."
Siz beyler siparis vermeye hazir misiniz? Bir kaç dakika daha lütfen.
Já escolheram, cavalheiros?
Sadece bir kaç dakika daha.
Só mais dois minutos.
Dur bir dakika, tahmin edeyim, hiç birini daha önce duymadın.
Um momento. Não me diga. Nunca ouviu estes nomes.
İkincisi ve daha önemlisi, bir dakika içinde George Leyton bizi arayıp Jerry Jackson Show'un New York şubesi olduğumuzu bildirecek.
Em segundo lugar, e mais importante, George Leyton vai ligar para nos informar de que agora somos a filial de Nova lorque do Jerry Jackson Show.
Hükümetin dediklerinden şüphe duymazsak... Oswald'ın 1,5 kilometreyi 6 ila 11 dakika içinde koşması... sonra cinayeti işlemesi, yönünü değiştirip... Teksas Sineması'na kadar bir kilometre daha yürümesi... ve saat 13.30'dan önce orada olması gerekir.
Mesmo dando ao governo o beneficio da dúvida, teria de fazer esse km e meio entre 6 a 1 1 minutos, mata o polícia, voltar para trás, percorrer 800 metros até ao Texas Theater e chegar lá antes da 1 e 30.
Daha saat 12.44'te, suikasttan sadece 14 dakika sonra... polis Oswald'ın boyuna ve yapısına uyan bir eşkal çıkardı.
Já às 12 e 44, 14 minutos depois do assassínio, a Polícia emitiu uma descrição aproximada do Oswald.
Flipper, buraya geleli daha beş dakika oldu. Ona bir şans ver.
- Flipper, dá-lhe uma chance.
Bence sen bir dakika orada kalsan daha iyi olur tatlım
Acho que é melhor você me esperar aqui, meu bem.
Daha beş dakika önce bu kurumun saygınlığına saldırmaya kalktığınızı ve çok saygın bir işadamını asılsız şekilde suçladığınızı unuttunuz mu yoksa?
O senhor nega que tentou ainda há pouco impugnar a integridade desta... Seu grande imbecil! Você gravou a conversa?
- Bir dakika. Belki de daha az.
Um minuto, ou menos.
- Bir dakika sonra daha iyi hissedeceksin..
- Vá sentir melhor que aquele em um minuto.
Sonrasinda ise tam olarak yedi buçuk dakika sonra da iki tane daha getir, sonra da içimizden birinin sizana kadar her bes dakikada bir iki tane daha.
E depois de exactamente 7 minutos e meio, irá trazer-nos mais dois, E depois mais 2 a cada 5 minutos, até que um de nós desmaie.
Benimle sevişiyor, 10 dakika sonra ayrılıyor, sonra ondan bir daha hiç haber alamıyorum.
Tem relações comigo, sai 10 minutos depois e nunca mais sei dela.
- Dur bir dakika. Daha yeni geldik.
- Ainda agora aqui chegámos.
Birkaç dakika endişe etmesine izin verelim, sonra içeri girip, beni bir kez daha görüşmeye ikna ettiğinizi söyleyin.
Deixemos que se preocupe um momento. Logo, vão dizer que me convenceram para voltar vê-lo.
Dur bir dakika. Biraz geriye alıp bir daha söyler misin?
Podes voltar atrás?
Bak Jerry, bir kaç dakika daha izin verir misin?
pode dar-me uns minutos mais?
Birkaç dakika sonra, ülkenizde daha önce hiç kimsenin yapmadığı bir şeyi yapma şansınız olacak.
Daqui a alguns minutos, vão ter a oportunidade de fazer algo que ninguém no vosso país jamais fez.
- Bir dakika bekle. - Avuç okumaktan çok daha iyi.
Melhor do que quiromancia.
- En azından daha neşeli bir şeyler... - Bir dakika izin verir misiniz?
- Poderíamos continuar depois do noticiário.
Şu anda şarap içmesem daha iyi. Bir dakika, sadece deneyin!
- Preferia não ter vinho...
Demek Carl bir kaç dakika daha bekleyemez yani.
O Carl não pode esperar uns minutinhos?
Hatırlamadın mı? Aynı sohbeti daha bir dakika önce yaptık.
Não se lembra de ter tido a mesma conversa, há um minuto?
Daha bir dakika önce!
Passámos por isto, há um minuto.
Tahminen bir otuz dakika daha var.
Calculo que mais 30 minutos.
Ceplerime bakayım. Daha birkaç dakika önce, Boston bomba imha ekibinden James Dove hemen arkamdaki çimlerde çılgınca bir yarışın içinde... Hey dostum!
Há momentos, o tenente James Dove do pelotão de Minas de Boston atravessou a correr este relvado atrás de mim para ajudar uma...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]