English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ T ] / Telefon

Telefon Çeviri Portekizce

24,459 parallel translation
Düğün gününün sabahında bir telefon geldi.
Na manhã do seu casamento, recebi um telefonema.
Telefon numarası son zamanlarda aktifleştirilmiş.
É um telemóvel, ativado recentemente.
Laurel Hitchin'den oranın güvenli olmadığına dair uyarıcı bir telefon aldım.
Recebi uma chamada da Laurel Hitchin a avisar.
Bu bir telefon mesaj kaydıdır, lütfen sinyal sesinden sonra mesajınızı bırakınız.
Esta é a caixa de mensagens do telemovel, por favor, diga a sua mensagem após o sinal.
Telefon yok.
Sem telemóveis.
Ghost, telefon yok dedik!
É um telemóvel?
Bende telefon yok.
- Ghost, nós dissemos sem telemóveis!
Ve o telefon bizi mahvetti.
E aquele telemóvel estraga tudo.
Yani içerisi tek kullanımlık telefon dolu.
É comum arranjarem telemóveis na prisão.
GENEL POSTA TELEFON OFİSİ
ESCRITÓRIO GERAL P. T.
Yarbay Pavri, Bay Makhija'yı öldürdüğü gün... Genel Posta Ofisi'nden Delhi'ye bir telefon görüşmesi yaptı.
O Comandante Pavri ligou dos correios para Deli, no dia em que matou o Sr. Makhija.
Telefon klavyesi gibi bir şeyin düğmesine basabiliyor musunuz?
Consegue pressionar um botão, como os do teclado de um telefone?
Öyle, ama yine de yazılı bildirimden önce, bir telefon gelecek.
Foi, mas é suposto receber a chamada antes da carta.
Telefon numaranızı vermiştiniz.
Deu-me o seu número.
Telefon var efendim.
- Telefone, senhor.
Bugün Bobbety Salisbury'den bir telefon aldım.
Recebi um telefonema hoje, do Bobbety Salisbury.
- Az önce telefon geldi.
- Acabei de receber uma chamada.
Mike Ross'un yönetici ortaklığa yükselişi hakkındaki makale ile ilgili bir telefon geldi.
Recebi uma chamada por causa de um artigo sobre a ascensão meteórica do Ross a sócio.
Mike Ross'un yönetici ortaklığa yükselişi hakkındaki makale ile ilgili telefon geldi.
Recebi uma chamada sobre um artigo acerca da ascensão meteórica do Mike Ross até sócio júnior.
Elimde sana gönderilmiş, benim başkaları için LSAT sınavlarına girdiğimi söyleyen anonim bir ihbar ve Columbia dekanına ait bundan on dakika sonra orayı aradığına dair telefon kayıtları bulunuyor.
Tenho a cópia de uma denúncia anónima enviada para si a dizer que eu fiz os LSATs por outras pessoas e o registo de uma chamada telefónica do seu gabinete para o Reitor de Columbia dez minutos depois.
Mike Ross kendisine telefon kayıtlarını verirsem kimseye bir şey söylemeyeceğine söz verdi.
O Mike Ross prometeu que, se eu lhe desse os registos telefónicos, ele não diria nada a ninguém.
Evet, ihtiyacım olan resimleri aldığında Vanessa'dan telefon gelecek.
Consegui, e vais receber uma chamada da Vanessa quando ela me arranjar as fotografias de que preciso.
Jessica'ya söyleyip Vanessa'dan ikinci bir telefon geldiğinde seni bilgilendireceğim.
Então, vou dizer à Jessica e aviso-te quando a Vanessa ligar.
Yanımızda telefon olmaması gerektiğini sanıyordum.
Pensava que não podíamos ter telemóveis.
Pekâlâ oda için yapılan ödeme denizaşırı bir hesaptan geliyor ama rezervasyon için kullandığı telefon numarasını buldum.
A suite foi paga com uma conta falsa no exterior, mas tenho o telemóvel que foi usado na transferência.
Gençler haberler kötü, bu adam kullan at telefon kullanıyor.
Pessoal. Más notícias. O telemóvel que ele usou é descartável.
Silah ya da telefon almıyorlar.
Sem armas, sem telefones.
- Belki de bize bir telefon numarası bulabilirsin.
- Talvez tenha o número dela.
Reinder-de Groot'dan telefon geldi.
Recebemos uma chamada. Uma equipa assaltou Reinder-De Groot.
Bir telefon geldi.
Recebi uma chamada.
- Telefon sapıklığı normal bir şeydir.
- Isso não é invulgar.
Bu yüzden kadının telefon kayıtlarını çıkarttım.
Portanto, localizei os registos telefónicos dela.
Aramalar ankesörlü telefon ile yapılmış ve ödeme için telefon kartı kullanılmış.
Os telefonemas foram todos feitos de cabinas. Mas foram pagos com cartões de chamadas.
Şehirdeki Warwick Oteli'nden telefon ve kameralarla birlikte ses ve interneti de kullanarak Küresel Finans Kurulu denen bir yeri araştırıyorlarmış.
Estavam a intercetar telemóveis e imagens em circuito fechado de TV do Hotel Warwick de Midtown, bem como tráfego de voz e Internet de algo chamado Conselho Financeiro Global.
Telefon sahibinin kimliğini bulamayız ama bana inanmasanız da onun yerini bulabilirim.
Não se sabe o nome do proprietário, mas, acreditem ou não, está ligado neste momento. Portanto, tenho estado a triangular a localização dele.
Bu bir güvenli telefon değil.
Isto não é um telefone seguro. Tem outro?
Sabah karısından telefon aldı da oğlu dün gece kaza yapmış, şu anda hastanedeymiş.
Posso falar consigo um minuto? Ele recebeu uma chamada da esposa esta manhã.
Yeni MSO ajanlarına konuşma yapmak üzereydim ki bu nadir yaşanan bir onurdur ama sonra gizliliğin tekrar ifşa edildiğine dair bir telefon aldım.
Estava a fim de fazer o meu discurso de orientação para os novos agentes da ARP, uma honra rara, mas recebi uma chamada a dizer que esta Agência foi comprometida... outra vez.
Olivia Delidio'un suikastçısında sizin telefon numaranız kayıtlıymış.
A assassina de Olivia Delidio, o seu número estava no telefone dela.
Sonra bir telefon geldi.
Mas recebi uma chamada.
Cep telefonunu da, ama telefon kapalı.
Também deixou o telefone, mas a linha está cortada.
Bana neden telefon numaranı vermiyorsun? Ne zaman dersen o zaman ararım.
Dê-me o seu número, depois ligo-lhe.
Ona bir telefon aç. O gece kamyonetin kimde olduğunu öğren lütfen.
Então ligue-lhe e pergunte-lhe quem tinha a carrinha naquela noite.
Damadının telefon numarası neden sende yok, anlamadım.
Como é possível que não tenha o número do seu genro?
Telefon hattını yeni mi aldın yoksa?
Tem um telefone novo?
Peki senin telefon numaranı damadın neden bilmiyor?
E porque é que ele não tem o seu número?
Az önce ona telefon numaranı başkasından almasını söyledin, değil mi?
Disse-lhe para pedir a alguém, não foi?
Bu telefon mu?
!
- Arama emri, müvekkilimle kuzeni arasındaki bir telefon görüşmesi gerekçe gösterilerek alınmış. - Ne?
- O quê?
Şu telefon.
O telemóvel.
- Finansal Suçlar Bürosu'ndan bir telefon aldım.
- Falei com a FinCEN.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]