English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / A little bit

A little bit translate Turkish

25,626 parallel translation
- Yes, yeah, a little bit.
- Evet. evet, birazcık.
- I'm just gonna speed this up a little bit.
- Bunu birazcık hızlandıracağım.
Yeah, a little bit, but my temper...
Evet, birazcık. Ama öfkem...
Well, ours seems a little bit nicer... a little.
Eh, bizimki biraz daha güzel görünüyor... Çok az.
I thought trying to stop him might make it a little bit worse.
Onu durdursam mı diye düşündüm ama sonra daha kötü olur dedim.
Had to improvise a little bit today.
Bugün birazcık doğaçlama yapmak zorunda kaldım.
We feel like we've been struggling a little bit, uh- - well, not struggling, but- -
Sanki birazcık şeyin mücadelesini veriyor gibiyiz... Yani mücadele değil ama...
Unfortunately, the disease is moving a little bit faster than I- -
Ne yazık ki hastalığın ilerleyişi düşündüğümden biraz daha hızlı.
Here we go. Just a little bit.
Al bakalım birazcık.
Talk about fatherhood a little bit.
Birazcık babalıktan konuşuruz.
You're just a little bit too smart, I think.
Sanırım, biraz fazla akıllısın.
I think I'm gonna go rest up a little bit, you know?
Sanırım biraz dinleneceğim, anlıyor musun?
Were you a little bit relieved that they messed up our adjoining suites?
Bitişik süitlerimizi karıştırdıklarında sende ufak bir rahatlama oldu mu?
Toby, that's all I can tell you right now, but if you give me a little bit of time, I will fix it and tell you everything, okay?
Toby, sana şu anda tüm söyleyebileceğim bu ama bana biraz vakit verirsen düzeltip sana her şeyi anlatacağım tamam mı?
Should make counting a little bit easier.
Sayması daha kolay olmalı.
I was hoping to torture you a little bit first, but since you're in such a rush, I will be glad to accommodate you with your schedule.
Önce biraz işkence edeyim diyordum ama madem aceleniz var vaktinizi boşuna almayayım.
Gideon, can you pilot for a little bit?
Gideon, kontrolü biraz sen alabilir misin?
Right or wrong, it is who I am, and it is what I do, so I'm asking for a little bit of space because I have to draw the line somewhere.
Yaptığım şey de bu. Bu yüzden bana biraz zaman tanımanı istiyorum. Çünkü sınırları belirlemem gerekiyor.
- Not even a little bit.
Hem de tamamen.
I'm sure he just needs a little bit more time.
- Biraz daha zamana ihtiyacı var.
Maybe we should stay a little bit longer.
- Belki biraz daha kalsak iyi olur.
Just a little bit longer.
Az kaldı.
I wish you two could be a little less oil and water and a little bit more oil and vinegar.
- Keşke birbirinizle çekişmek yerine anlaşmaya çalışsanız.
Hey, I... just, I couldn't help but notice things are a little bit tense.
Havada biraz gerginlik olduğunu fark etmeden duramadım.
You know, I thought maybe we could hold off on the criticism for a little bit.
Bu eleştirel tavırları bırakabiliriz diye düşünmüştüm.
You know, I've been puzzling out why none of my contacts have showed up and fretting that maybe this whole thing has gone a little bit sideways.
Tam da neden görüştüğüm kişilerin hiçbirinin gelmediğini ve tüm bunların ters gitmeye başladığını düşünmeye başlamıştım.
Give us a little bit of time to get acquainted.
Birbirimizi tanımamız için biraz daha zamana ihtiyacımız var.
Um, this job... this job has proven to be a little bit more difficult than I expected.
Ee bu iş... Bu iş beklediğimden biraz daha zor çıktı.
In truth, I'm probably a little bit more... shaken up by the whole mugging than maybe I thought.
Aslında sanırım şu soygun işinden düşündüğümden daha fazla etkilendim.
That was a little bit of a white lie.
Bu birazcık beyaz bir yalandı.
Just a little bit longer.
Biraz daha.
Just a little bit every day.
Her gün biraz biraz.
Sit down ; you can rest for a little bit, all right?
Oturun, burada biraz dinlenebilirsiniz, tamam mı?
Thanks, but I think I'm going a little bit lighter tonight.
Sağ ol, ama bu akşam biraz daha hafif gideceğim.
I'm saying we just let him stew up in his room for a little bit, and then we sit him down...
Diyorum ki bırakalım biraz odasına kapansın, sonra da onu oturtur...
I also jazzed up his weather report a little bit.
Hava durumu raporunu biraz ilginç hâle getirdim.
What do you mean you "jazzed" it up a little bit?
Biraz "ilginç" derken ne demek istiyorsun?
Okay, but just for a little bit.
Tamam ama çok az oynarım.
Think anyone would notice if we went upstairs for a little bit?
Sence üst kata gittiğimizi kimse fark eder mi?
I think we could all use a little bit more harmony, you know?
Bence birazcık uyum hepimize iyi gelebilirdi, değil mi?
Might take us a little bit longer, given that we're... you know.
Biraz daha fazla vaktiğimi alabir,... şeyi göz önünde bulundurursak... Bilirsin ya.
Just mulching a little bit.
Yaprak temizliyordum.
A little bit.
Biraz.
Um, Tara and Jenny, I am going to put that baby back in there so it can cook a little bit more.
Tara ve Jenny, bebeği geri koyacağım. Böylece biraz daha gelişebilir.
No, I think I need to be alone for a little bit, if that's okay.
Hayır, sana da uyarsa, biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var.
That went a little bit more Lord of the Flies than I expected.
Bu beklediğimde fazla sineklerin tanrısı gibiydi.
If you kids had been a little bit more forthcoming with law enforcement last time, your father might still be alive.
Son olayda arkadaşların, polise karşı daha açık olsaydı baban hâlâ yaşıyor olabilirdi. Hadi ama.
Just gotta get a little bit of power into you.
Sana biraz güç vermemiz gerek sadece.
However, we can walk into a bunch of different banks and ask for a little bit.
Ama farklı bankalara gidip... azar azar alabiliriz.
A little bit, yeah.
Birazcık, evet.
Okay, fine, I may have had a teensy bit of trouble adjusting when we first got here for, like, six teensy, little months, but I took your advice, and I got a job.
Buraya geldiğimizde uyum sağlamayla ilgili minik sıkıntılarım olmuş olabilir, evet altı aycık sıkıntılar ama dediklerine kulak verdim ve iş buldum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]