A little while translate Turkish
5,717 parallel translation
So I'm gonna have to ask you to hold up here for a little while.
Bu yüzden sizden bir süre beklemenizi isteyeceğim.
Just want to hang here a little while longer.
Sadece biraz daha burada takılmak istiyorum.
Took our communications guys a little while to figure out what it was.
İletişimcilerimizin ne olduğunu çözmesi birazcık sürdü.
Just stay a little while.
Birazcık daha kal.
I think I'm gonna close my eyes for a little while.
Sanırım az gözlerimi kapatacağım.
Would you stay a little while longer?
Biraz daha kalsan?
So, it looks like I'm actually gonna be here for a little while.
Yani burada bir süre kalacağım gibi görünüyor.
Maybe they can go to the park or something, get the kids out of the house for a little while. Really?
Parka, bir yere gidebilirler, çocukları bir süre dışarı çıkarabilirler.
Well, we had a really nice meal together a little while ago, the result of which was a fairly bland article in your magazine.
Bilmiyorum. Bir süre önce güzel bir yemek yemiştik ki bu yemeğin sonucu derginizde yayınlanacak oldukça sıkıcı bir yazıydı.
Can I come out just for a little while?
Birazcık dışarı çıkabilir miyim?
Let me sleep for a little while longer
Bırak biraz daha uyuyayım.
After they lose, they will pretend to cry for a little while and then glam themselves up and go shopping
Kaybettikten sonra, yalancıktan ağlar gibi yaparak.. .. sonra da mutlu olmak için alışverişe çıkıyorlar.
We'll have to ask you to remain up here for a little while.
Bir süre burada kalmanızı rica ediyoruz.
It's going to be a little while longer.
Biraz daha sürecek.
I always like to wait a little while, in case kids straggle in late.
Ben hep biraz beklemişimdir, çocuklar geç kalabilirler diye.
Well, they cry a lot, and then we talk about Cathy, and things are better for a little while, and it all just starts again.
Hâlâ ağlıyorlar, sonra Cathy'den konuşuyoruz... bir süreliğine iyi oluyorlar, ardından yine baştan.
Just... Just sleep here for a little while.
Şurada biraz uyu.
Yup. Well, she changed her name back to her father's a little while ago.
Evet, aslında kısa bir süre önce babasının soyadını aldı.
It was a way to forget about the conflict and the bloodshed for a little while.
Çekişmeleri ve kan gölüne dönmüş ortamı kısa bir süre de olsa unutmak için bir yöntemdi.
It's just going to take a little while for her to open back up.
Toparlanması biraz zaman alacak.
I'd like to keep you a little while longer,
Gözlem için sizi bir süre daha burada tutmak istiyorum.
I, unfortunately, need to stick around a little while longer.
Maalesef bir süre daha burada durmak zorundayım.
And you- - for a little- - for a little while, you're more than just you.
Sen de... Bir süre... Bir süreliğine kendinden fazlası oluyorsun.
I made a deal for you to keep your ungrateful head on your ungrateful neck a little while longer.
O nankör kellen, o nankör boynunda biraz daha kalsın diye bir anlaşma yaptım.
Hey, hey. Can we just hit around for a little while, please?
Önce biraz atış çalışabilir miyiz, lütfen?
He and the company can wait a little while longer.
O da, şirket de biraz daha bekleyebilir.
He'll be back in a little while.
Yakında geri döner.
It's going to take a little while until Joey gets his head right again.
- Bekliyor olacak. - Joey'in kendine gelmesi zaman alacak.
I know you don't. But it's gonna be for a little while.
Zaten çok kısa bir süre kalacaksın.
I did see someone else for a little while, but there was only ever your father for me.
Kısa bir süre başka biriyle görüşmüştüm. Ama benim için he zaman baban vardı.
But only for a little while.
Ama sadece bir süre için.
But in a little while, yes.
- Ama kısa bir süreliğine görebilirsin.
For a little while that day, I... I didn't think about all the bad things, you know?
O gün biraz bile olsa kötü şeyleri aklıma getirmemiştim.
I just wanted you to think I was normal, at least for a little while.
Bir süreliğine de olsa, benim de normal biri olduğumu düşünmeni istedim.
I've known for a little while now, Cliff.
Bir süredir biliyordum, Cliff.
And I think I need to carry that pain around with me, for a little while.
Sanırım bu acıyı bir süre daha taşımalıyım.
Just for a little while.
Kısa bir süre için sadece.
Do you want me to lie down with you for a little while?
Yanına biraz uzanmamı ister misin?
You know, time goes on. I stop bringing it up because after a little while,
Zaman geçtikçe bu konuyu gündeme getirmekten vazgeçtim.
Um, a little while ago, Anna was in a skiing accident in Telluride.
Kısa bir süre önce Anna, Telluride'da bir ayak kazası geçirdi.
No, I can hold out a little while longer.
Hayır, biraz daha dayanabilirim.
Maybe we should give each other a little more space for a while.
Belki de bir süreliğine görüşmemeliyiz.
Now we'll talk about dead people you never met while we get a little exercise.
Şimdi biraz egzersiz yaparken hiç tanışmadığın... ölü insanlar hakkında konuşacağız.
Enjoy the world while we have it and give a little bit back.
Vakit varken keyfine bak ve birazcık katkıda bulun.
I'll tell you what... why don't you let me get you a little wedding gift while you're waiting?
- Ne diyeceğim bak. Beklerken sana küçük bir düğün hediyesi versem olur mu?
I knew I went a little crazy while I was in the SHU, but, man, coming in here and not knowing but thinking... I was really on the brink.
Tecritte biraz kafayı sıyırdığımı biliyordum ama hiçbir şey bilmeden buraya gelip kafamda kurunca, kafayı yiyecektim.
Now we're in color and it's a little interview for the two of them while the other men look, outlining the benefits of this watch.
Sonra ortalık renklenir ve diğer iki adam bakarken ikisi arasında, saatin gücünü ortaya koyan bir konuşma başlar.
I like to get a little crazy once in a while.
- Ara sıra çılgınlık yapmayı severim.
You can't help it they charge you once in a while, like this little hot dog wants to go by, in a sports car. But by in large most people run along in about the same speed.
Şu geçip gitmek isteyen spor arabadaki küçük sosisli sandviç seni cezalandırırsa yapacak bir şey yok ancak insanların birçoğu hemen hemen aynı hızda seyredeceklerdir.
See you in a little while.
Yakında görüşürüz.
And while it lasts, it's a little cosmos with its own worlds... creatures, drama.
Bu, kendi dünyalarıyla devam eden küçük bir kozmostur. Tüm yaratıkları ve sahneledikleri oyunlarla.
a little while ago 61
a little bit more 67
a little bit 790
a little bit of everything 17
a little 1985
a little tired 30
a little later 32
a little further 29
a little to the left 38
a little late 32
a little bit more 67
a little bit 790
a little bit of everything 17
a little 1985
a little tired 30
a little later 32
a little further 29
a little to the left 38
a little late 32