A little later translate Turkish
985 parallel translation
It could show itself once it gets a little later in the night.
Biraz daha kararırsa ortaya çıkabilir.
The other remarkable thing was, it was a little later when we realised this, this survey which had been in the literature for several years does in fact exhibit a symmetry.
Dikkate değer diğer şey ise, bir süre sonra farkettiğimiz gibi bir kaç yıldır literatürde olan bu araştırma gerçekten de bir simetri olduğunu gösteriyordu.
A little later...
Biraz sonra...
I'll give you a ring a little later, shall I?
Seni sonra ararım olur mu?
I'll join you a little later.
Size biraz sonra katılırım.
- I'll see you a little later. - I say!
Daha sonra görüşürüz.
A little later on, we'll have supper up here, just we two.
Hemen ardından burada yemeğimizi yeriz, yalnızca ikimiz.
- A little later.
- Biraz sonra.
- I want to see you a little later, Joan.
- Daha sonra görüşmek isterim.
Is there, as the newspapers imply a certain relationship between that unfortunate happening and the death a little later of the man Thursby?
Gazetelerde yazdigi gibi... bu talihsiz olayla Thursby denen adamin ölümü arasinda... bir iliski var mi gerçekten?
Maybe a little later on when we start doing better, you can stay out here all the time.
Belki daha sonra daha iyi yapmaya başladığımız zaman, her zaman burada kalabilirsin.
Well, that's what I wanted to talk to you about a little later.
Yakın zamanda ben de seninle bunu konuşmak istiyorum.
Couldn't you ask your admirer if it would be possible to have a breakfast a little later than 9 : 00?
Hayranına kahvaltının 9'dan biraz daha geç olmasını rica edemez misin?
See you a little later.
Birazdan görüşürüz.
We may have to touch you for a little more a little later on.
Sizinle yine görüşmek zorunda kalabiliriz.
A little later we'll try retracting the wheels at around 450 feet and relying on your motors to float the ship.
Daha sonra tekerleri 135 metrede yerden kesmeyi deneyeceğiz ve motorlarının seni kaldırmasını umacağız.
And a little later they brought in Joseph Higgins.
Ve biraz sonra içeriye Joseph Higgins'i getirdiler.
- I might even look in a little later myself. - That'll be nice.
- Belki ben de gelirim biraz sonra.
Oh, a little later. Max, are you going to the party?
Max, partiye gidecek misin?
LOOK, COULD YOU COME BACK HERE AND PICK ME UP A LITTLE LATER?
Buraya geri dönüp sonra beni yine alır mısın?
- A little later.
- Sonra alırım.
- No, I'll have it a little later.
- Hayır biraz sonra içeceğim.
- He will be here a little later, won't he?
- Ama biraz geç gelecek galiba.
A little later on, once again,
Bu beni rahatlatmıştı. Biraz sonra, tekrardan,
You can come back a little later.
Biraz geç de gelebilirsin.
Now, the night Sylvia came back from New Orleans, when Charles failed to meet her there, a little later on you say she found herself at the window.
Şimdi, Sylvia'nın New Orleans'tan döndüğü gece, Charles'ın onu karşılayamadığı anlatıldıktan, biraz sonra diyorsun ki, Sylvia kendisini pencerede buldu.
Could we go back to that question a little later?
Bu soruyu sonra cevaplasak?
I'll try again a little later on.
Birazdan bir daha denerim.
I'll order a little later.
Birazdan sipariş ederim.
A little later, if I may.
- Daha sonra.
If you want a little snort of gin later on, there's some stashed away... in the closet...
Canın burnundan cin çekmek isterse zula yerini biliyorum buradaki dolapta.
You know, it's getting colder as it gets later and I might have to move a little closer if I get chilly.
Yani hava karardıkça daha soğuk oluyor üşüdükçe biraz daha yaklaşmak zorunda kalırım...
It was only later in the day that a workman found the frame in a little storeroom under the salon care.
Aynı gün, ilerleyen saatlerde bir çalışan, resmin çerçevesini kare salonun altındaki küçük depoda bulmuştu.
It sure is good to see you all again... but we'll get sociable a little bit later.
Hepinizi tekrar görmek çok güzel. Sohbete biraz sonra devam ederiz.
For the present, why don't you run on over to the hotel and... take your bath and we'll have a little talk later.
Şimdilik neden otele yerleşmiyorsun? Otele git....... banyonu yap ve sonra seninle biraz konuşalım.
No, because a little while later, I made the same deal with The Post.
Hayır, daha sonra aynı anlaşmayı "The Post" ile yaptım.
Liable to be a little floor show later on around here.
Daha sonra buralarda ufak bir gösteri olabilir gibi.
A little scratch on his leg... and a month later he comes back in time for a three-day pass to Paris.
Bacağında hafif bir çizik olur... ve bir ay sonra üç günlük izinle Paris'e tam zamanında gelir.
I've finished a case a little earlier than I expected and I told my wife I'd try and join her later if I could but I very stupidly forgot where she said she was going.
Bir davayı beklediğimden biraz daha erken bitirdim....... ama yapabilseydim karıma katılmayı deneyecektim ama onun gideceğini söylediği yeri aptalca bir şekilde unuttum.
A day or two later, an affecting little feudal ceremony took place to welcome me into residence at the castle.
Bir iki gün sonra... kaledeki ikametgahımıza yerleşmemizi kutlamak için... küçük, feoadal bir seremoni gerçekleştirildi.
I'II look in later, and if you're still awake, we'll have a little game.
Daha sonra uğrayacağım, ve hâlâ uyanık olursan küçük bir oyun çevireceğiz.
Elwood, you and I may take a little ride later.
Elwood, daha sonra birlikte arabaya binip gezebiliriz.
Later, there was a nice, quiet little celebration.
Ardından sessiz ve küçük bir kutlama yapıldı.
We'd just been married three weeks when Johnny had to sail and two months later I get a telegraph from the War Department telling me that he and his little P-51...
Johnny ile evleneli üç hafta olmuştu ki, sefere çıkmak zorunda kaldı ve iki ay sonra Savaş bölümünden....... o ve küçük P-51 denizaltısının battığına dair bir telgraf aldım.
Eight or nine years later, your leg gets a little stiff when it rains.
Sekiz dokuz yıl sonra, yağmurda bacağın biraz katılaşır.
- A little bit earlier, or later.
- Ha biraz erken, ha biraz geç.
And how about a little dinner later?
Ondan sonra yemeğe ne dersin?
A few years later, the little town of Montreuil sur Mer in northern France rose unexpectedly.
Birkaç yıl sonra Fransa'nın kuzeyindeki ufak Montreuil kasabası beklenmedik bir gelişme gösterdi.
You get her straightened out and I'll take her out to get a little air later.
Sen biraz kendine getir, daha sonra temiz hava alması için dışarı çıkarırım.
I tell you one thing, if a little green man pops out on me I'm shooting first and asking questions later.
Silahlarınız hazır mı? Şimdiden söylüyorum, eğer üzerime yeşil bir adam saldırırsa Önce ateş eder sonra soru sorarım.
Then, maybe later... you'll come to America, where we have a little thing called opportunity... for everybody.
Sonra belki... Amerika'ya gelirsin, herkes için, fırsat dediğimiz küçük bir şey... bulunan ülkeye.
a little bit more 67
a little bit 790
a little bit of everything 17
a little while ago 61
a little 1985
a little tired 30
a little further 29
a little to the left 38
a little respect 43
a little late 32
a little bit 790
a little bit of everything 17
a little while ago 61
a little 1985
a little tired 30
a little further 29
a little to the left 38
a little respect 43
a little late 32