A little less translate Turkish
1,659 parallel translation
And a little less incredulity on your part would be appreciated.
Gösterdiğin ufak kuşkuculuk da takdire değer.
But we're still working on the emotional valuations, which are a little less clear-cut.
Ama duygusal değerler üzerinde halen çalışıyoruz ki onlar biraz daha belirgin.
They're just a little less friendly than the ones in your garden.
Sadece bahçenizdekilerden biraz daha az dost canlısı.
You know, can't we go out when it's a little less wavy?
Daha az dalgalıyken çıksak olmaz mı?
You need to be a little less negative.
Biraz daha az olumsuz düşünsene.
" The light is a little less bright.
Güneş daha az aydınlık.
The rain is a little less wet. "
Yağmur daha az ıslak.
If you took a little less time with your social life and saving the sorority, you could be specific.
Eğer sosyal hayatına ve kardeşliği kurtarmaya biraz daha az vakit ayırsaydın, bir karar verebilirdin.
For Camino... Fernandez, sister of one of our numeraries, who is at this moment being operated on in Madrid, and for future vocations. And we ask You, Lord, to give us the grace to be, each day, a little less unworthy of You.
Bu arada, şuan Madrid'de ağır hasta durumda bulunan Fernandez kardeşimize gelecekteki başarıları için Tanrı'dan yardım diliyoruz.
Yeah, one with a little less fairy dust on it, please.
Daha az masalsı olsun lütfen.
It makes Dracula seem a little less impossible, I guess.
Dracula olayı ise sanırım imkansız.
Sweetie, don't you think that this is just a little less revealing?
Tatlım, bunun biraz dekolte olduğunu düşünmüyor musun?
about a mile line of sight - - a little less in they city with all the high-rises.
Açık alanda 1,5 km. Kent için de biraz daha az yüksek yapılar nedeniyle.
Maybe you should be a little less subtle in the future.
- Bundan sonra belki daha az zorlaştırırsın.
- So just a little less chin.
Çeneyi biraz küçült. Tamam.
" but maybe we should spend a little less time together
"... ama belki de beraber daha az vakit geçirmeliyiz...
Maybe you should worry a little less about where my husband is and a little more about where your husband is.
Belki de, benim kocam nerede diye endişelenmektense senin kocan nerede diye endişelenmelisin.
Hurt, angry, and a little less trusting than they were before.
Hasarlı, kızgın ve önceden olduğundan biraz daha az güvenilir durumdalar.
You're a little less freaked out than you - were last night about that painting?
Tablo konusunda dün geceki kadar panik değilsin herhâlde?
okay, a little less pressure.
Biraz az basınç ver.
Although, in retrospect I guess I could've handled our parting, uh, with a little more tact and sensitivity and a little less, you know, banging her best friend.
Yine de geçmişe bakarsak sanırım ayrılığımızı birazcık daha nazik ve duyarlı şekilde ve en iyi arkadaşını götürmeden sonuçlandırabilirdim.
How about a little less information and a little more intelligence?
Az ve öz bilgi vermeye ne dersiniz?
The praying just makes my time here a little less miserable.
Dua etmek burada geçirdiğim zamanın mutsuzluğunu biraz olsun dindiriyor.
Maybe I should take a little less patrick darling down to Washington and, uh. a little more Tripp.
Belki Washington'da biraz daha az Patrick Darling daha çok Tripp gibi olmalıyım.
It was very good, and I think you should spendsome more time writing. and maybe a little less timeshoplifting.
Gerçekten çok iyiydi ve bence yazma konusuna biraz daha fazla ve dükkândan mal aşırma konusuna ise daha az zaman harcamalısın.
How about, how about a little less?
Bir parça, bir parça azı nasıl olur?
Maybe a little less sweet vanilla and a lot more wild cherry.
Belki biraz daha az tatlı vanilya ve daha çok yaban kirazı.
Maybe this time, we use a little less brawn and a little more brain.
Belki bu sefer daha az kas gücü daha çok beyin kullanmamız gerekebilir.
Besides, you were just being honest, though you could he been a little less public about it.
En azından dürüst davrandın ama biraz daha topluma kapalı bir yerde olabilirdi.
Me, on the other hand... I'm a little less patient.
Diğer taraftan ben o kadar sabırlı biri değilimdir.
So... Having me end up here is a little less than ideal.
Yani benim burada olmam tam olarak istediğin şey değil.
Maybe a little less.
Belki biraz az.
Except, um, A little less of that, um- -
Ama biraz daha az şey olsa.
Come on. Let's go and talk somewhere a little less formal, eh?
Gidip daha az resmi bir yerde konuşalım, ne dersin?
We must endeavour to furnish her with clothes that are a little less provoking of attention.
Onu daha az çekici kıyafetlerle giydirmek zorunda kalacağız.
Well, maybe a little less with the scissor.
Belki elinde makas olduğu içindir.
- A little less fresh behavior, you know?
-... biraz temiz havlu daha iyi olabilir.
Make her sleep a little less.
Birazcık daha az uyusun.
A little less. A little more. Little more, little more.
- Biraz arttıralım Pekâlâ.
A little less.
Biraz azaltayım.
But a little less, how would you say...?
Ama nasıl desem sanki biraz daha az...?
I'm gonna make you a little less gross every day.
Artık seni her gün daha az iğrenç yapacağım
So, instead, I'm filling out little 11's with a ukulele player, no less.
Bense bunun yerine burada oturmuş ukulele çalgıcısı için küçük kağıtlar dolduruyorum.
When Saunders Welch had attempted to perform a census here, he found in two small houses no less than 70 people abandoned by society and with little respect for the law.
Saunders Welch, burada bir nüfus sayımı yapmaya kalktığında iki küçük evde, toplum tarafından dışlanmış ve kanunlara saygısı bulunmayan, en azından yetmiş kişi saydı.
Well, if you could see a little less.
Biraz daha az görseniz?
Why don't you worry a little bit less about who he is, and a little bit more about yourself on Sunday.
Neden kim olduğuyla biraz daha az ilgilenip pazar günü hakkında biraz daha kafa yormuyorsun?
So a little bit more, a little bit less... what's the point of knowing... knowing how many centimetres you've slipped...
Böylece biraz daha fazla, biraz daha az... Bilinmesi gereken nokta nedir... kaç santimetre kaydığını bilmek...
He'll be a little... less handsome tomorrow.
Yarın daha az yakışıklı görünecek.
you know, nobody would think less of you if you took a little time off?
Kendini toplamak için biraz izin yapsan kimse seni aşağılamaz.
So instead, we choose love. We choose life. And, for a moment, we feel just a little bit less alone.
O yüzden, bunun yerine aşkı seçeriz hayatı seçeriz ve bir an için kendimizi daha az yalnız hissederiz.
A little less.
Daha az...
a little bit more 67
a little bit 790
a little bit of everything 17
a little 1985
a little while ago 61
a little tired 30
a little later 32
a little further 29
a little late 32
a little respect 43
a little bit 790
a little bit of everything 17
a little 1985
a little while ago 61
a little tired 30
a little later 32
a little further 29
a little late 32
a little respect 43