Aren't we all translate Turkish
645 parallel translation
Darling, we're going to forget all about these dreams, think about something cheerful, aren't we?
Tatlım, tüm bu kabusları unutacağız ve daha güzel şeyler düşüneceğiz, değil mi?
- We're all set now, aren't we?
- Şimdi hazırız, değil mi?
Well, aren't we all?
Hepimiz öyle değil miyiz?
Oh, well, after all, aren't we exaggerating the horrors of war?
Sonuçta bu savaş korkusunu biraz abartmıyor muyuz?
We all do. Aren't we awful people, Mr. O'Bannon?
Diğeri ise, ona apaçık hayranlık duyan genç bir adam.
We're all so proud of you, aren't we, Lizzie?
Hepimiz seninle gurur duyuyoruz, değil mi Lizzie?
- Aren't we all?
- Hepimiz öyle değil miyiz?
- Look, we're all grown up, aren't we?
- Bakın, hepimiz birer yetişkiniz, değil mi?
We're all right, aren't we? No.
Biz iyiyiz, öyle değil mi?
- Aren't we all?
- Hepimiz aramıyor muyuz?
After all, aren't we supposed to be going on a honeymoon or something?
Biz şu andan itibaren balayında değil miyiz?
Yes, we're all human, aren't we?
Evet, hepimiz insanız, değil mi?
" But we aren't making all this sacrifice of human effort and lives... ... to return to the kind of a world we had after the last world war.
" Bütün bu çabalar ve yitirilen hayatlar dünya, son savaşlardan sonraki haline geri dönsün diye feda edilmedi.
Aren't we all?
Hepimiz özlemedik mi?
We aren't gonna forget Cody after all he did for us.
Bizim için yaptıklarından sonra Cody'yi unutacak değiliz.
We all are, aren't we?
Hepimiz acıyoruz.
And we're all friends, aren't we?
- Ve hepimiz arkadaşız, değil mi?
It would be uncivilized to let anyone sleep outside, and after all, we are civilized, aren't we?
Birini dışarda yatırmak, uygar bir davranış olmaz... ve sonra, bizler uygar insanlarız, değil mi?
- Aren't we all?
- Hepimizin değil mi?
We're all Americans here, aren't we?
Neden, hepimiz burada Amerikalıyız değil mi?
Aren't relatives the people we all know least?
Akrabalar hepimizin asgari tanıdıkları değil mi?
We're all sort of tied up together, the three of us, aren't we?
Biz, üçümüz birbirimize kenetlenmiş hâldeyiz, değil mi?
Maybe we aren't accessories after all.
Belki de biz son durumda işbirlikçi değiliz.
Before we go on, I just want to say that for a first try... your pieces aren't bad at all.
Devam etmeden önce, yazdıklarınızın ilk deneme için... fena olmadığını söylemek istiyorum.
A little pink-eyed, but aren't we all?
Gözlerin kıpkırmızı, ama hepimizinki öyle.
But we are all good doctors, aren't we, girls?
Lakin bizler iyi doktorlarızdır, değilmi kızlar?
And we're all rejoicing today, aren't we, señores?
Ve hepimiz bu günü kutluyoruz, değil mi beyler?
Because... we're all dying, aren't we?
Çünkü... hepimiz ölümlüyüz, değil mi?
Aren't we all.
Hangisi değil ki?
- Aren't we all? Get forward.
- Hepimiz öyle değil miyiz?
Aren't we all the same?
Hepimiz aynı değil miyiz?
Aren't we all?
Hepimiz öyle, değil mi?
Aren't we fine living all together this way?
Böyle mutluyuz, değil mi Guido?
Aren't we all?
Hep birlikte değil mi?
We say "obviously" when things aren't obvious at all.
Besbelli diyoruz ama hiçbir şey belli değil.
Aren't we making love in this crummy apartment after all?
Ne yani bu dandik dairede sevişmiyor muyuz?
We all want to make money, Jack, if the risks aren't too great.
Hepimiz büyük paralar kazanmak istiyoruz, Jack fakat riskler de büyük olmamalı.
and we're all moving our lips aren't we?
- Abartılı, şiddetli hareket yok. - Dudaklarımızı kıpırdatmıyor muyuz? - Evet.
But people have always said that we aren't your kids, that our fathers are all different.
Ama insanlar senin çocukların olmadığımızı hepimizin babasının başka başka olduğunu söyleyip duruyorlar.
We're all in this together now, aren't we?
Artık hepimiz bu işin içindeyiz, öyle değil mi?
Aren't we all?
Kim aramaz ki?
We've all gotten squirrelly on this trip, but aren't you carrying it a little too far?
Hepimiz bu yolculuktan rahatsız olduk ama siz bu işi fazla ileri götürmediniz mi?
Look, fella, we know how to tell the time, but we aren't gonna get any place if all you do is repeat 49 minutes!
Bak dostum, zamanın nasıl söylendiğini biliyoruz, ama tek yaptığın "49 dakika" demek olacaksa, bir yere varamayız.
Aren't we all?
Hangimiz değiliz ki?
Aren't we all?
Hepimiz öyle değil miyiz zaten?
Oh, my darling, aren't we all?
Yeni dişlerini beğenmedin mi? Sorun görünüşüm değil.
The gubbins itself is harmless enough but aren't we all, until detonated.
Oldukça zararsızdır, zaten patlatılana kadar hepimiz öyle değil miyiz!
We're all alone, aren't we?
Tamamen yalnızız, değil mi?
We're performers all, aren't we?
Hepimiz oyuncuyuz, değil mi?
Aren't we all?
Hepimiz aramıyor muyuz?
Aren't we all?
Hepimiz öyle değil miyiz?
aren't we 1180
we all fall down 16
we all make mistakes 158
we all love you 31
we all good 23
we all do 427
we all have secrets 32
we all 59
we all are 398
we all have problems 17
we all fall down 16
we all make mistakes 158
we all love you 31
we all good 23
we all do 427
we all have secrets 32
we all 59
we all are 398
we all have problems 17
we all go 23
we all set 21
we all know it 33
we all die 73
we all did 260
we all would 18
we all have our secrets 25
we all saw it 27
we all have 105
we all know that 100
we all set 21
we all know it 33
we all die 73
we all did 260
we all would 18
we all have our secrets 25
we all saw it 27
we all have 105
we all know that 100