English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / We all

We all translate Turkish

158,202 parallel translation
And then we all laughed.
Sonra hepimiz güldük.
Well, I kind of think that we all had a little something to do with that today.
Bugün hepimizin başından bir şeyler geçti.
You get laid, we all get laid.
Sen yatarsan, hepimiz yatarız.
I guess we all got to go some way.
Sanırım hepimiz bir şekilde ölüp gideceğiz.
Um, I think it's probably time we all had a chat.
Sanırım hepimizin sohbet etme vakti geldi.
We all leave the house during the day, Richard.
Hepimiz gün içinde dışarı çıkıyoruz.
Well, we all got to talking the other day after class.
Geçen haftaki dersten sonra aramızda konuştuk.
We couldn't figure out if you were, like, a TA or why you were giving us assignments, but we all agreed we didn't like the way that you were speaking to Professor Bighetti.
Öğretim görevlisi misiniz, neden bize ödev veriyorsunuz anlamadık ama Profesör Bighetti'yle konuşma tarzınızı beğenmediğimiz konusunda ortaklaştık.
We all do, so get back on the saddle, you.
Hepimizin işi var. Hadi yeniden işe koyulalım.
Are we all here?
- Bu kadar mıyız?
And I'm confident, if we all work together, we will overcome this as well.
Benim içim rahat, eğer birlikte çalışırsak bunun da üstesinden layıkıyla geleceğiz.
We all make mistakes.
Hepimiz hata yaparız.
If we don't recruit some new blood, who will succeed us when we all get old?
Eğer yeni kan almayacaksak, Hepimiz yaşlandıkça kim başarılı olur?
But what Beth is proposing is that we all get together, hang out all the time. OK, you're just gonna stay with us.
Ama Beth hepimizin bir araya gelmesini ve birlikte takılmamızı teklif ediyor.
I think we all just need to lay low today, regroup.
Bence bugünü göze batmadan geçirip yeniden bir araya gelmeliyiz.
We did all this together.
Bunu birlikte yaptık.
That's like that candle outside the Tomb of the Unknown Soldier, like, yeah, we can't remember who's all stacked up back here, but we got this still going.
İsimsiz şehitler anıtındaki mum gibi yani. Yani ölen şehitler kim, bilmiyoruz ama bak, ateş yanıyor.
We want to use local talent, all local catering.
Buranın insanlarını ve catering'lerini kullanmak istiyoruz.
All we need is, uh... two alcoholics, a suicide, and a Seven, and we could break for popcorn.
Tek ihtiyacımız olan... iki alkolik, bir intihar, bir de yedi sayısı, sonra gidip popcorn yeriz.
From now on, we're all gonna be a little more self-reliant.
Bundan böyle daha çok kendi işimizi kendimiz göreceğiz.
All right. First, we just have to dislodge the nest.
Öncelikle kovanı çıkartalım.
She is the best cook ever. We love all of her meals.
Mükemmel bir aşçı o, tüm yemeklerine bayılıyoruz.
Well, we'll all still be here!
Ama biz burada olacağız!
All I'm saying is, there wouldn't have been a circumstance if we'd done an injection.
Demek istediğim, enjeksiyonla yaparsak böyle durum yaşanmaz.
Like we should all follow the same patterns of grief. But it's not like that.
Sanki hepimiz kederin aynı yollarını izlemeliymişiz gibi.
Guys, do you not remember the last time we talked about us all working with Gavin Belson?
Beyler, Gavin Belson'la çalışmak için en son konuştuğumuzda olanları hatırlıyor musunuz?
So then we're all good here, I guess, right?
Kimse için sıkıntı yok o zaman, değil mi?
Because we spent all the money on upscaling.
- Çünkü bütün parayı kaliteyi arttırmak için kullandık.
And with all of us working together, we'll easily beat you to market.
Hep beraber çalışarak, sizi markette ezmek kolay olacak.
- We're all set up.
Hazırız.
No. I think we'd all agree that a... a stealth rollout would be best for this one.
Sanırım hepimiz için gizli yayılma daha iyi bir seçenek.
So now, let's go into Amazon and see what we could buy... with all those imaginary savings.
O zaman Amazon'a girip bakalım, hayali birikiminle neler alabiliyormuşuz görelim.
What if we don't need an investor at all?
Yatırımcıya ihtiyacımız yoksa peki?
What if all we need is a customer?
Ya tek ihtiyacımız müşteriyse?
Now, Richard, when we get into that room, let me do all the talking.
Şimdi Richard, odaya girdiğimizde lütfen bütün konuşmayı bana bırak.
We're reviewing it all tomorrow, actually.
Yarın gözden geçiriyoruz zaten.
Then we will have our 120,000 phones all in one day.
Bu sayede 120 bin telefonu bir günde elde ederiz.
Even if we get our code into that app and onto all those phones, people are just gonna delete the app as soon as the conference is over.
Kodumuzu o uygulamaya yerleştirsek bile, insanlar konferans bittikten sonra uygulamayı silecektir.
All right, so, we are here.
Şimdi, biz buradayız.
We have moved all of Melcher's data onto a network of mobile devices.
Melcher'ın bütün verisini telefonlardan oluşan ağa taşıdık.
And when we pinged our network on top of all that...
Biz de bunun üstüne kendi ağımızı bağlayınca...
Where the fuck are we gonna put all of Melcher's data?
Melcher'ın verilerini nereye koyacağız?
Yeah, we've all been busy, so.
Aynen hepimiz yoğunduk işte.
Because, if you haven't noticed, if we don't get this shit to Standford and all set up by 9 : 00 a.m., we are fucked!
Çünkü, eğer farketmediyseniz, tüm bu siktiğimin şeylerini sabah 9'a kadar Stanford'da kuramazsak siki tuttuk demektir.
We must've left the work lights on all night.
Işıkları bütün gece açık bırakmış olmalıyız.
All this time we spent building this thing, and now, now it falls apart because you two don't fucking do it?
Bunu oluşturmak için o kadar zaman harcadık, şimdi hepsi yıkılıyor çünkü ikiniz de yoksunuz.
I reckon that's why we keep having all these accidents.
Bana göre bu yüzden tüm bu kazalar başımıza gelmeye devam ediyor.
We've all seen things.
Hepimiz bir şeyler görüyorduk.
You went all Frances Farmer on us when we wouldn't let you sleep out by the fire.
Bütün gece devam etmiştiniz ama ateş karşısında uyumanıza izin vermemiştik.
You don't think we should talk about this stuff anymore or you don't think we should talk at all?
Sence bu tip şeyler hakkında yeterince konuştuk mu yoksa konuşmadık mı?
But genetically speaking, we're all... we're all family.
Ama genetik açıdan bakarsak hepimiz... Hepimiz bir aileyiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]