We all agree translate Turkish
692 parallel translation
Then we all agree, With the exception of Sir John.
Öyleyse Sör John hariç, hepimiz hemfikiriz demektir.
- If we all agree, he can't do anything.
- Birlik olursak, bir şey diyemez.
Didn't we all agree we'd stay?
Herkes kalacak diye anlaşmamış mıydık?
I take it we all agree that if we're to avoid disaster we build a new bridge, at the site picked by Reeves, 400 yards downstream.
Sanırım hepimiz, olası bir felaketten kaçınmak için, nehrin 400 m. Daha aşağısında, Reeves'in seçtiği yerde yeni bir köprü yapımı için hemfikiriz.
We all agree about that.
Hepimiz bu konuda hemfikiriz.
So we hold a meeting, and we all agree to work as one so that the next time pinto rode in we all join in, and we take him.
Pinto bir daha kasabaya geldiğinde hep birlikte saldırıp onu haklayacaktık.
We all agree on that.
Buna hepimiz katılıyoruz.
Well, I think we all agree that Mr. Stark has been more than generous with us.
Sanırım, hepimiz Bay Stark'ın bizlere cömertliğinde ötesinde davrandığının farkındayız.
It seems we all agree.
Uzlaştık gibi görünüyor.
You say we're manufactured To that we all agree
# Üretilmiş diyorsunuz bize Karşı çıkmadık size
Well, if we all agree I'm willing to host Thalassa's mind.
Hepimiz kabul edersek, Thalassa'nın zihnini barındırmaya razıyım.
We all agree to get rich.
Hepimiz zengin olmaya karar verdik.
We all agree on the idealistic motives.
İdealler konusunda hepimiz hemfikiriz.
I'm sure we all agree with our esteemed colleague.
Eminim, hepimiz meslektaşımıza katılıyoruz.
We all agree.
Hepimiz onayladık.
- But if we all agree...
- herkeş aynı fikirdeyse...
- Do we all agree?
- Herkeş hemfikirmi?
I think we all agree, Mr. President, that we simply cannot afford... to allow any other country to get hold of Fassbender's machine.
Size katılıyorum Bay Başkan, bir başka ülkenin... Fassbender'in makinesini ele geçirmesine gÖz yumamayız.
- We all agree with you, Herr Bessner.
Tamam, öyle olsun.
I implore that you understand that we will have... a better working environment if we all agree.
Hepimiz onaylıyorsak, daha iyi bir çevremizin olması için bunu anlamanızı rica ediyorum.
" And yet we all agree that every plate we break was cracked by Mr. Nobody.
Ve yine de kırdığımız her tabağı çatlatan kişi Bay Hiç Kimse idi.
I'm sure we all agree he'll have a pleasant tour.
Görevinin iyi geçmesini hepimiz diliyoruz.
We all agree not to eat any more parking tickets.
Ceza makbuzu yemeyeceğimize söz veriyoruz.
Dr Bryant, the Vice Chancellor feels, and we all agree, that this sort of thing must never happen again or the consequences could be serious.
Dr Bryant, kurul şunu düşünüyor - ki hepimiz aynı fikirdeyiz - bu gibi şeyler bir daha olmamalı... yoksa sonuçları ciddi olabilir.
Well, let's admit that we all agree, like I believe.
- Pekala, anladığım kadarıyla hepimiz anlaştık.
We all agree!
Hepimiz katılıyoruz!
That's exactly right, so it's gotta be something that we all agree on or we just don't go.
Kesinlikle doğru bu hepimiz vereceği bir karar olmalı yoksa gidemeyiz.
I think you'll agree that we're all a little better for having known him.
Sanırım kabul edersiniz ki onu tanımak hepimizin için iyi oldu.
They seem to agree, however, that either Venus or Mars is the most likely possibility. Not only are these the closest planets to Earth, but all research to date indicates they are the only two planets capable of sustaining life as we know it.
Şu ana kadar, bilimadamları, gemiyi inceleyinceye kadar, hangi gezegenden geldiği konusunda resmi olarak konuşmayı reddetmekteler.
We ask that all Greek city states and nations agree that no Greek in any part of the world shall bear arms against us.
Tüm Yunan site devletlerinin ve uluslarının, dünya üzerindeki hiçbir Yunan'ın bize karşı ayaklanmayacağını kabul etmelerini istiyoruz.
Look, if you'll agree, we'll all go to our place in the country.
Bak, evet dersen hep birlikte taşradaki evimize gidelim.
He'd have to agree that we all have larceny in our blood.
Hepimizin kanında hırsızlık olduğu görüşüne katılmak zorunda kalacak.
Yes, I agree, but by inclination we're all individualists.
Evet, kabul ediyorum, ama eğilim olarak hepimiz bireyciyiz.
We all agree
Karının âni müdahalesi büyük etki yapabilirdi!
Well, now, I'm sure you all agree with me, it's time we went back to the ship.
Eminim benimle aynı fikirdesiniz gemiye dönmenin zamanı geldi.
All right! I agree - we've got to do something.
Katılıyorum - birşeyler yapmak zorundayız.
Even with slight shades of opinion, you all agree that we must stay.
Bazılarımızda çok az bir belirsizlik olsa bile hepiniz kalmamız gerektiğini kabul edersiniz.
I'm sure we can all agree to that, Bruno, but nevertheless...
Bu konuda hemfikir olabiliriz, Bruno ama yine de...
Now, we all know, and I'm sure the doctor will agree with me, that desperation is a highly emotional state of mind.
Şunu hepimiz bilmekteyiz, ve eminim doktor da bunu kabul eder, çaresizlik beynin yoğun bir duygusal halidir.
Now, if you agree to an arrangement we have in mind... one of our staff will collect all of your earnings.
Şimdi, bizim düşündüğümüz anlaşmaya razı olursanız... bir personelimiz tüm gelirlerinizi tahsil edecek.
However, inasmuch as we were the last to know poor Millard here on earth, and in so far as we were all drawn to this godforsaken country in search of a common goal, I'm certain you will agree with me...
Ancak, madem ki burada yeryüzünde zavallı Millard'ı son tanıyanlar bizleriz ve madem ki hepimiz bir ortak hedef peşinde, Tanrı'nın terk ettiği bu ülkeye geldik, bu durumuyla mutlaka onu defnetmek boynumuzun borcudur.
Ladies and gentlemen, I think you'll agree with me that we have three charming children here who are indeed an example to us all.
Bayanlar ve baylar, buradaki üç sevimli çocuk kahramanca davranarak insanların hayatını kurtardılar.
But we agree on all the key issues.
Ama önemli şeyler üzerinde her zaman anlaşırız.
We've spoken to everyone in the house, and they all agree.
Apartmandaki herkesle konuştuk, hepsi aynı fikirde.
We've all got to agree.
Hepimiz hemfikir olmalıyız.
But I'm certain this time we'll all agree, most illustrious mrs magistrate, about your positions.
Ama ben bu sefer sizin pozisyonlarınızda hepimizin anlaşacağına eminim sayın hakime hanım.
Gentlemen, we all know this is illegal and against club practice and I'd like to ask at this time if you all agree to waive all sanction against said referee or anything that might get me fired.
Beyler, hepimiz biliyoruz ki, bu hem yasadışı hem kulüp kurallarına aykırı. O yüzden sormak istiyorum. Tayin ettiğiniz hakemi kovulmasına yol açacak her türlü cezai yaptırımdan... muaf tutmayı hepiniz kabul ediyor musunuz?
We're prepared to agree that the China Blossom Motel for all intents and purposes, is a brothel.
Eğer maksat bu ise, China Blossom Moteli'nin... bir genelev olduğunu kabul etmeye hazırız.
But I think we can all agree that that's not some teenager with an identity crisis.
Ama, sanırım hepimiz böyle düşünüyoruz, bu kimlik bunalımında bir genç vakası değil.
I'm sure we'll all agree that Dr. Crosby has designed a weapon... that will keep our world safe for all time.
Eminim hepimiz Dr. Crosby'nin bir silah tasarladığı konusunda hemfikiriz, dünyamızın sonsuz güvenliği için.
And I'm sure you'll all agree we can look forward to a fine four years.
Eminim bizi çok güzel bir dört senenin daha beklediği konusunda hemfikirizdir.
we all make mistakes 158
we all fall down 16
we all do 427
we all love you 31
we all good 23
we all have secrets 32
we all 59
we all have problems 17
we all are 398
we all go 23
we all fall down 16
we all do 427
we all love you 31
we all good 23
we all have secrets 32
we all 59
we all have problems 17
we all are 398
we all go 23
we all set 21
we all know it 33
we all die 73
we all did 260
we all would 18
we all saw it 27
we all have our secrets 25
we all have 105
we all were 82
we all know that 100
we all know it 33
we all die 73
we all did 260
we all would 18
we all saw it 27
we all have our secrets 25
we all have 105
we all were 82
we all know that 100
we all know 42
we all have them 20
we all will 42
we all did it 30
we all want the same thing 40
we all do it 32
all agreeing 22
agree 108
agree to disagree 45
agreed 1515
we all have them 20
we all will 42
we all did it 30
we all want the same thing 40
we all do it 32
all agreeing 22
agree 108
agree to disagree 45
agreed 1515