English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Dare i say

Dare i say translate Turkish

688 parallel translation
Classic Mediterranean, with a very specific and dare I say very personal Hellenic influence.
Klasik Akdeniz mutfağı. Oldukça özel ve bana kalırsa çok kişisel bir Yunan etkisiyle.
She knows how to ride, I dare say.
At binmeyi biliyordur, derim.
Now, i suppose i better begin by an explanation. I dare say mr.
Sanırım bir açıklama ile başlasam iyi olacak.
Don't you dare say, "i told you so."
Sakın sana söylemiştim deme.
Oh, i dare say we have enough to pay this bill and a cheap boat home.
Evet, otel masraflarıyla, ucuz bir geminin parasını ödeyebiliriz.
I dare say he could be smartened up a bit, madam.
Sanırım bir parça çeki düzen verilebilir.
Well, I'll dare say more than that. I can be pushed just so far and...
Beni bu kadar zorlaman...
I dare say you've got your price for even this.
Korkarım bunda bile fiyatını belli ettin.
You must have been showing some funny sort of films, I dare say. You know, perhaps a bit too hot.
Belki de çok komik filmler gösterdiğinizdendir ya da belki çok heyecanlı.
I dare say.
Korkarım.
But you have another one, I dare say.
Fakat galiba ikinci bir adın da var.
I'd like very much to visit the village, but I'm ashamed to say I don't dare.
Köyü gezmeyi çok istiyorum ama söylemeye utanıyorum.Cesaret edemiyorum.
I dare say.
Sanırım.
I dare say I've been stupid, but every day I realize things that she had and that I lack :
Galiba aptallık ediyorum ama her geçen gün onda olan, ama benim sahip olmadığım şeylerin fakına varıyorum :..
If I'm going to die in a moment, I can dare anything, and I say it's impossible.
Birazdan öleceksem her şeye cesaretim var ve bu imkansız diyorum.
Ha, ha, I dare say.
Her hâlde.
- I dare say she is.
- Doğru, gülüyor.
Well, I dare say it's the best thing you can do.
Bence yapabildiğin en iyi şey bu.
Something to eat, I dare say.
Yemelik bir şey belki. Reçel.
I'm writing to tell you what I'd never dare say in person.
Bu yüzden, yüzyüze geldiğimizde söyleyemeyeceğim şeyleri yazıyorum.
You'll be very quiet here and we'll be alone, but I dare say we shan't fight.
Burada çok rahat edeceksin... beraber yaşayacağız ama dövüşmeyeceğimizi garanti ederim.
A billet-doux, I dare say.
Bir aşk mektubu derim.
I dare say he will, on our food and our drink.
Tabii, bizim yemeğimiz ve içeceğimizle.
Oh, yes, I dare say. Come now.
Evet.
As this is a dream, I dare to say what I want.
Mâdem rüyadayız, istediğimi söylemekte özgürüm.
I didn't dare to say it.
Bunu söylemeye cesaret edemedim.
Oh, only tonight, now I dare say these things.
Yalnızca bu gece cesaret edebiliyorum bunları sana söylemeye.
I didn't dare say anything.
Bunu kabul etmeye cesaret bile edemedim.
And then she'll say, "How dare you?" And you'll say, " I'll dare and dare again.
O da sana "Bu ne cüret?" diyecek. Sen de ona " Cüret ederim tabii.
Yes, I'm drunk, I admit it. lf l wasn't, I wouldn't dare say a thing.
Evet, sarhoşum, kabul. Yoksa tek kelime söyleyemezdim.
Huh, Doh-Doh's. - Yes, I dare say we are.
- Evet, öyle olduğumuzu söyleyebilirim.
Now that it's all over, I suppose I may dare say... It's been a most remarkable coup.
Artık sona erdiğine göre, sanırım fevkalade bir vurgun olduğunu söyleme cüretinde bulunabilirim.
I dare say I am getting a little too big for my breeches.
- İtiraf etmeliyim ki benim de götüm biraz kalktı
I dare say.
Tahmin ederim.
- Then i dare not say.
- Öyleyse söylemem.
But I dare say he would be willing to... die for Maximilian.
Maximilien için hayatını bile verir.
What crimes? I dare say...
Ne suçu...
You dare say this.
Bunu söylemeye nasıI cüret edersin?
Learned it from some Yankee, I dare say.
Yankee'lerden öğrendiklerine eminim.
Now, I dare say you're impatient to get back to base.
Üsse geri dönmek için sabırsızlandığınıza eminim.
Well, I dare say you won't have to.
Buna gerek olmayacağına eminim.
I dare say neither of us slept any last night.
Sanırım dün gece ikimiz de uyumadık.
But then he ran back to the other boys... and I heard him say, " I'll kiss anything on a dare...
Ama o, arkadaşlarının yanına koşarak döndü. Şöyle dediğini duydum : " Bahse girdim mi, herşeyi, hatta...
A little erratic, but I dare say he's learning.
Biraz dağınık, fakat sanırım öğreniyor.
Not enough imagination, I dare say.
Yeterince hayal ürünü değil, söylemek gerekirse.
I dare say, you two know each other.
Sanırım, siz ikiniz birbirinizi tanıyorsunuz.
Well, somebody put it there, I dare say.
Şey, onu oraya biri koydu, herhalde.
I dare say. However, you personally seemed to sanction the marriage...
Nasıl oldu bilmiyorum ama sen kişisel olarak bu evliliği desteklemiş oldun.
I dare say you're right.
Sanırım haklısın.
- How dare you say I'm wasting my time!
- Ne hakla zamanımı harcadığımı söylersin!
I will say in your presence what I wouldn't dare say in your absence.
Arkanızdan söylemeye cesaret edemediğim şeyi yüzünüze karşı söyleyeceğim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]