English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Do you see now

Do you see now translate Turkish

858 parallel translation
"Now then, watch this and see if you can do it."
Sen de izle, yapabilecek misin görelim.
My dear Ladies and gentlemen, do not be startled by the gun what you now see in my right hand.
Sevgili bayanlar ve baylar, sağ elimde simdi görmüş olduğunuz tabancayla korkutmuş olmayayım sizleri.
- Do you suppose I could see her now?
- onu görebilir miyim?
Not exactly, Mom... but you see, I've been doing engineering work in the Army... and that's the kind of work I want to do now.
Tam olarak buldum sayılmaz, anne ama sen de bilirsin, ordudayken mühendislik işleriyle uğraşıyordum ve artık yapmak istediğim iş türü de bu.
Skipper, now the fog's lifted, do you see anybody?
Kaptan, artık sis dağıldı, hiç kimseyi görüyor musun?
Now do you see?
Şimdi anladın mı?
Now do you see?
Şimdi anlıyor musun?
Right now I don't see any girl that looks half as nice to me as you do.
Şu anda bana senin yarın kadar bile güzel gözüken bir kız göremiyorum.
Now do you see why you have to go back to your men alone?
Neden yalnız dönmen gerektiğini şimdi anlıyor musun?
Now you see - Us guys got somethin that we're gonna do.
Görüyorsun burada yapılacak bir sürü işimiz var.
Now what do you see?
Ne görüyorsun?
Now you see, all you've got to do is drive or walk between the posts break the ray, and the doors start swinging.
Görüyorsun ya, tek yapman gereken sütunlar arasından geçmek. Işık kırılır ve kapılar açılmaya başlar.
Now when you see Father, all you have to do is say to him :
Bak babam gelince ona şöyle de :
It's too late to do anything about that now but it seem to me like you never did see such a stealing man in all my born days.
Onun için elden artık bir şey gelmez ama bana öyle geliyor ki hiç böyle hırsız görmemişsindir.
Now see here, you. If you would share in our food, you must work. What can you do?
Bak, eğer burada yemeğimi paylaşmak istiyorsan çalışmalısın.
Now you see what we got to do?
Şimdi ne yapacağımızı biliyor musun?
Now whom do you see?
- Şimdi kimi görüyorsun?
You gotta make up your mind, and I'm gonna see that you do it now.
Kararını vermelisin, hem de hemen.
Now do you see what I mean?
Şimdi anladın mı?
Now let's see you do something really tough... like putting your pants on.
Şimdi gerçekten zorlu bir şey yap da görelim pantolonunu giymek gibi mesela.
- And now, how many do you see?
- Ya şimdi... kaç tane görüyorsunuz?
Now, do you see anything?
Ee, bir şey görüyor musun?
Then you see, Kate, why I have to do it my way now.
Öyleyse, Kate,... benim yöntemlerimin gerekliliğini de anlamışsındır, artık.
Now, what do you see, huh?
Ne görüyorsun?
Now, do you see what I mean? You see how real dreams can be? Yes, Pop, I had dreams like that too
Dinle, yıllar önce senin yaşlarında olduğum bir zamanı hatırlıyorum da dün geceki gibi çok sıcak bir geceydi.
Do you see it now? Look down here.
Çok dikkatlice oturuş pozisyonuna geç ve dediklerimi harfiyen yap.
Now, what would you think they gonna do, invite them for supper? May I see a moment? Please.
Ne yapacaklarını sanıyorsun onları yemeğe cağır bir dakika görebilirmiyim
Now do you see what you've done?
Ne yaptığını anlıyor musun şimdi?
Though now we must appear bloody and cruel, as by our hands and this our present act, you see we do, yet see you but our hands and this the bleeding business they have done, our hearts you see not.
Ne kadar kanlı ve zalim görünsek de şimdi ellerimiz ve yaptığımız işle yalnız ellerimiz ve bulaştıkları kanlı iştir senin gördüğün. Yüreklerimizi görmüyorsun.
Now, I want you to get yourself something to eat, and I'll go and see what I can do for you with Mr. Corvier.
Şimdi bir şeyler yemeni istiyorum. Ben de Bay Corvier'e gidip senin için ne yapabileceğine bakayım.
You see, I have made your fortune, now you can do something for mine.
Görüyorsun, benim servetim sensin, ama benim için bir şeyler yapabilirsin.
Now, do you see what I have to contend with?
Şimdi, benim nelerle uğraşmak zorunda olduğumu görüyor musun?
You got a big sister now that's gonna see that you do.
Bu ablanız size bundan böyle görmenizi sağlayacak.
Now, you see, we just can't have anything to do with John.
Görüyorsun, John'la anlaşamıyoruz.
Now, I am sure there are some of you who don't want to see them do that.
Şimdi, eminim ki onların bunu yapmasını istemeyen birçok kişi var içinizde.
Now do you see how much she needs our help?
Şimdi yardımımıza ne kadar ihtiyacı var görüyor musun?
Do you see into the future as clearly as my eyes now see?
Geleceği gözlerimin gördüğü kadar net görebiliyor musun?
Do you want to see her now?
Onu şimdi görmek ister misiniz?
Well, you see, whatever people do think and say, all we are is good friends, and I can get along without you now.
Şey, görüyorsun, insanlar ne düşlünür ne söylerlerse, hep iyi arkadaş olduk, ve artık ben sensiz başımın çaresine bakabilirim.
So now you see, Tommy, what my little old question can do to your little old theory.
Görüyorsun ya, Tommy, benim küçük eski sorum senin kuramına ne yapabiliyor.
Now do you see him?
İskelenin altına mı?
You dunce, now do you see why I told you to come with me?
Seni aptal, şimdi sana neden benimle gel dediğimi anladın mı?
Now do you want to keep talking to me or see your brother?
Benimle konuşmaya devam mı edeceksin, kardeşini mi göreceksin?
Now grade ones like my girl they'll be really something special in bed, you see that they have almost nothing else to do.
Benim kızım gibi 1. seviyeler ise ; yatakta gerçekten özeldirler, nerdeyse yapacak başka hiçbir işleri olmadığını görürsün.
Now, what do you want to see me about?
Şimdi, beni neden görmek istiyordun?
Now see if you can do it.
Şimdi, bakalım yapabilecek misin?
Do you see any light now, miss tyler?
Şu an ışık görüyor musunuz Bayan Tyler?
Now, now, Snowy, do you see me worried?
Yeter, Milou.
Professor, now tell me something I guess all this travelling around you do you don't get much time to see a psychiatrist regularly is that right?
Profesör, söylesenize... bu kadar çok seyahat ederken... düzenli olarak birpsikiyatra gitmeye fırsatınız olmuyordur... öyle değil mi?
And, I'd like you now to come with me on a walk down an English country lane. And, over there, what do we see sitting on Farmer Giles'fence, but a blackbird.
Şimdi sizi İngiltere kırsalındaki dar bir caddeye götüreyim ve orada çiftçi Gileslerin çitinin üzerinde ne duruyor dersiniz.
Okay. Let me see what you do with it now.
Bakayım şimdi ne yapacaksın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]