English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Do you understand this

Do you understand this translate Turkish

966 parallel translation
Do you understand this?
Bunu anlarsın mı?
Do you understand this, you two?
Bunu anlıyor musunuz?
- Do you understand this?
- Anladın mı?
Do you understand this?
Bunu anladın mı?
Listen, do you understand this phrase?
Şu size bir şey ifade ediyor mu?
look, Columbo, you must understand that no one, no one wants this man caught any more than I do.
bakın, Kolumbo, şunu anlamalısınız ki, hiç kimse, hiç kimse bu adamın yakalanmasını benden daha fazla isteyemez.
- Do you understand the rules of this duel?
- Düellonun kurallarını anladınız mı? - Hayır bayım.
You're gonna get over this foolishness and stop being scared. Do you understand?
Bu aptallığın üstesinden gelecek ve korkmayı da bırakacaksın, anladın mı?
Do I understand that you are applying for this position?
İş başvurusu mu yapıyorsunuz?
I really do, believe me, this proof of your courage, and your spirit of sacrifice, but you must understand it's useless to continue.
Gerçekten, inanın bana. Davanıza duyduğunuz bağlılığa, cesaretinize büyük saygım var. Ama anlamalısınız, devam etmenin hiçbir yararı yok.
This is a beastly thing to do but you must understand what happened to us here.
Bunu yapmak hayvanca bir şey, ama burada neler yaşadığımızı anlaman gerek.
You do understand that you'll get three years this time? At least.
Bu kez, ıslahevine en az üç seneliğine yollanacaksın, farkındasın değil mi?
I was going to tell you about this, but I wanted to do it in my own way, so that you'd understand.
Sana söyleyecektim ama kendi usulümce, bu yüzden beni anla.
As of today do not You'il take anyone in this house. - Understand? - Yes.
- Bugünden sonra, bu evde kimse dayak yemeyecek bunu anladın mı?
Don't mention this to me again, do you understand?
Bana bir daha bundan bahsetme, anlaşıldı mı?
If you don't pull this off, everybody is dead. Do you understand?
Bunu başaramazsan, herkes ölür.
I've had as much as I can take from you and this island. Do you understand?
Senden ve bu adadan alabileceğimin fazlası var bende, anladın mı?
Do I understand that you believe this gentleman to be Rupert?
Bu beyefendinin Rupert olduğuna inanıyorsunuz, değil mi?
You ever do anything like this and I'll kill you, you understand?
Bir daha böyle bir şey yaparsan seni öldürürüm, anladın mı?
Do you understand any of this, Lloyd?
Söylediklerimi anlıyor musun, Lloyd?
Do what you want with the rest but this room stays the way it was, door closed. Understand?
Diğerlerinde ne istersen yap ama bu oda olduğu gibi kalacak, kapısı kapalı olacak.
I'm sorry, I just do not understand you people... how you can behave this way.
Özür dilerim, sizleri hiç anlayamıyorum nasıl böyle davranabilirsiniz?
Can't you understand my position and what I'm trying to do at this mine?
Bu madende ne yapmaya çalıştığımı anlamıyor musun?
Good morning Charles, I don't understand this, how do you know the man?
Günaydın Charles, bunu anlamıyorum bu adamı nasıl bilirsin?
Do you understand what it means when you start something like this?
Böyle bir şeye başlamanın ne demek olduğunu anlıyor musun?
Let me handle this, Pop, I understand her a little better than you do.
Hayır, etrafa sordum.
Do you understand why we have done this?
Bunları neden yapıyoruz? Anlıyor musunuz?
You don't understand all this, do you?
Bütün bu olan biteni anlamıyorsun, değil mi?
If I could tell you why I had to do this, you'd understand.
Bunu neden yapmak zorunda olduğumu sana söyleyebilseydim, bana hak verirdin Ellie.
Do you understand all this I'm telling you?
Tüm bu söylediklerimi anlıyormusun?
We've discovered that you do not understand this.
Gördük ki, siz bunları anlamadınız.
I have nothing to do with this Do you understand?
Benim bununla ilgim yok. Anlıyor musun? Hiç.
You do understand, don't you that even if you are made his legal guardian it'll still be up to me as head of this hospital to authorize his release in your charge.
Anlamalısınız ki onun yasal sorumluluğunu almış olsanız bile o hala bu hastanenin gözetiminde ve... benim sorumluluğumda.
I do not understand why you take the trouble to consume this bulk material to sustain yourselves.
Varlığınızı sürdürmek için neden bu maddeleri tüketme zahmetine katlanıyorsunuz?
I don't understand why you do this thing at all.
Bu işi neden yaptığınızı hiç anlamıyorum.
You understand, this can't have anything to do with us.
Bu işin bizimle ilgisi yok, anlıyorsun değil mi?
Do you understand what this means?
Bu ne anlama geliyor biliyormusunuz?
Do you understand all this?
Bir şey anladın mı?
Do you understand why you are before this tribunal?
Neden mahkeme önünde olduğunu anladın mı?
- I don't understand. Did you do this? - No.
- Anlamıyorum, senin işin mi bu?
Huntoon, you touch this man and I'll have you skinned alive with a bullwhip. Do you understand?
Huntoon, bu adama dokunursan kırbaçla canlı canlı derini yüzerim.
Now, look here, O'Reilly, I want my dining room door put back and this other one taken away by 1 : 00, do you understand?
Bak O'reilly 1'e kadar, salon kapısının... geri takılmasını ve diğerinin sökülmesini istiyorum... anlıyor musun?
Jonathan, do you understand how important this sanction is?
Bu infazın ne kadar önemli olduğunu biliyor musun?
Do you understand the effort that has gone into making this little place master of the world?
Bu ufacık yeri, dünyanın efendisi yapma mücadelesini anlıyor musun?
Marian, I'm not sure that anything means a great deal to you except this bloody house, do you understand that? !
Marian, bu uğursuz evden başka hiçbir şeyin sana çok şey ifade ettiğine şüpheliyim, anlıyor musun!
Do you now understand why I have called this meeting?
Şimdi anladınız mı neden sizi çağırdığımı?
And if you understand me, Willard, you... you will do this for me.
Ve eğer beni anlıyorsan, Willard, sen- - bunu benim için yapacaksın.
Don't you understand that this is the last mistake I could do?
Bir hata daha yapma şansım olmadığını neden anlamak istemiyorsun?
So if you and your people do not understand this
Yani siz ve sizin gibi insanlar bunu anlamalısınız.
Then you understand when I say that not only do I think this is the car for you... but Toby thinks this is the car for you, don't you, Toby?
O zaman bu söyleyeceğim size garip gelmez, hem ben, hem Toby... bu arabanın size çok uygun olduğunu düşünüyoruz, değil mi Toby?
Do you understand what I am talking about? This is not a case of panties.
Söylediğim gibi yapın, zina ve külot meselelerinizden farklı bir şey!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]