English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Doing okay

Doing okay translate Turkish

3,020 parallel translation
I'm glad you're doing okay.
İyi olmana sevindim.
Didn't paint me in the best light, but considering those sales numbers, I'm assuming you're doing okay now.
Beni çok iyi yansıtmıyor ama satış rakamlarını göz önünde bulundurursak halin vaktin yerindedir.
- You doing okay?
- İyi misin?
I mean, I was actually doing okay.
Yani aslında iyileştim.
Doing okay?
- İyi misin?
- Doing okay.
- İyilik.
Wife and kid doing okay, Frankie?
Eşinle çocuğun nasıl, Frankie?
Doing okay?
İyi misin?
She doing okay?
O iyi mi?
I'm doing okay.
Ben iyiyim.
You doing okay?
Sen ne âlemdesin?
So are you doing okay?
Sen iyi misin peki?
- Doing okay?
İyi misin sen?
She seemed to be doing okay.
İyi hallediyor gibi görünüyor.
He's still doing okay
- Hâlâ devam ediyor.
- You doing okay, sweetie?
- İyi misin tatlım?
I'm not doing that, Don, okay?
Ben böyle birşey yapmıyorum, Don, tamam mı?
Okay, you are doing great.
Tamam, çok iyi gidiyorsun.
Okay, now we're doing red and white to brown, blue to purple.
Tamam, şimdi, kırmızı ve beyazı kahverengine, maviyi de mora bağlayacağız.
And, okay, here's what we're doing.
Peki şöyle yapıyoruz.
You okay? - What am I doing?
İyi misin?
Okay, what are you doing?
Tamam, ne yapıyorsun?
I'm doing it for us. - Okay.
Bunu bizim için yapıyorum.
Okay, let's just say I've done everything that you said I'm doing.
Dediklerini yaptığımı farz edelim o zaman. Daha ne kadar cezasını çekeyim istiyorsun?
Doing okay, Reagan?
İyi misin Reagan?
Okay, what's this guy doing?
Peki, ne yapıyor bu adam?
We're doing a door-to-door to make sure all is okay.
Her şeyin yolunda olduğundan emin olmak için kapı kapı geziyoruz.
Okay, now you see what I'm doing?
Ne yaptığımı görüyor musun?
Okay, I know you're a pilot, but it's not like you're doing night missions in Afghanistan.
Yarın olur mu? Pilot olduğunu biliyorum ama Afganistan'a gece görevine de gitmiyorsun ki.
Okay, where was that attitude when we were doing Greta Garbo?
Bu tavırların Greta Garbo'yu çekerken neredeydi acaba?
I know what I'm doing, okay?
Ne yaptığımı biliyorum, tamam mı?
Amy, I know this is very scary and there's a lot going on, but you have to trust that David knows what he's doing, okay?
- Amy biliyorum bu korkutucu ve şu anda olan çok fazla şey var ama David'e güven, o ne yaptığını biliyor, tamam mı?
Okay, stop doing that.
Pekala, şunu yapmayı kes.
okay, you sure you know what you're doing, Mr. Gimbel?
Ne yaptığınızı bildiğinizden emin misiniz, Bay Gimbel?
GEORGE : Dr. Breeland's only doing therapy this week, okay?
Dr. Breeland bu hafta sadece terapi yapıyor, tamam mı?
LAVON : Okay, so, about this Shakespeare show... Oh, I wanted to thank you again for doing it with me.
Shakespeare gösterisi hakında, bunu benimle yaptığın için sana tekrar teşekkür etmek istedim.
Okay, you know, I know what you're doing.
Tamam, ne yaptığınızı biliyorum.
Okay, first of all, "That's the way it's always been done" is not a good reason to keep doing something.
Pekala, her şeyden önce "Bu her zaman böyle yapılır." demek bir şeyleri yapmaya devam etmek için iyi bir sebep değil.
Okay. I don't want to do the same... what are you doing?
Aynısının olmasını...
Okay, but what was a stripper doing in a condemned building?
Peki ama bir striptizcinin harabe bir binada ne işi vardı?
- Okay. But you believe you had a reason for doing it.
Ama bunu yapmak için bir nedenin olduğuna inanıyorsun.
Okay, I don't know that I will be that good at doing sex on the computer.
Bilgisayarda sekste o kadar da iyi olacağımı sanmıyorum.
Okay, do not flatter me, or insult me, whatever it is you're doing.
Beni pohpohlama ya da aşağılama. Yaptığın her neyse yapma. Hoşça kal.
Okay, Abed, I told you we're not doing the fraternity idea.
Abed sana öğrenci derneği olayını yapmıyoruz demiştim.
Okay, you, uh, you won't see me doing anything like that again, officer.
Memur bey söz veriyorum bir daha beni Bu tarz bir şey yaparken görmeyeceksiniz
I'm doing okay.
İyiyim.
It's okay, I know you were doing what you thought was right.
Sorun yok. Doğru olduğunu düşündüğün şeyi yapıyordun.
Do you think he'll be okay with us doing this while he's out of town?
O şehir dışındayken bunu yapmamızı sorun etmez mi sence?
- Yeah, I don't know what you're doing, but just do it, okay? - Yes, nothing else.
- Tabii, başka sebebi yok.
Okay, we are doing this.
Bunu yapıyoruz demek.
Okay, we're doing damage control.
Hasar kontrolü yapıyoruz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]