English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Here is my card

Here is my card translate Turkish

61 parallel translation
Here is my card.
Bu da kartım.
Here is my card.
Bu benim kartım.
- Here is my card.
- Tamam.
Here is my card.
İşte kartvizitim.
Anyway, here is my card.
Yine de size kartvizitimi vereyim.
Here is my card.
Buyurun kartım.
Here is my card.
İşte kartım.
Okay, I'll tell you what, here is my card, in case she changes her mind when she sees it's lucy stone.
Tuvaletinizi kullanabilir miyim? - Çalışmıyor. Ama bardak verebilirim.
And you know what? If you ever need anything, here is my card.
Bir şeye ihtiyacın olursa, işte kartım.
Here is my card... my passport, and an invitation to come to Moscow for a consultation.
İşte kartım pasaportum, birtakım incelemelerde bulunmam için Moskova'ya gelmem için yollanan çağrı da bu.
- Here is my card
- Buradan çekin.
O--K- - here is my card.
TA-MAM.Bu benim kartım.
here is my card.
bu benim kartım.
- I live here, here is my card. - Good then, take care.
- Burada oturuyorum, bu da kartım.
Here is my card.
Kartım.
- Here is my card.
- İşte benim karttım.
And here is my card.
Bu benim kartım.
Here is my card, in case she remembers anything.
Olur da bir şey hatırlarsa diye kartımı buraya koyuyorum.
Here is my card.
İşte benim kartım.
- Here is my card.
- İşte kartım.
and here is my card, and call me, okay?
Ve ı bunu söylemek biri olmak istiyorum, Ve burada, tamam kartım olduğunu ve beni ara?
Here's my business card.
Buyurun size iş kartım.
Here's my business card.
Bu da iş kartım.
- Here is my membership card.
- İşte üyelik kartım.
My name is Marcus Graham. Here's my card.
Adim Marcus Graham. iste kartim.
Drinks it is. Here's my card.
Pekala, içki olsun o zaman.
No, Daddy, but the card said that my secret admirer is gonna come over here today at 5 : 30.
Hayır baba ama gönderdiği karta göre gizli hayranım bu akşam 5 : 30'da buraya gelecekmiş.
And finally, Maggie, and I know that's your name, because, you know that's the name on the credit card, you shoved in my face last time you came in here, my name is Ben, and I'm a person, all right?
Ve son olarak, Maggie, evet adının bu olduğunu biliyorum çünkü son geldiğinde ve kredi kartını burnuma soktuğunda üzerinde yazan isim buydu. Benim adım Ben ve bir insanım, tamam mı?
Look, if you want to talk to me, here's a card with my numbers... home and work.
Benimle konuşmak isterseniz, kartımı vereyim. İş ve ev numaram var.
Here's my card. I know this is no time to be using the "S" word but you should know the plane you were flying...
İşte kartım. - İçeri nasıl girdiniz?
Here's my business card.
Bu benim iş kartım.
I came over here to give you my response card, but here, this is my response!
İşte. Al bakalım davetiye.
Here's my business card, contact me if you need to.
Al bakalım bu benim iş kartım. İhtiyacın olursa beni arasın.
So far since we've been here, you haven't scoped out any other chicks or stole my credit card, which is a lot more than I can say for my last date.
Buraya geldiğimizden beri ne başka hatunları kestin ne de kredi kartımı çaldın. Son çıktığım kişiden her halükarda daha iyisin.
Here. This is my card.
buyurun kartım.
My name is Jules Cobb, here's my card.
Benim adım Jules Cobb.
And here is my Justice League membership card.
Burada da benim Adalet Ligi üyelik kartım var.
Here's my license, my registration, and here is my insurance card. All right.
Ehliyet ruhsat ve kasko belgeleri.
Here is the emergency card my dad gave me if I was ever lost or hurt or you know really, really hungry.
Babamın kaybolmam, yaralanmam veya karnımın çok ama çok acıkması gibi acil durumlarda kullanmam için verdiği kart.
Here's my card, call me if you have any news about the boy.
Beni ararsan sana özel bir iş veririm.
Here's my business card.
Buyurun bu iş kartım.
I need you to go to every store that is selling these phones and buy them up. Here I'll give you my corporate card.
Tüm mağazalardan bu telefonu alman gerek sana şirket kartını vereceğim.
The problem is my colleague here let you charge a hundred grand on champagne, and your card bounced.
Sorun şu ki, iş arkadaşım sana şampanyalar için yüz bin doları karttan ödemene izin vermiş ve kartın karşılıksız çıkmış.
Gray, the only card we have to play here is that my friends have the plane.
Gray, burada oynayabileceğimiz tek kart arkadaşlarımın elindeki uçak.
Here, this is my card.
Al, bu benim kartım.
So here is my final card on the table.
O zaman benim en son kartım masanın üzerinde.
My name is Vince. Here's my card.
Bu da kartım.
Here's my card, the office number is there too.
Buyrun, kartım. Ofis numarası da orada yazılı.
Which, uh, on my note card here is written in capital letters and underlined.
Önümdeki not kağıdında büyük harflerle yazıImış ve altı çizilmiş.
Here is my calling card.
Bu da kartvizitim.
Come. Here, this is my card.
Buyrun, bu benim kartım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]