English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / How's it work

How's it work translate Turkish

945 parallel translation
How would you feel if a huge corporation bulldozed you into selling your life's work an invention that has made them millions, and selling it for what?
Eğer devasa bir şirket sizleri tüm hayatınızı kendileri için adamak üzere korkutuyorsa bu sayede yaptıkları buluşlarla milyonlar kazanıyorlarsa hayatınızın emeği karşılığı elinize ne geçiyor dersiniz?
You know, it's funny how wrong an artist can be about his own work.
Bir sanatçının kendi eseri hakkında ne kadar yanılabildiği ilginçtir.
Gerald, I don't know just how I'll work it... but somehow I'll get word to you and let you know what's up.
Gerald, nasıl olur bilmem ama nasılsa söz verdim, neler olduğunu bileceksin.
- How do you work it?
- Nasıl çalışıyor?
We don't know how it'll work or what's supposed to happen.
Nasıl işleyeceğini ya da nelerin olacağını bilmiyoruz.
It was with a heavy heart that Nicola wished Mara well... for he's well aware how these things work.
Nicola yüreği sızlayarak Mara'ya en iyi dileklerini diledi çünkü bu işlerin nasıl yürüdüğünü biliyordu.
It's funny how our memories work.
Hafızamızın çalışma şekli komik.
- Well, how's it work?
- Nasıl çalışıyor?
- How does it work?
- Nasıl çalışıyor?
You don't know how much it's meant to me to have you work with me every day... and take my mind off him.
Her gün enimle çalışıp, aklımı ondan uzaklaştırmış olman ne kadar önemliydi bilemezsin.
I owe you that much, but I don't know how it's gonna work out.
Sanırım bunu sana borçluyum, ama işe yarar mı bilmem.
How does it work?
Nasıl çalışıyor?
There * s no hurry. I don * t even know how or why parts of it work yet.
O kadar çabuk değil. Henüz hangi parçaların çalıştığını dahi açıklayamam.
But since we both work, you know how it is
Ama her ikimiz de çalışıyoruz, nasıldır bilirsiniz.
They work for us and say how terrible it was... that 6,000,000 Jews went into the oven.
Tüm dünyada çalışıp 6 milyon Yahudi'nin fırınlara girmesinin kötü olduğunu söylüyorlar.
- How does it work?
- Nasıl çalışır?
Once you told her how easy it would be... to use Guy's fear to kill him, she went to work.
Guy'ın korkusunun onu kolayca öldürebileceğini söylediğinde hemen işe koyuldu.
It's fascinating how these ancient machines continue to work so efficiently.
Bu motorlu makinelerin bu denli sorunsuz çalışabilmesi olağanüstü bir şey.
An almost total unity among yourselves... and I know how hard it is to see so many workers... together after work.
Aranızda tam bir birlik beraberlik ortamı sağladınız. İş çıkışı bu kadar işçiyi bir arada görmek ne kadar zordur biliyorum.
Don't misunderstand me, Velma, I know how exhausting it must be having to do all the work out here alone.
Yanlış anlama Velma tek başına bu evi temiz tutmanın ne kadar zor olduğunu bilirim.
It wouldn't hurt us if a congressman or a senator saw how effectively we can work when we have to.
Birkaç kongre üyesi ya da senatörün... mecbur kaldığımız zaman ne kadar sıkı çalıştığımızı görmelerinin bize bir zararı olmaz.
Yes, well, how does it work?
Evet, nasıl çalışıyor?
You work alongside me, and I'll show you how it's done.
Sen benim yanımda çalışıyorsun, nasıl yapılır sana göstereceğim.
But just exactly how does it work?
Peki nasıl çalışıyor?
It's funny how little you know about people, however closely you work with them.
İnsanlarla bu kadar yakın çalışmanıza rağmen haklarında çok az şey bilmeniz ne tuhaf.
Can you imagine how much work it took?
Düşünebiliyor musun, ne kadar çok çalışılmış?
Our play's chief aim has been to take to bits the great propositions and their opposites see how they work and let them fight it out.
Oyunumuzun ana hedefi, büyük savları ve karşıtlarını ustalıkla eleştirip çözümlemekti nasıl işlediklerini görmek ve onları çarpıştırmaktı.
How does it work?
Gringo, nasıl çalışıyor bu?
- How does it work?
- Nasıl çalışıyor bu?
How does it work? It's locked onto my ship's system...
Gemimin sistemine kilitli.
- How does it work?
Nasıl çalışıyor?
It's a fancy name but how will something that looks like a drop of jelly make this thing work?
Şık bir adı var ama jöleye benzeyen o şey bunu nasıl çalıştıracak?
- How does it work?
- Bu nasıl çalışıyor?
How does it work?
Bu nasıl çalışıyor?
How does it work?
Sistem nasıl çalışıyor?
Say a man was willing to go to work to get himself a stake. How'd he go about it?
Peki buralarda biri hem çalışıp, hem altın aramak istediği zaman ne yapar?
How is it structured, how does it work?
Nasıl yapılanıyor, nasıl çalışıyor?
I'll show you how it work s.
Nasıl çalıştığını göstereyim.
How does it work outside?
- Nasıl çalışır
I wonder how it would work on a male?
Acaba bir erkek üzerinde nasıl çalışır?
But to imagine that pleasure and how it's changed, I need a picture of him at work.
Ama bu zevkin nasıl değiştiğini anlayabilmem için onun işteki bir resmine ihtiyacım var.
See how much you retain... as a result of normal study procedure. And then you'll be able to measure accurately... how much extra work you'll need... when it comes to take the real test in the spring.
Normal çalışmayla öğrendiğinin... ne kadarının aklında kaldığını görürsün... ve ilkbahardaki gerçek sınava kadar... daha ne kadar çalışman gerektiğini... kesin bir şekilde hesaplarsın.
I thought we might all study together for the practice exam. It would give us a chance to see how well... we'll work together at the end of the year.
Hazırlık sınavına birlikte çalışırız diye düşünmüştüm... bize, birlikte çalışmamızın ne kadar yararlı olduğunu... öğrenme fırsatı verecek.
She always spoke of the warrior societies of our tribe... and of the different tribes around us and how that these men... always had to work to gain the respect of the people around them... and how they had to live, uh, more or less a life dictated to them... by the society that they belonged to, and it was extremely hard.
Annem hep kabilemizin savaşçılarından bahsederdi. Tabi etrafımızdaki diğer kabilelerden de ve bu erkekler her zaman etraflarındakilerin saygısını kazanmak için çok çalışırlarmış. Öyle ya da böyle kendilerine yüklenen hayatı yaşamak zorundaymışlar.
OK, from now on... that's how it's going to work.
Pekâlâ, şu andan itibaren işler böyle yürüyecek.
How's it work with your kind?
Sen bu işi nasıl yapıyorsun?
You know, I know I fouled up that typing test but I do know how to work a manual and if you get any calls for a manual typist I'd appreciate it, you know?
Daktilo sınavını berbat ettiğimi biliyorum ama elimle iyi iş yaparım. El işi gerektiren bir pozisyon olursa buna memnun olurum, anlıyor musun?
I don't know just how it's going to work out.
Nasıl ayarlayacağımızı bilemiyorum.
How's it feel to have the LAPD doing your police work for you?
Polislik işini senin için Los Angeles Emniyeti'nin yapması nasıl bir şey?
But no matter how he hard tried, the perfect solids and planetary orbits did not agree with each other very well. Why didn't it work?
Ama ne kadar çok çalışırsa çalışsın, mükemmel çokyüzlüler ve gezegenlerin yörüngeleri birbirlerine fazla uymadılar.
Just analyze the chemical composition of their glass and work backwards to see how they made it.
Camlarının kimyasal bileşimini analiz et ve geriye doğru çalışıp camı nasıl ürettiklerine bak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]