English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm what

I'm what translate Turkish

206,508 parallel translation
What I'm getting is that they're too good to hang with us.
Bizle takılmalarına alışmıştım.
I'm raising you and I know what's best.
Seni büyüten benim ve en iyisini ben bilirim.
I wonder what my name would be if I was a North American Native?
Acaba Kuzey Amerika yerlisi olsam adım ne olurdu?
I see what the problem is here.
Sorunun ne olduğunu anladım. Evet, gerçekten anladım.
But what if I was a published author?
Ya kitabı yayınlanmış bir yazar olsaydım?
I have no idea what's "like me."
Daha önce nasıldım bilmiyorum.
I'm sorry, what was the question?
Özür dilerim, soru neydi?
I know what I'm doing.
Doğru olanı yapıyorum.
And I'm so glad Mrs. Hammond had three pairs of twins, or I mightn't have known what to do.
İyi ki Bayan Hammond'ın üç çift ikizi olmuş. Yoksa nereden bilecektim ne yapacağımı?
I'm sorry, what?
Özür dilerim, ne?
I don't know what I'd do if...
Ona bir şey olursa ne yaparım...
Gilbert, I am very sorry that I wasn't more sensitive about your father, and what losing him really meant for you.
Gilbert, baban konusunda daha düşünceli olamadığım için çok özür dilerim. Onu kaybetmenin senin için anlamı konusunda da.
- What am I gonna do?
- Ne yapacağım?
You know what? I just remembered.
Biliyor musun, şimdi hatırladım.
Not really sure there's, uh, enough for me to do here to make up for what I did.
Yaptığımı telafi etmek için burada yapacak yeterince şey olduğundan emin değilim.
You get complacent, I guess, is what it is.
Sanırım zamanla durumdan memnun hâle geliyorsun.
Do you know what I went through in that well On October 14, 1987,
14 Ekim 1987'de o kuyuda neler yaşadığımı biliyor musun?
Um, I don't know, Dale, he didn't tell me, but he did tell me I couldn't tell anyone else that he's in jail, and so I don't know what I'm gonna do about it,
Bilmiyorum Dale, bana söylemedi. Ama bana hapishanede olduğunu kimseye söyleyemediğimi söyledi. Ve bu yüzden ne yapacağımı bilmiyorum,
I know but that's not what I'm trying to do right now.
Biliyorum ama şu an yapmaya çalıştığım şey bu değil.
Well, I'll do what I can.
Şey elimden gelen şeyleri yapacağım.
One more thing, that's what I needed.
Bir şey daha, ihtiyacım olan şey buydu.
What do you think, I'm poor or something?
Ne fena falan mısın?
What, so... You thought I was going to be alone for the rest of my life?
Ne yani, hayatım boyunca yalnız olacağımı mı düşündün?
Well, I was in my room, I couldn't hear what they were saying.
Odamdaydım, ne dediklerini duyamadım.
What... Not if I guessed for a hundred years.
Yüz yıl sallasam tutturamazdım.
I don't understand what's wrong with socks.
Çorapların nesi var anlamadım.
I don't know what else to do!
Başka ne yapacağımı bilmiyorum!
I didn't know what else to do.
Başka ne yapacağımı bilemedim.
I guess what they say about wishes is true.
Sanırım dilekler hakkında söylenenler doğru.
I'm just... trying to figure out what it'll take to get you to open up.
Bize açılman için... daha ne gerektiğini çözmeye çalışıyorum.
Ariel... I look at what you've already done and I'm amazed.
Ariel... yaptıklarına bakınca çok etkileniyorum.
I don't know what it is, but he had it, so I'm guessing it's magic.
Ne olduğunu bilmiyorum ama ona aitti... o yüzden sihirli olduğunu düşünüyorum.
I thought that meant that he would... stick through things no matter what, but... really what it meant was that as things got tough, he just... took off.
Bunun zorluklara göğüs gereceği... anlamına geldiğini sanmıştım ama... esas anlamı işler zorlaştığında... kaçıp gideceğiymiş.
It's probably what I needed.
Belki de ihtiyacım olan bu.
I need to tell Emma what happened, warn her about Gideon.
Umarım bulurum. Emma'ya olanları anlatıp... onu Gideon hakkında uyarmam gerek.
But what I really need is for you to use those powers... to help me.
Aslında ihtiyacım olan şey... senin güçlerini bana yardım... etmek için kullanman.
I need to know what you're targeting to make sure that it has a real impact.
Gerekli etkiyi gösterdiğinden emin olmak için neyi hedef aldığınızı bilmem lazım.
I've seen what happens when people in the government abuse their power, and it's not something I stand for, so give me the chance to make this right before anyone else gets hurt.
Devlet dairesindeki insanların yetkilerini kötüye kullandıklarında neler olduğunu gördüm ve bu onayladığım bir şey değil. Başka kimse zarar görmeden bu işi düzeltme şansı ver.
I'm sorry, what?
Pardon, ne?
I don't know what you're always whining about. This thing is awesome.
Neden sürekli mızmızlandığını anlamıyorum.
You know, I'm not sure what time the CDC lady showed up, but I know I asked her to leave at 2 : 50.
Hastalık Kontrol'deki bayanın tam olarak hangi saatte geldiğine emin değilim ama saat 14 : 50'de gitmesini istedim.
She asked if I ate the inflight meal, what I drank, if I had ice in my drink, if I used the lavatory...
Uçakta yemek yiyip yemediğimi ne içtiğimi, buz alıp almadığımı, tuvaleti kullanıp kullanmadığımı sordu.
I'm sorry? Mr. Mayor, the beginning of what?
Pardon Bay Başkan, bu neyin başlangıcı?
Well, since you liberated me and gave me the cure, I've done what I said I was gonna do.
Beni özgür bırakıp tedaviyi verdiğinden beri yapacağım dediğim her şeyi yaptım.
I'm fighting for you and everyone else not to lose what they've got.
Siz ve herkesin sahip olduklarını kaybetmemesi için sizinle savaşıyorum.
- Hmm. I'll see what I can do.
- Ne yapabilirim bir bakacağım.
What? I won.
Ben kazandım.
- I'll tell you what happened.
- Sana neler olduğunu anlatacağım.
What I don't understand is why someone would build an airtight chamber in a hotel.
Anlamadığım şey birisi neden otelin içine hava geçirmez oda inşa eder ki?
What am I gonna do?
Ne yapacağım şimdi?
So despite what you think of me, I'm a man of my word.
Hakkımda düşündüğün şeylere rağmen, ben sözümün eriyimdir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]