English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I got

I got translate Turkish

332,412 parallel translation
- No, I got something else.
Hayır, başka bir haberim var.
I got an offer from Senator Westervelt.
Senatör Westervelt'ten teklif aldım.
I got a call from the vice president's office, asking me to come in.
Başkan yardımcısının ofisinden arayıp çağırdılar.
And when I got here, this was waiting for me.
Geldiğimde bu hazırdı.
Telling that committee or her how I got my liver is not going to help this administration or you.
Karaciğerimi nasıl aldığımı komiteye ya da ona söylemek ne sana ne de hükûmete yarar sağlar.
This morning I started driving. I... I got scared.
Bu sabah arabayı sürmeye başladım.
I got you, Larry.
Bendesin Larry.
You know, I got a little something stuck in my throat.
- Boğazıma ufak bir şey takıldı.
I got a little touched.
Yine de içime dokundu biraz.
Now, I got into college.
Üniversiteye girmek için canımı dişime taktım.
I got the missing soul's name.
Bayan Özel Durum'un ölüm ilan kartı elime geçti.
Yes, but I got suspended and can't file it myself.
Evet, ne var ki askıya alındığımdan elimden bir şey gelmez.
I got a card for Ji Eun Tak.
Ji Eun Tak için ölün ilan kartı bu.
I got... Eun Tak's card again.
Eun Tak'ın ölüm ilan kartı çıkmış.
I was thinking about that... and I got curious.
Ne kadar düşünmüş olursam olayım merakımı çeken bir şey var.
I got kicked out'cause...
Kovuldum çünkü...
[Clara] I got to do better.
Daha iyi olmalıyım.
Uh, thanks, but I got to get to work.
Teşekkürler, ama işe gitmeliyim.
Actually, I got here 20 minutes ago, but I waited in the car'cause being early is lame, and so is telling you that, sorry.
Aslında buraya 20 dakika önce geldim ama arabada bekledim çünkü erken gelmek ezikliktir ve bunu sana söyledim üzgünüm.
I got to tell you, I'm really impressed.
Gerçekten etkilendiğimi söylemeliyim.
How do you think I got him to stop singing?
Şarkı söylemesini nasıl durdurdum sanıyorsun?
I got this.
Bunu ben hallederim.
I got this!
Bunu ben hallederim!
Oh, I got a little something.
- Ufak bir şeyim var.
I got a text, as well.
Ben de bir mesaj aldım.
I just got to the White House.
Beyaz Saray'a yeni girdim.
Mr. Grayson got called away last minute, so I'm temporarily filling his shoes.
Bay Grayson göreve çağrıldığı için geçici olarak yerine bakacağım.
- I've got it.
- Tamamdır.
You know, I finally got a look at what Macallan passed on to Ms. Harvey.
Macallan'ın Bayan Harvey'ye verdiği şeye nihayet bakabildim.
When I was young, I wanted a brother so much, my folks got me bunk beds.
Küçükken bir erkek kardeşim olmasını o kadar çok isterdim ki ailem bana ranza almıştı.
I got a good feeling about Ray, and I-I felt a lot of him.
- Epey de "haşır neşir" olduk.
"I used to like talking to Albert, " but then we got into a fight over a cracker. "
"Eskiden Albert'la konuşmak hoşuma giderdi fakat sonra bir kraker için kavga ettik."
I just got here.
Daha şimdi geldim.
( I met him again by chance in 1997... ) ( but he got away from me yet again. )
O adamla 1997'de yeniden karşılaştım. Tekrar kaçtı ve onu yakalayamadım.
I'm a strong goblin... who accepted my fate and got on with my life.
Alçakgönüllülükle kaderini kabul edip neşeyle yaşayan enerjik bir goblinim sadece.
I'm a goblin's bride who's strong... and accepted my fate and got on with my life.
Şu an, kaderini kabullenerek cesaretle yaşayan Goblin'in Geliniyim!
I finally got Halley to sleep.
Sonunda Halley'i uyuttum.
I've got to kiss you.
Seni öpmek zorundayım.
I have got...
Elimde...
I think it's all we've got.
- Sanırım bu elimizdeki tek şey.
I've got an idea.
Bir fikrim var. Beni takip edin.
Yeah, I've got a sister.
Bir kız kardeşim var.
She's got two young kids, though, so I can't lean on her too much.
İki küçük çocuğu var. Bu yüzden ona sırtımı pek dayayamıyorum.
I know I've got you to thank for this.
Bunun işin sana minnettarım.
I've got nowhere to put it.
Bunları koyacak yerim yok.
I've got quite a lot of reading to do, anyway.
Çocuklar hakkında tonlarca kitap okudum.
Yeah, she just got held up at the library, so I said I could come and swing round, I don't want to keep you waiting.
Evet. Kütüphanede kalmak istedi. Ben de etrafı dolaşacağımı söyledim.
Thanks. I've got enough neurotics at work.
Teşekkür ederim ama işte yeterince nörotikle uğraşıyorum zaten.
I think it's probably best to let Vernon digest what he's got on his plate.
Bence Vernon'ın tabağındakini sindirmesine izin vermek yapılabilecek en iyi şey.
Well, I never got anything.
Ben hiç mesaj almadım.
I always thought it was the person actually having the baby that got to act crazy.
Bebekli insanların çılgınca hareketler yaptığını daima düşünüyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]