I got another one translate Turkish
422 parallel translation
I just didn't want to worry you till I got another one.
Sadece bir başka iş buluncaya kadar seni üzmek istemedim.
Yeah, man, I got another one.
Benimki on etti.
- I got another one.
- Bende bir tane daha var.
I got another one.
Bir tane daha buldum.
I got another one to go to, so I'll see you as soon as I get back.
Başka bir partiye gitmem gerekiyor. Döndüğümde görüşürüz.
I got another one.
- Bir tane daha yakaladım!
I got another one.
Bir tane daha yakaladım!
I got another one. Yo!
Bir tane daha!
I got another one.
Bana bir tane daha var.
Listen, I got another one.
Dinle, bir tane daha var.
I got another one here.
Bir tane daha var.
I got another one.
Bir tane daha geldi.
I got another one for you.
Sana yeni bir tane daha getirdim.
I got another one.
Bir tane daha var.
I got another one.
Bir elim daha var.
I got another one, Joe.
Başka bir tane daha var Joe.
I got another one...
Başka bir tane var...
You'd better get another story, because I don't think they like the one you've got.
Daha iyi bir masal uydurman gerekiyor. Çünkü elinde olan masala inanacaklarını sanmıyorum.
And don't make up your mind about this dress... because I've got another one in there I want you to see.
- Tek isteğim ışıkları kapatmak. Bence bu iş hiç de sana göre değil.
I got a wife and a kid and another one on the way.
Karım, bir çocuğum var. Biri de yolda.
I've got another one.
Bende bir tane daha var.
I think I've got another one under the mattress.
Yatağın altında bir tane daha vardı galiba.
- I haven't got another one.
- Ama bildiğim başka şarkı yok.
I've got another one like that.
Ben de bir şey hatırlıyorum.
I've got another one in my pocket.
Bir tane de cebimde var.
I've got another one!
- Başka bir tane daha atabilirim.
Hey, I got another one.
Tekne nerede?
I don't know, it seems to me that if they ain't got you one way, they've got you another.
Kadınlar insanı ya öyle ya böyle yeniyor gibime geliyor.
I've got another one at home.
Evde de sutyenim var.
I've got another one... I've got another boy who goes to school
Okula giden başka bir oğlum daha var.
I mean, it's one thing to just go and trade one guy for another one... when you got a guy that's joined up that's gonna keep on sending you more stuff...
Biri karşılığında bir başkasını vermek ayrı suçlular hakkında sürekli bilgi verecek birini bulmak ayrı.
I've got another one in Paris, but I need a ride.
Çok iyi.
Now he's running free and all I've got is one operative with a cut head, another being held by the local police as a drug-addict homosexual, and one beat-up car.
Şimdi o ortalıkta dolaşıyor ve elimde sadece beyinsiz bir dedektif uyuşturucu bağımlısı homoseksüeller gibi polis tarafından içerde tutulan bir adam ve enkaza dönüşmüş bir araba var.
I don't remember another storm like this one since I got married.
Evlendiğimden beri böyle bir fırtına görmedim.
Okay? I wish you could've told me before I left'cause I've got to go back and write the story, one way or another, that's all.
Keşke ben çıkmadan anlatsaydınız çünkü geri dönmek zorundayım ve öyle ya da böyle bu hikayeyi yazacağım.
Now I've got to go to the grocery store and get another one.
- Şimdi dükkana gidip bir tane daha alacağım.
I've still got another one, The left one,
Gerek yok.
I've got another one.
Başkasını buldum.
I've still got another one... the left one.
Sol kolum hâlâ duruyor.
Arthur, I think it's time we got to know one another.
Arthur, sanırım birbirimizi tanıma zamanı geldi.
One was André Breton, another was André Derain... the third was André - I've got it written down somewhere.
Bir tanesi André Breton, diğeri André Derain... üçüncüsü André... Bir yerlere not etmiştim.
I don't need another friend, especially one who just got off a banana boat.
Benim başka dosta ihtiyacım yok... hele muz teknesinden yeni inmiş birine hiç yok.
I fancy Lord Holdhurst, for one, and Mr. Percy Phelps for another, would much rather the affair never got to a police court.
Lord Holdhurst, bir kişi için, ve Bay Percy Phelps başka bir kişi için, bu olayı polis mahkemesine asla götürmezlerdi.
When I've got one fish, I'd like another, you know.
Bir balık yakalayınca bir tane daha isterim ben.
I've got another one coming.
Bir atış daha yapacağım.
I've got another one where this came from.
Aynısından bir tane daha var.
I have got another one.
Bir tane daha var nasılsa.
I got two kids in college and another one in grad school.
Üniversitede iki çocuğum var ve diğerinde master yapıyor.
i'll buy you another one. you got that right.
Yemek masasında bunu birdaha yapma.
I've got another one here, too.
Burada bir tane daha var, zaten.
I got 20 other brokers analysing charts, pal. I don't need another one.
Çizelgeleri analiz eden 20 broker'ım daha var. Bir taneye daha ihtiyacım yok.
i got it 7988
i got you 2294
i got your back 246
i gotcha 166
i gotta go 3018
i got' em 146
i got this 1718
i gotta 283
i got it wrong 28
i gotta pee 85
i got you 2294
i got your back 246
i gotcha 166
i gotta go 3018
i got' em 146
i got this 1718
i gotta 283
i got it wrong 28
i gotta pee 85
i got to go 1926
i gotta go pee 16
i got you something 203
i got a 294
i gotta admit 71
i gotta run 199
i gotta go home 47
i got your message 312
i got your text 208
i gotta hand it to you 53
i gotta go pee 16
i got you something 203
i got a 294
i gotta admit 71
i gotta run 199
i gotta go home 47
i got your message 312
i got your text 208
i gotta hand it to you 53