English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I got here first

I got here first translate Turkish

369 parallel translation
I got here first, Eddie.
Ben önce geldim, Eddie.
But everything's changed now because I got here first.
Ama önce ben geldiğim için şimdi her şey değişti.
See? I got here first.
Bak, ben burada birinci oldum.
- But I got here first.
Ama ben daha önce geldim.
Come on, Ralphie. I got here first!
Ama Ralphie, ilk ben geldim!
I got here first. Yeah, but I'm here.
Ben de parka götürmek için gelmiştim.
Gee, I'm sorry. I got here first.
Üzgünüm, önce ben aldım.
I got here first, then followed you.
Önce ben buraya geldim. Sonra seni takip ettim.
Being something of a sentimentalist, I got here first.
Geleneklere aşırı derecede bağlı biri olarak önce davrandım.
Being something of a sentimentalist, I got here first.
Geleneklerine bağlı biri olarak ben önce davrandım.
Oh, but someone had to tell her. And I got here first.
Ama birisi ona söylemeliydi ve ilk ben geldim.
I got unfinished business down here first.
Önce burada bitirmem gereken bazı işlerim var.
Well, I got over here first.
Geçiyorum.
- No. When I first got here I thought maybe you'd sent her on an errand or something.
Buraya ilk geldiğimde belki onu ayak işleri ya da başka bir şey için göndermişsinizdir diye düşünmüştüm.
If I'd got here first, but I got here late so I'm working as Hendricks'pit boss.
Önce gelmiş olsaydım getirebilirdi ama geç geldiğim için Hendricks'in gazinosunda çalışıyorum.
That's the first pleasant word I've heard since I got here.
Geldiğimden beri duyduğum en tatlı söz.
Then I think that you know that we have a first-degree murder charge here, and if we vote the accused guilty, we've got to send him to the chair.
Sanırım biliyorsunuz bir taammüden cinayet davamız var, ve eğer sanığı suçlu oylarsak, onu elektrikli sandalyeye göndermek zorunda kalacağız.
I'll never forget I got my first proposal right here.
İlk evlilik teklifimi tam burada aldığımı asla unutamam.
I've got to keep letting them know I was here first.
Ben buradayım ve bu çeteyi ben yönetiyorum.
The first day we got here, I started thinking maybe I could put my gun away and settle down and get a little land, raise some cattle.
Buraya ilk geldiğimizde, silahımı bırakabileceğimi ve biraz toprak alıp sığır yetiştirebileceğimi düşündüm.
I began it when I first got here, I haven't finished the first chapter.
Buraya ilk geldiğimde okumaya başladım, daha birinci bölümü bitiremedim.
Mrs. Hammond, when I first got here I thought I'd fallen easy.
Bayan Hammond, buraya ilk geldiğimde, kolay lokma olduğumu düşünmüştüm.
I think you got something on your mind you want to talk about, or you wouldn't be here in the first place.
Bence aklında konuşmak istediğin bir şey var. Yoksa buraya gelmezdin.
"Look here, I've got a 45-year-old chartered accountant with me who wants to become a lion-tamer" his first question is not going to be, "Does he have his own hat?"
"45 yaşında bir muhasebeci aslan terbiyecisi olmak istiyor." dersem ilk sorusu "Şapkası var mı?" olmaz.
You know, when I first got here, I went with a friend of Jimmy's called Mark.
Buraya ilk geldiğimde Jimmy'nin bir arkadaşı olan Mark'la takılıyordum.
This morning when I first got here, I was speaking to...
Bu sabah buraya geldiğimde,... ile konuşuyordum.
First time I see a bird ever since I got here.
Geldiğimden bu yana ilk kez kuş görüyorum.
I was going to give it to you before we came up here here, but... things got so hectic and this is really the first chance we've had to be alone.
Sana bunu daha önce verecektim ama fırsat bulamadım. Geldiğimizden beri ilk kez yalnız kalabildik.
- I've got the first draft here, too.
İlk taslağı da getirdim.
Standing out there tonight, watching you and I remember when you first got here.
Bu gece, orada durup seni izledim ve buraya ilk geldiğin zamanı hatırladım.
I got one of the first cars ever made here.
Burada yapılan arabalardan birisini aldım.
True but I need to tell to the person who untie me how I got tied to here in the first place.
Doğru ama beni çözene söylemem gerek buraya nasıl bağlandığımı.
You can't just walk in here you got see Gal Baby first!
Burada öylece yürüyemezsin Önce Gal'i görmelisin
Got to drain it first. I'll have Janey here give me a hand.
İIk önce işemeliyim.
You know, I swear, man, I will be one happy fool when we open our own business right here in our neighborhood. I swear to God, I will be the first in line to spend what little money I got. Be right there with you, man.
Bakın, size yemin ediyorum şurada, kendi mahallemizde bizimkilerden biri iş kursun,... Tanrı şahidim olsun kuyruğa ilk ben girerim olan bütün paramı harcarım.
I remember when I first got here.
Buraya ilk geldiğim zamanı hatırlıyorum.
I got a first-class unit here, SWAT team and all.
Burada birinci sınıf bir timim var. SWAT takımı vs.
Help us remember, wait a minute I don't know about you guys... but this is the first time since I got here that I feel good I mean I feel half way safe.
Dur bir dakika. Sizi bilmem ama buraya geldiğimden beri ilk defa kendimi iyi yani güvende hissediyorum.
I knew that the first night I got here when I heard how McGivern got his hi-fi. He "jewed him down".
Buraya geldiğim ilk gece McGivern'in müzik seti için söylediklerinden anladım. "Yahudi bile değil."
This watch I got here was first purchased by your great-grandfather during the First World War.
Bu saati. Babanın dedesi Birinci Dünya Savaşı'nda almış.
I've got the first installment right here!
İşte ilk taksit de burada!
I like this side of the room, but I guess you got here first.
Odanın bu tarafını isterdim, ama sanırım sen önce gelmişsin.
I got to plead ignorance on this thing because if anyone had said anything to me when I first started here that that sort of thing was frowned upon....
İşe başladığımda bu tür şeylerin hoş karşılanmadığını biri bana söylesiydi bu konuya dikkat ederdim...
You know, when I first got here, we had a saying.
Burada ilk işe başladığımda bir deyişimiz vardı.
I think I can give you thrusters, but I've got a lot of casualties down here, I've got to tend to first.
Sanırım size biraz, roket iticisi verebilirim, ama burada bir sürü yaralı var, onlarla ilgilenmek zorundayım.
When I first got here, I assumed the clamp was just a refined form of torture to make our prison stay that much more arduous.
Buraya ilk geldiğimde kelepçenin daha iyi bir işkence olduğunu düşündüm. hapsimizi daha da zorlaştırmak için.
I got my first kiss right here.
İlk burada öpüldüm.
I'd at least think about it. But Garibaldi... he's the first person I met when I got here five years ago.
En azından üzerinde düşünürdüm ama Bay Garibaldi- - 5 yıl önce buraya geldiğimde tanıştığım ilk insandı.
Then why did you warn me off when I first got here?
O zaman neden buraya ilk geldiğim zaman beni uyardın?
From the first day you got here, you have tried to destroy everything that I built and everything that I stand for.
Buraya geldiğin ilk günden beri inşa ettiğim her şeyi yıkmaya çalıştın, uğruna direndiğim her şeyi.
He tried the same shit with me when I first got here.
Buraya ilk geldiğimde bana da aynı şeyi denedi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]