English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I got your money

I got your money translate Turkish

254 parallel translation
I got your money for you.
Paran bende.
And I got your money.
Paranı da getirdim.
Look, man, I got your money.
Bak, paran burada işte.
- I got your money from him.
- Paranı ondan aldım.
I got your money.
Paran bende.
Yo, yo, I got your money.
Paranı getirdim.
I got your money, boys.
Paranız bende çocuklar.
Yeah, I got your money.
Evet paran hazır.
Yeah, hey, I got your money anyway.
Neyse paran hazır.
I got your money.
Paranı getirdim.
I got your money.
Paranı aldım.
- Here. I got your money.
- İşte, paranı al.
- I hope you got your money.
- Umarım paranı almışsındır.
I've got as much right to your money as you have.
Paranda senin kadar benim de hakkım var.
I was a sucker. I'd have been brushed off just as soon as you got your hands on the money.
Sadece maşaydım, para eline geçince işim bitecekti.
I'll see your five, and I'll raise you... all the chips you've got, plus all the money I owe you.
Bahsini görüyorum ve elindeki tüm fişler de dahil sana olan tüm borcum kadar yükseltiyorum.
Come on in. I've got your money for you.
İçeri gelsene, paran burada.
But I got the money for the lessons today and can pay your husband what I owe him.
Ama bugün derslerden dolayı param var, ve kocana ödeyebilirim, ona ne kadar borçluyum?
- I got your Texas money for you.
- Texas paranızı geri getirdim.
I think he got himself a hot lead as to where your sister was going, probably from Norman Bates, and called you to keep you still while he took off after her and the money.
Bence kızkardeşinizin gittiği yer hakkında Norman Bates'ten önemli bir ipucu aldı ve kendi paranın peşinden giderken beklemeniz için sizi aradı.
Edwin, I've got your money.
Edwin, paran bende.
I said, "Alex, any man who takes your money and tells you he's got 138 pages in front of him and doesn't is nothing but a liar and a thief!"
"Alex," dedim, "bir insan paranı alır sonra da elimde 138 sayfa var derse, ve sayfalar yoksa, o adam yalancı ve hırsızdır!"
I've got your wife, you the money.
Senin karın elimde, sende de para var.
If you've got money, I used to say, you can have beautiful birds, handsome suits, a car of your own.
Paran varsa, güzel kızlar, şık kostümler, arabalar senin olur, derdim.
The more I tried to get even, the deeper I got with your money.
Zararı kapatayım dedikçe sana olan borcum arttı.
I just got a good tile, and you've blocked my way It's not your money. You're playing on his behalf
ne güzel bir elim vardı, ama sen gene yazık ettin parasına değil hatrına oynuyoruz
- You get your money? - I got everything.
- Paran yanında mı?
But I know you've got it... your Money's all hidden ain't it?
Çok paran olduğunu biliyorum. Bütün paranı sakladın, öyle değil mi?
If you've got any other ideas, just remember... that last time I took your money... and I took your guns and that was pretty easy.
Eğer başka bir niyetiniz varsa, unutmayın ki geçen sefer paranızı... ve silahlarınızı almıştım. Çokta kolay olmuştu.
I got the money the very next day of your arrest!
Tutuklanmanızın hemen ertesi günü parayı almıştım.
I see you with the ladies and you spend a lot of money, and... you're flush, you got a lot of weight in your pockets, kid.
Seni kadınlarla bir sürü para harcarken gördüm, ve senin cebin şişkindir, cüzdanındaki paraların ağırlığını biliyorum, adamım.
As I said, you've got to have money for your daily bread.
Dediğim gibi, günlük ekmeğinizi alacak paranız olmalı.
You got spots in your head, Aldo. - I got spots in my head! - All you need is money,
Seninki hayal.Para her zaman ihtiyaçdır.
You've got to understand, I just want to change the money. Your daughter understands.
Anlamıyor musun, sadece para bozdurmak istiyorum ve belki de kızın, kızın dediklerimi anlıyor.
I've got your money.
Paran bende.
I'll bet that I can tell, within a buck either way how much money you've got in your pocket.
Cebinde kaç para olduğunu aşağı yukarı bileceğime bahse girerim.
Put your money away. I got it.
Koy paranı cebine bendensin.
Is that all you got to say is, "I'll get your money to you later."
Tüm söyleyeceğin bu mu ; "Paranı sonra veririm."
You've got my money. That's why I was worried how your luck was running.
İşte bu nedenle şansının nasıl gittiğini merak ettim.
For my money, he's got it over D.H. Lawrence. - I'd love to read your writing.
D.H. Lawrence'ı aştığına iddiaya girerim.
I busted my hump all week and all I got was 50 cents. When I was your age, 50 cents was a lot of money.
tüm hafta eşek gibi çalıştım ve sonunda elime geçen sadece 50 cent ben senin yaşındayken, 50 cent çok büyük paraydı
I've got your money.
Paranı getirdim.
I'd like to do more money for you, but first I've got to get your positions on a few issues.
Sana daha çok para kazandırmak istiyorum. Ama önce birkaç konuda konumunu belirlememiz gerek.
I told you, motherfucker, I ain't got your money yet, man.
Söyledim ya dostum, paran henüz tamam değil.
I've got your money stuck in my ears.
Paralarını saymakla meşgulüm.
I'll bet you all the money in your pockets against all the money I got in my pockets.
Cebinde ne kadar para var? Benim cebimdeki paraya karşılık senin cebindeki.
I got your damn money. Now, where's my daughter?
- Paran bende, şimdi kızım nerede?
- I've got your money.
- Güzel. - Bekle biraz, paranı vereceğim.
I've got some money stashed away and it'd be my honor to help you in your time of need.
Benim biraz sakladığım param var ve onunla sana ihtiyaç duyduğun bir anda yardım etmek bana gurur verir.
Well, I hope you got your money, because I got the honey.
Umarım paranı yanında getirmişsindir çünkü ben fıstığı getirdim.
I think he got a hot lead as to where your sister was going probably from Norman Bates and called to keep you still while he took off after your sister and the money.
Sanırım kız kardeşinizi gittiği yere kadar izledi belki de Norman Bates'den öğrendi ve sizi arayıp, kız kardeşinizin ve paranın peşinden giderken beklemenizi istedi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]