English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / In what way

In what way translate Turkish

2,955 parallel translation
In what way a secret is kept. And what happens to a person that gives away a secret.
Bir sırrın nasıl saklandığını ve sırrı veren kişiye neler olduğunu.
In what way?
Öyle mi düşünüyorsun?
Removed? In what way, removed?
- Ne şekilde çıkacak?
In what way?
Nesi farklı?
- In what way?
- Nasıl yani?
Really be over in what way?
Ne açıdan sonu gelecek?
In what way?
Ne açıdan mı?
In what way?
Ne açıdan?
cool in what way?
Soğuk kanlı derken?
In what way?
- Hangi kısımlarını?
In this moment, the knight, the hero learns to feel, rather than think, which, in a way, is what happened to American cinema in general in the'70s.
O anda şövalye, yani kahramanımız düşünmek yerine hissetmeyi öğrenir. 70'lerde Amerikan sinemasında olan da budur.
So what's the play, bringing me in this way?
Beni buraya getirmekle eline ne geçeceğini sanıyorsun?
They don't always do what you wish they would do. I think from the beginning the smartest thing we did is decide to make the movies in our own way.
İşin başında yaptığımız en zeki hareket filmleri bildiğimiz gibi çekmekti.
I hope that when you read this letter, it'll be an afternoon where the wind shakes the trees like this. In this way, I'd like you to be able to see what I saw.
Sen bu mektubu okurken bu güçlü esen rüzgârı ve ağaçların sallandığını ben görebiliyorken senin de görmeni isterdim.
Edvard, what do you have in the way of a small diameter drill?
Edward, ne kadar küçük çapta bir delik açabilirsin?
What did I do to cause you to talk to me in this way?
Bu şekilde konuşman için sana ne yaptım ben?
Right now, the way the laws stand, you can murder somebody and get out quicker than be in a house where there's a drug bust and you don't even know what's going on.
Şu anki geçerli olan yasalarda. birini öldürürseniz uyuşturucu baskınında yakalanan birinden daha çabuk sürede çıkabilirsiniz. ... ve bu baskından yakalanan kişi 30 sene bile yiyebilir.
Then you turn yourself in and atone for what you've done, and then you keep up the struggle in any small way you can.
Teslim ol ve yaptıklarının kefaretini öde ve elinden geldiğince mücadelene devam et.
I had to quit what I was doing, which was working for Shell, and get involved in this debate in a much more profound way.
Ve hayatımı öylesine değiştirdi ki Shell adına yaptığım işi bırakmama ve bu münazaraya çok daha samimi şekilde dâhil olmama neden oldu.
And, in a way, I guess that's what I'm doing, sailing it from him to you.
Babandan bunlari sana aktariyorum.
You know what, I noticed, in a totally non-threatening way, we have the same RPP zone.
Biliyor musun, beni yanlış anlama ama yeni fark ettim ki, aynı RPP alanı belgesine sahibiz.
And to always know in the deepest part of my soul, no matter what challenges might carry us apart, that we'll always find the way back to each other.
Ve ruhumun derinliklerindeki şunu biliyorum ki, Ne olursa olsun bizi hiçbir şey ayıramayacak. Bu yolda her zaman birbirimizle yürüyeceğiz.
Skate hard and hit anything that gets in the way - and then see what happens.
Evet. Yine gaza basıp önüne çıkan her şeye çarp ardından olacaklara bakarız.
Because in the old days, it was the only way a guy could get what he really wanted from a girl.
Çünkü eski zamanlarda, Bu bir erkeğin bir kızdan gerçekte istediğini alabilmenin tek yoluydu.
What say we break this place in the old-fashioned way?
Burayı eski usül sallamaya ne dersin?
The kid was on her way to get a second number, what's in the second safe?
Kolfax, ikinci numarayı almak için geliyor. Altıncı kasanın içinde.
Honey, I don't give a shit what Dr Johnston said, there is no way we're going to get anywhere if you start putting images of little bald bastards in nappies in my head at crucial moments.
- Canım dr umrumda değil Şu an olmaz diyorum sana
you heard what i said... get behind the chair, grab the handles, and dump my sorry ass in the water the way parents toss their kids into the pool when they want them to swim isnt a bad idea.
.. ve beni suya at Suya düşeceksin ve.. bu harika bir fikir Tamam bunu yapabilirim hadi 1.. 2- -
But what you're looking for is bigger than any church, so this is the time in the service when we get out of the way so that you can speak to God directly... and hopefully hear God speak to you.
Ama sizin aradığınız tüm kiliselerden daha büyük, ve servisimizin bu kısmında huzurlarınızdan ayrılıp Tanrı ile direk olarak konuşmanızın zamanı, ve umarım o da sizinle konuşur.
Do not let yourself be interviewed or in any way to tell what you saw.
Hiçbir şekilde röportaj verme ve gördüklerini söyleme.
They are absolutely grown kids living their dream, doing exactly what they want to do... in a way that no one's done it before.
Onlar, hayallerini yaşayan yetişkin çocuklar ve yapmak istediklerini, daha önce görülmemiş bir şekilde yapıyorlar.
You thought you'd weasel your way in here and give everyone the finger. And then what?
Buraya sansar gibi gelip herkesi parmaklamayı düşündün.
- Don't put words in my mouth. What I was implying was that I may not have done it that day, but there was no way in hell those people weren't gonna get what they deserved.
Benim yerime konuşma Lax, demek istediğim şu ki belki o gün yapmayabilirdim ama o insanların hak ettikleri cezadan kaçmalarına asla izin vermezdim.
Slay what may be in our way.
Önümüze çıkan her neyse katledelim.
Well. look. first off. there are a lot of good police officers out there and I don't wanna in any way disparage what they do, right?
Bakın gerçekten bir çok iyi polis memurumuz var Ve kimseyi kötülemek gibi bir niyetim yok.
Look, Vega, I understand Mr. Washington was a friend of yours, but you can't let your emotions get in the way of what we're trying to do here.
Bak Vega, anlıyorum Bay Washington arkadaşından farklıydı ama burada yaptığımız şeye duygularını karıştırmamalısın.
Nimrod can identify who did what in the army by the way they talk.
Nimrod bir kişinin orduda neler yapıp yapmadığını, o kişinin konuşma şekline bakarak anlayabiliyor.
I just mean, it just wasn't what I expected. In a good way or a bad way? It wasn't her house.
Evet.. seks yapmadık beklediğim gibi değildi
But maybe, if you could articulate for yourself what it would mean for you to marry Ray, you perhaps could explain it to him in a way that he would appreciate and understand.
Ama belki Ray ile evlenmenin senin için ne ifade ettiğini düşünüp ona açıklayabilirsen bir şekilde buna minnettar olup anlayacaktır.
You do it your way, and see what happens in four days.
Bildiğini yap ve dört gün içinde ne olacağını gör.
But it's also, it's similar to what you were saying, in a way, because I feel like, feel like marine animals have the ultimate life.
- Bir de şey var... Senin söylediğin şeye de benziyor biraz çünkü bana öyle geliyor ki denizde yaşayan canlılar en mükemmel hayata sahipler.
I'm gonna go through all the e-mails and see if there's a positive way for me to use what's in them.
Tüm o e-postaları okuyup içindekileri iyi yönde kullanmanın bir yolu var mı bakacağım.
I don't think he's going to let a contract get in the way of what his heart desires most.
En çok arzuladığı şeyin gerçekleşmesini sağlayacak bir kontratı imzalamayı reddedeceğini sanmıyorum.
Way, in... What?
Bir de ne oldu?
- What? - No way in hell.
Hayatta olmaz.
It's so encouraging to have someone respond to what we were doing in such a positive way, but aren't you...
Birinin yapmak istediğimiz şeye olumlu bir tepki vermesi bizi gerçekten çok yüreklendirdi, ama sen...
And what better way than... than to walk in his footsteps?
Onun izinden gitmekten daha iyi bir yol var mı?
After we open those envelopes, it's-it's gonna change our entire lives no matter what's in it either way.
Zarfları açtığımız anda içinde ne yazarsa yazsın bütün hayatımız değişecek
Plus, they're stitched in such a way that, no matter what angle it's viewed from, it looks like you're standing in hero wind.
Hem de öyle bir şekilde yapılmış ki, hangi açıdan olursa olsun rüzgar, içindeki insanı kahraman gibi gösterecek şekilde esiyor.
And we won't have a way to see what's going on in there.
Ve orada neler olduğunu görebileceğimiz bir yol da yok.
The digital presentation did not look nearly, in any way, like an acceptable substitute for what film was.
Dijitali sunduğumuz zaman filmin yerine geçebilecek gibi durmuyordu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]