Keep your hair on translate Turkish

All right, keep your hair on.

Pekala, biraz sakinleş bakalım.

Keep your hair on!

Saçlarına sahip çık.

Keep your hair on!

- Tamam, sakin ol.

Keep your hair on.

Sakin ol.

- All right, keep your hair on!

- Tamam, saçlarına sahip ol!

All right, keep your hair on.

Tamam, sakin ol!

Keep your hair on.

Takma kafana.

All right, keep your hair on!

Pekala, kenara çekil!

Just keep your hair on your head!

Sen sadece sakin ol!

Keep your hair on.

Gevşe biraz.

All right, all right, keep your hair on.

Tamam, tamam.

- All right, keep your hair on, grandad.

Pekala, sakin ol, büyükbaba.

Oh, keep your hair on!

Sakin olun!

All right, keep your hair on!

Peki, sakin ol!

Keep your hair on, mate.

Sakin ol, dostum.

Alright, keep your hair on!

Tamam, sakin ol biraz!

Keep your hair on.

Şuna bak.

'keep your hair on!

- O kadar da aptal değilim! - Tamam, peder. Saçın bozulmaz.

Keep your hair on.

Bu eleme işi de ne boktanmış ya.

All right, all right. Keep your hair on.

- Tamam, tamam, sakin ol.

Keep your hair on.

Hemen hakaret ediyorsunuz!

- Keep your hair on, Sebastian.

- Takma kafana Sebastian.

All right, keep your hair on.

Sakin ol ya tamam.

Keep your hair on.

Rahat olun.

Keep your hair on, bugger-lugs.

Takma kafana, haylaz.

- Keep your hair on, you cow.

- Lafına dikkat et, seni koca inek!

Keep your hair on!

Sakin ol! Sinirlenme!

All right. All right. Keep your hair on.

Tamam tamam geldik patlama.

Oh, keep your hair on, there'll be no wolf worries while I'm about.

Oh, Takma kafana, benim kurtlarla ilgili herhangi bir endişem yok.

- Alright, keep your hair on.

- Pekâlâ, saçlarınızı koruyun.

- Keep your hair on.

Sakin ol biraz.

Keep your hair on!

Tamam, tamam...

- Keep your hair on.

Sakin olun. Hayatta olmaz.

Come here ; let me put this on you. Keep your hair out of your face.

Saçların yüzüne gelmesin.

( External phone bell rings ) I'm coming, keep your hair on.

Geliyorum, sabırsızlanmayın.

Yeah, alright, keep your hair transplant on, I'm coming in, aren't I?

Sakin ol, ekme saçların dökülecek. Geliyorum işte.

Anyway, I thought you might like to know, in case you want to brush your hair or hide the large stack of pornography you keep on that shelf.

Her neyse, saçını taramak ya da o rafa koyduğun bir tomar pornografi dergisini saklamak istersin diye haber vereyim dedim.

You keep the ring on even when you're washing your hair?

Saçlarını yıkarken bile takıyor musun onu?

Lieutenant, I'm gonna get out of your hair, But could you keep me informed on the progress Of this investigation?

Başkomiser, yakanızdan düşeceğim, ancak rica etsem soruşturma süreciyle ilgili beni bilgilendirir misiniz?

I keep thinking about that golden hair on your wrists, wondering if that's the same gold colour all over your body or does it get darker as it gets thicker.

Kollarındaki o altın sarısı tüyleri düşünüp duruyorum ve merak ediyorum, tüm vücudunda da aynı altın renginde mi yoksa inceldikçe daha koyu bir renge mi bürünüyor?

Oh, keep your hair on, bruv.

Aklını başında al, gardaş.

Hey, man, at least they got you on a regimen That lets you keep all your hair,

En azından diyetin kel arkadaşımız Leo'nunkinin aksine saçlarını koruyacak.

Yeah, all right, mate, keep... just keep your bloody hair on!

Tamam be arkadaşım, sok kafanı içeri.

No one will blame you for cutting a deal on this one, and it will help keep the President out of your hair.

Bunda anlaşma yoluna gittiğin için kimse seni yadırgamaz, hatta böylece Rektör'ü de başından savmış olursun.