English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Maybe less

Maybe less translate Turkish

840 parallel translation
- Yes, sir, half an hour, maybe less.
- Evet bayım, yarım saat, belki daha az.
But, darling, it's only for a month, maybe less.
Ama hayatım, bu sadece bir ay için, hatta belki daha az.
You'll be out of here, I'd say, in about 10 minutes, maybe less.
10 dakika içinde, belki de daha önce buradan gideceksin diyorum.
I'd say you got about an hour, maybe less, to get out of town.
Burayı terk etmek için aşağı yukarı bir saatin var diyelim.
- A month, maybe less. - What are we gonna do?
Bir ay, belki daha az.
- Maybe less.
- Belki de daha az.
A month, maybe less.
Bir ay, belki daha kısa.
It may be more than 10,000 or maybe less.
10,000'den çok da edebilir az da.
She maybe less pleasing to the eye... but she's certainly more soothing to the ear.
Pek güzel gözükmeyebilir ama sesi kesinlikle çok güzel.
Maybe less than 30, I don't know.
Belki 30'dan. Bilmiyorum.
- Maybe a fifth, maybe less. I don't know.
- Beş veya daha az, bilemiyorum.
- A mile, maybe less.
- İki kilometreden az.
Maybe less.
Belki daha az.
Their garrison is about six hours away... and about 300 Lancers, Legionnaires, or maybe less.
Garnizonlarι altι saatlik mesafede. Orada 300 kadar mιzraklι süvari ve lejyoner var, belki daha da az.
A mile, maybe less.
Bir kilometreden biraz fazla.
Maybe less
Belki daha da az.
We got an hour, maybe less.
Bir saatimiz kaldı, belki daha az.
But keep those Dinky toys away from this airplane for 15 minutes. Maybe less.
Ama o çocukları 15 dakikalığına uçaktan uzak tut.
Maybe less, 20. 21
- Ah, 30. Belki daha az. 20 21 falan.
An hour, maybe less, he says.
Bir saat, belki daha az, diyor.
Ten minutes, maybe less.
10 dakika. Belki daha az.
- An hour, maybe two, maybe less.
- Bir iki saat, belki daha da kısa.
I know absolutely nothing about public relations : Maybe less :
Halkla ilişkiler hakkında kesinlikle birşey bilmiyorum.Belki biraz.
Maybe less, who knows.
Belki daha da az kimbilir.
We've got eight minutes, maybe less.
Sekiz dakikamız var, belki daha az.
For example, if my mother - who's quite old now - had let someone hug her when she was young in the sunshine, on the riverbank like this instead of tormenting herself by thinking what my life would be like as an adult today maybe she'd be less sad
Mesela eğer annem, şu anda çok yaşlı olan annem gençken birinin kendisine sarılmasına izin vermiş olsaydı güneşin altında, böyle nehir kenarında benim hayatımın büyüyünce nasıl olacağını kafasına takarak kendine eziyet etmeseydi bugün belki daha az üzgün olurdu.
Maybe a little more, a little less.
Benden biraz uzun ya da kısa olabilir.
Maybe this drive will get through, and you'll have less to worry about.
Belki sürü yerine ulaşacak ve sen de daha az endişeleneceksin.
Maybe a quart, or a little less.
Çeyrek galon, belki biraz daha az.
- Maybe we can start being less formal with each other.
- Belki aramızdaki resmiyeti sonlandırmaya başlayabiliriz.
But maybe it's better in the long run. You suffer less. - That's true.
- Ama belki de, daha az acı çekerler.
Maybe he'll be a little less vicious.
Belki hırçınlığı azalır.
Maybe a little less pressure in my chest.
Belki göğsümdeki hafif baskı dışında bir şey hissetmedim.
- Maybe even less than that.
- Daha kısa bile sürebilir.
Some devoted women would probably feel less compassion, but they would have shown maybe a bit more understanding for the church.
Bazı inananlar insaf etmeyecekler,... ama kiliseyi daha iyi anlayacaklardır.
If you drank less, then maybe you could get scared like everybody.
- Şayet içkiyi daha az içseydin herkes gibi sende korkardın.
Maybe you think less about happiness down there. Things just unfold on their own. Am I wrong?
Orada mutluluk daha az düşünülür olaylar kendi kendine gelişir, değil mi?
- No. Maybe it would make me a little less miserable.
Belki daha az perişan olurdum.
Maybe you will feel less flattered when I tell you that you are the first man we have ever met.
Sana bunu söylediğimde belki daha az gururun okşanacak ama sen bizim tanıştığımız ilk erkeksin.
Maybe we're not the Rockefeller Institute or the Ford Foundation. But in our own small way, we can hold out a hand to the less fortunate give them a little hope, a leg to stand on.
Rockefeller Enstitüsü ya da Ford Vakfı değiliz..... ama biz de kendi çapımızda daha şanssız olanlara yardım edebiliriz.
Maybe death will be less ugly if my brother shoots me.
Belki ölümüm kardeşimden gelirse daha iyi olur.
Well, if you spent a little less time on loose ends, maybe you'd come up with something important
Eğer gevşek uçlar üzerinde az zaman harcadıysanız, belki önemli bir şey bulurdunuz.
Maybe a bit less now.
Belki şimdi biraz daha azdır.
Maybe so, but they'd like it less if? Apaches ride them off.
Apaçiler atları çaldıklarında daha da az hoşlanacak.
Maybe, make him less confident.
Belki bu kendine güven aşılatır.
Maybe we could ask some less emotional questions. I think that would be an excellent idea.
İşte bu harika bir fikir bence.
But another factor here was, had I turned back, we'd have another 700 planes that are more or less on the same track, and spread something like eight or ten miles broad and maybe four to six thousand feet deep.
Uçuşa devam etmenin bir başka nedeni ise arkadan gelen ve aynı rotayı izleyen yaklaşık 700 uçak vardı. 13-16 km. çapında etrafa dağılmış vaziyetteydiler. Ve muhtemelen 1.5-2 km. kadar uzaktaydılar.
Maybe after a little while, when you're less of a celebrity...
Belki bir müddet sonra, popülariten azaldıktan sonra...
"If you spent less time at your political meetings, you could maybe find some to look for a job!"
"Siyasi toplantılarında daha az zaman geçirirsen iş bakmaya zamanın kalır belki!"
Passports, maybe another thousand. I have less than 100.
Pasaport falan için de 1000 daha... 100 pezodan az param var.
Maybe I am being less than honest. I -
Daha az dürüst olmalıyım belki.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]