English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / My little baby

My little baby translate Turkish

468 parallel translation
It's my little baby sister.
Bu benim küçük kardeşim.
That's my little baby sister.
Bu benim küçük kardeşim.
Yes, but here is my little baby's room.
Evet, ama burası benim küçük bebeğimin odası.
On one side, I put a picture of my wife and on the other side, my little baby.
Bir tarafına eşimin fotoğrafını koydum. Diğer tarafına da küçük bebeğimin fotoğrafını.
No, just my wife, my boy, and my little baby and myself.
Hayır, sadece eşim, oğlum, küçük bebeğim ve ben.
My little baby! - Hi, Mother.
- Merhaba, bebeğim.
They can't tell me there's anything wrong with my little baby.
Kimse benim bebeğim için kötü bir şey söyleyemez.
My little baby wouldn't even be able to call himself Martin.
Küçük bebeğim, Martin bile diyemeyecek.
My little baby
Yavrucuğum.
my little baby.
Minnoş bebeğim.
My little baby girl was a cinder when I found her.
Küçük kızımı bulduğumda kül olmuştu.
There she is. My little baby.
İşte burada.Bebeğim benim.
My little baby!
Minik yavrum!
Yeah, my little baby.
Evet... Küçük bebeğim.
- My little baby!
- Küçük bebeğim!
My little baby.
Küçük bebeğim.
Yes, my little baby.
Evet, benim küçük bebeğim.
Oh, I see you've met my little baby.
Demek küçük bebeğimle tanıştın.
This little guy's Neal Jr, my little gem, Marti, and somewhere around here is my little baby boy, Seth.
Bu ufaklık Neal Jr, minik mücevherim Marti, ve buralarda bir yerde bebek oğlum Seth var.
- Owen, my little baby.
- Owen, benim minik bebeğim.
- Owen, my little baby boy.
- Minicik bebeşim benim. Oğlum benim.
My little baby poodle.
benim küçük bebeğim.
- Where's my little baby?
- Benim küçük bebeğim nerede?
But, my goodness, Mr Jesse, that sure is one cute little old baby.
Ama, Tanrım, çok şirin küçücük bir bebek.
Good night, Cleo, my little water baby.
İyi geceler, Cleo, küçük su bebeğim.
She's my little water baby.
O benim küçük su bebeğim.
My poor little shivering baby.
Benim zavallı üşümüş sevgilim.
See, my sister died when Tess was a little baby.
Ablam, Tess daha bir bebekken öldü.
My poor little baby!
Zavallı küçük bebeğim.
She writes, " What a thrill it was to hear my little girl say... Mother, it's such fun to have you read to us... now that you use Baby Breath.
Şöyle yazmış, "Kızımın, anne artık Bebek Nefesi kullandığın için... bize kitap okuman çok eğlenceli, demesi çok heyecan vericiydi."
My own little baby.
Küçük bebeğim.
My own little baby getting married!
Küçük bebeğim evleniyor.
I'd just lost my own little girl baby with yellow curls.
Sarı bukleli minik bebeğimi daha yeni kaybetmiştim.
My beautiful little Indian baby.
Küçük güzel bir Kızılderili bebeğim olmuştu.
Shortly after that the little boy he went, and soon after that my wife, father-in-law and the baby, they went too.
Kısa süre sonra oğlum da gitti, bir süre sonra da karım, kayınpederim ve küçük bebeğim hepsi sele kapıldılar.
Just a little for my baby and husband.
Azıcık istiyorum. Bebeğim ve kocam için.
And little ol'sis, the nurse... who has come all the way from New York... just to take care of me while I have my baby.
Ve küçük ablası, bebeğim varken... bana bakmak için ta New York'tan... kalkıp gelen hemşire.
I'm a little bit sad and lonely Well, my baby's gone away
Biraz yalnız ve üzgünüm Bebeğim uzaklarda
And a little for my baby.
Ve biraz da bebeğim için.
You're my great, big, strong... teddy bear king... what I loves... and I'm the little surrendering baby bear... what you loves.
Sen benim büyük, güçlü, kuvvetli kral ayımsın ki seni çok severim ve ben, teslim olan küçük bebek ayıyım ki sen de beni çok seversin.
Sleep my good little baby
Uyu minik bebeğim.
In a way I'm just loving it... because it recalls my old doll house days... when I was just a little baby girl and I used to spend hours... pretending to serve tea.
Bir şekilde bunu çok seviyorum... çünkü bana oyuncak evimde oynadığım günleri hatırlatıyor. Küçük bir kızken mahsuscuktan çay servisi yapmak için... saatler harcardım.
Well, you're still Nicky's little baby girl... aren't you, my little mud pie?
Sen hala Nicky'nin küçük kızısın... değil mi, minik balkabağım?
finger raised him as do babies, told her mother afterwards she took hold of his finger the way baby does He told my mother afterwards, that it was a minute before the tender little grip eased
her zaman yaparlar ya. Babam sonradan anlatmış anneme... bir an, kısacık bir an sımsıkı tutmuş parmağını.
You're not my little nigger baby doll anymore!
Artık benim küçük zenci oyuncak bebeğim değilsin!
Yes, my poor little baby.
Evet, zavallı yavrum benim.
WHEN I PICKED HER UP, SHE WENT LIMP IN MY ARMS JUST LIKE WHEN SHE WAS A LITTLE BABY
Onu kaldırdığımda, kollarımdan kayıp gitti, tıpkı küçük bir bebekken olduğu gibi.
My... little..... baby... Vespa.
Benim... küçük..... bebeğim...
I got fired! My wife left me! She took our little baby daughter with her.
İşten atıldım, karım terk etti beni... bebeğimizi yanında götürdü.
Ania baby... My dear little girl
Benim sevgili küçük kızım.
I've enjoyed working here, but now that my baby's a little older, I'm gonna try to go back to the orchestra.
Burada çalışmaktan hoşlandım ama bebeğim şimdi biraz daha büyüdü, orkestraya geri döneceğim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]