English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Poor child

Poor child translate Turkish

470 parallel translation
Poor child.
Zavallı çocuk.
I'm going to telephone that poor child.
O zavallı çocuğa telefon edeceğim.
My poor child.
Zavallı yavrum.
- The poor child.
- Zavallı çocuk.
- How unfortunate for the poor child.
- Zavallı çocuk için ne talihsizlik.
Maybe it's that soldier you know, poor child.
Belki şu bildiğin askerdir çocuğum.
My poor child.
Zavallı küçüğüm.
This poor child has no mother, so I shall take responsibility for all the arrangements- - trousseau, reception and everything.
Zavallı çocuğun annesi yok demek ki bütün hazırlıkların sorumluluğunu ben üstlenmeliyim çeyiz, konuk kabulü ve her şey.
Oh, you poor child.
Zavallı çocuğum.
Oh. Oh, you poor child.
Zavallı evladım.
I mean, I hope you'll excuse the way I acted... but I've been so worried about Velma, poor child.
Umarım az önceki davranışım için beni bağışlarsınız. Ama Velma için çok üzülüyordum.
All he's good for is selling chestnuts outside cafés. Poor child.
Kestane satmaktan başka iş yapamaz!
I can't bear to think of my poor child lonely and unhappy.
Zavallı kızımın yalnız ve mutsuz olduğunu düşünmeye dayanamıyorum.
It's too bad about your poor child.
Zavallı kızın için çok kötü.
The poor child is suffering so much.
Zavallı çocuk acı çekiyor.
Poor child!
Zavallı çocuk!
You poor child.
Zavallı yavrucak.
- In a way, yes. - Poor child.
- Zavallı çocuk.
The poor child was half-insane with grief after my uncle died.
Zavallı çocuk amcamın ölmesinin üzüntüsüyle delirmiş gibiydi.
- Oh, you poor child.
- Zavallıcık.
Mary, this poor child has to set up house in that bare barn.
Mary, bu zavallı kız boş ambarı eve dönüştürmek istiyor.
Young woman, if you have any intelligence of this poor child, in heaven's name put me in possession of it.
Genç bayan, eğer bu çocukla ilgili bildiğiniz bir şey varsa... Tanrı aşkına bana da anlatın.
My poor child, I can't tell you.
Zavallı evladım, sana bunu söyleyemem.
Ah, but your wit, your courage, why that poor child who just now offered you your dinner, your saw it, her eyes did not avoid you.
Peki ya aklın, cesaretin, demin sana yemek veren kız, görmedin mi senden sakınmayan gözlerini?
My poor child.!
Zavallı çocuğum.
It was the hand of a poor child, already roughened by hard work and washing.
Zavallı bir çocuğun elleriydi... çok çalışmaktan ve çok yıkanmaktan dolayı şimdiden pürüzleşmiş eller.
Why, what has the poor child done... to bring you to harm?
O zavallı çocuğun sana ne zararı dokunacak?
- Poor child.
- Zavallı yavrucak.
- This poor child.
- Bu zavallı çocuk.
Mr. Williams, when I first walked in here my sympathies weren't entirely with that poor child's mother.
Bay Williams, buraya ilk girdiğimde sempatim tam olarak bu zavallı çocuğun annesinden yana değildi.
- Isn't somebody, someday going to answer that poor child?
Bir gün, birisi bu zavallı çocuğa cevap yazacak mı?
Uh poor child, she's a mute, she neither speaks nor hears except through my fingers.
Zavallı çocuk, dilsizdir, parmaklarım dışında ne konuşur ne de duyar.
That poor child.
Zavallıcık.
My poor child, what could I tell him?
Zavallı çocuğum, ona ne diyebilirdim ki?
Oh, poor child.
Zavallı çocuk.
The poor child lost his parents.
Çocukcağız anne babasını kaybetmiş.
Takes it out on Michiko... poor child!
Sinirini Michiko'dan çıkarıyor. Zavallı kız!
I know what you think, my poor child.
- Düşündüğünü biliyorum zavallı çocuk.
You see? Just a few steps and the poor child is exhausted.
Bakın, sadece bir kaç adım attı ve zavallının hali kalmadı.
Oh, dear. Poor child.
Zavallı çocuk.
I'm not afraid to get sick and die myself but our poor child!
Hastalanıp öleceğime değil zavallı çocuğumuza yanıyorum!
You poor child!
Zavallı çocuğum!
Which is to say, she's mad as a hatter, poor child.
Yani, zavallı kız zırdeli.
The poor creature has taken the affair very seriously, and has been waiting all these years with her child in tender longing for you...
Zavallı şey meseleyi çok ciddiye aldı ve bütün bu yıllar boyunca çocuğuyla birlikte güçlü bir özlem ve hassasiyetle seni bekliyor...'
Poor innocent little child.
Zavallı masum küçük çocuk.
This monster kills my poor innocent child and you talk of bringing him to justice?
Bu canavar benim zavallı masum çocuğumu öldürüyor ve sen kalkmış onu adalete teslim etmekten mi bahsediyorsun?
That poor little child he married.
Evlendiği o yavrucak var ya.
Poor a child (? )
Zavallı bir çocuk mu?
She had neither chick nor child, poor soul but she was well-respected and good to the poor.
Zavallının akrabası ve çocuğu yoktu. Ama saygı görürdü ve fakirlere yardım ederdi.
Somebody's poor departed child.
Terk edilmiş bir zavallı çocuk.
I was a poor man's child.
Babam fakirdi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]