English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Poor kid

Poor kid translate Turkish

777 parallel translation
- Poor kid.
- Zavallı çocuk.
- Poor kid.
- Aptal çocuk!
Poor kid. Let's buy him a bicycle.
Zaten kimin bisiklete ihtiyacı var ki?
Poor kid.
Zavallı çocuk.
Poor kid, le pauvre enfant.
Zavallı - Zavallı çocuk.
My poor kid.
Zavallı ufaklık.
I was a poor kid when I started.
Yola çıktığımda yoksul bir çocuktum.
Poor kid, maybe it's all my fault.
Zavallı çocuk, belki de hepsi benim suçumdur.
The poor kid.
Zavallı kız.
- Why, you poor kid.
- Zavallı adam.
The poor kid with the extinguisher, and the one who give it to him.
Zavallılardan biri yangın söndürücüyü alan, diğeri de ona veren çocuktu.
Poor kid!
- Zavallı çocuk!
Poor kid, she'd be broken-hearted when she —
Zavallıcık, kalbi çok kırılacak.
Poor kid, he's worn out
Zavallı çocuk, bitap düşmüş.
You sure are a poor kid what will you do from now?
Kesinlikle zavallı bir çocuksun, bundan sonra ne yapacaksın?
Poor kid.
Zavallı kızcağız.
Oh, you poor kid, you must be beat.
Zavallı çocuk. Bitmiş olmalısın.
Oh, you poor kid.
Zavallı çocuk.
It's about a baseball player, a rookie shortstop batting.347. - Uh-huh. - Poor kid was mixed up in a holdup.
Bir beysbol oyuncusu, 34 7 atışı olan bir atıcı ve bir oyunda şike yapmış.
Killed a poor kid like Juke, who never did nothing to nobody.
Juke gibi, kimseye zarari olmayan birini öldürdüler.
Poor kid!
Zavallı çocuk!
How long have you been starving the poor kid?
Bu zavallı bebeği ne zamandır aç bırakıyorsunuz?
He's a poor kid.
O, garip ve fakir bir çocuk.
You got that poor kid fired.
Şu zavallı kızı kovdurdun.
I can smell trouble a mile off, and this poor kid was in trouble.
# Belanın kokusunu bir kilometreden alırım. Bu çocukcağızın başı beladaydı.
- Poor kid.
- Zavallı.
You poor kid.
Zavallı çocuk.
Can't you see the poor kid's scared enough already?
Zavallının yeterince korktuğunu görmüyor musunuz?
Yeah. Then there was Mily. Poor kid.
Evet, sonrada Mily vardı.
Poor kid, it's awful.
Zavallı kız, berbat bir şey.
Poor kid, working in New York in this heat.
Zavallı kız, bu sıcakta New York'ta çalışıyor.
That poor kid.
Zavallı çocuk.
Come into camp, you poor kid.
Buraya gel küçüğüm.
Poor kid.
Zavallı kadıncağız.
I was a poor kid, remember?
Ben çok fakir büyüdüm.
You must be the ones who killed the poor kid's mother.
Zavallı çocuğun annesi öldüren sizler olmalısınız.
I had the murder of that poor kid but can occur.
O zavallı çocuğun cinayetini ben yaptım ama olabilir.
The poor kid.
Ne yazık.
Poor kid. She thinks her husband is shacked up in there with some broad.
Zavallı kız, kocasının içeride bir kadınla olduğunu söylüyor.
Poor kid.
Zavallı çocuk!
Poor kid.
- Zavallı kız. - Evet.
You poor kid. You know, when Les told me about this, I said :
Biliyor musun, Les anlattığında inanmıyorum dedim.
And the kid said, "Well, I just hope that Your Honour has some regard... for the feelin's of a poor orphan."
"umarım fakir bir yetime saygı gösterirsiniz"... diye cevap vermiş çocuk.
Poor kid
Zavallı yavrucak.
Poor little kid.
Zavallı çocuk.
I've been waiting for it, dreaming of it all my life, even when I was a kid, and it wasn't because we were poor, not hungry poor, at least.
Fakir olduğumuzdan değil, en azından ekmeğe muhtaç değildik.
- The poor, foolish kid.
- Zavallı, aptal çocuk.
I don't want some poor little kid I can't even reach.
Yanında olamayacağım zavallı bir çocuk istemiyorum.
This kid had an argument with Burton Reeves less than an hour before the poor guy was found with a bullet in his head.
Bu çocuk Burton Reeves'le zavallı adam kafasında bir kurşunla bulunmadan bir saatten daha az bir zaman önce tartıştı.
Poor, innocent, blind kid who never did anyone no wrong.
Kimseye yanlış yapmamış, zavallı, masum kör çocuk.
Don't kid yourself. You couldn't drag him downtown to question him... after you pulled that poor broad out of the bay.
O cesedi denizden çıkardıktan sonra Bile onu sorgulayamadın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]