English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / She's so nice

She's so nice translate Turkish

186 parallel translation
The wife is extremely rich. She even opened up that shop for him, so of course he should be nice to her.
Karısı çok zenginmiş, mağazayı o açtığından nazik olmalıydı tabii.
Oh, she's ever so nice.
O kadar hoş biri ki!
So you think she's nice?
Öyleyse onun iyi biri olduğunu düşünüyorsun.
- So she's nice.
- İyi biri işte.
She's so nice, so beautiful
O kadar sevimli, o kadar güzel ki.
She's pregnant, so be nice to her.
Ona lütfen iyi davran, kendisi hamile.
That's why she was so nice to me in Dakar... giving me her old dresses... her old slips... her old shoes.
Demek Dakar'da bu yüzden bana karşı çok iyiydi... Bana eski elbiselerini, eski iç çamaşırlarını ve eski ayakkabılarını verdi.
Maria's very nice, and she's so fond of you.
Maria çok düşünceli. Seni de çok seviyor.
She's so nice to me
Bana hep iyi davranır!
Anyway, my old lady's gonna be there, and she gonna get dead in my case if I ain't there, so, look, you have a nice evening, and I'll see you later.
Üstelik eski sevgilim de orada olacak ve orada olmazsam benim durumumda ölüp geçecek. Bu yüzden sen güzel bir akşam geçir, sonra görüşürüz.
- She's so nice!
- O çok güzel!
The only reason I was so nice is that she came to invest that money.
Sırf o parayla yatırım yapmaya geldi diye ona yakınlık gösterdim.
IT'S SO NICE TO HAVE A FRIEND. AND SHE CAME RIGHT TO ME.
Bunu bozacak bir şey söylemeyin.
She's so nice. What a beauty!
Ne kadar tatlı, ne kadar güzel!
She's so nice.
Ona bayılacaksın. O kadar tatlı ki.
What makes you so sensitive? She's never been anything but nice to you.
Sana her zaman iyi davrandı.
Now, my mother's a very nice lady but she's into that black dress for life, so she better stay there.
Annem iyi kadındır... ama hep matem elbisesi giyiyor, o yüzden orada kalsa daha iyi.
It's just real nice here, and she's so friendly.
Burası çok güzel ve o arkadaş canlısı.
All we're saying is that she wants to get married, so let's introduce her to some nice guys.
Pete, Sylvia evlenmek istiyor. Verili durum bu. Öyleyse, hoş heriflerle tanıştırıp ne olduğuna bakarız.
She's grown up so nice, don't you think?
- Büyüdükçe güzelleşti.
She's a pretty nice lady so I wouldn't want her to do that.
Oldukça hoş bir hanımdı... ben de atlamasını istemedim.
It's because she's so nice to them
Çünkü onlara çok iyi davranıyor.
Be nice to her, she's so sensitive.
Ona iyi davran, çok hassastır.
Girl student, nice and gentle, she's been waiting for you so long. Has she?
Şirin ve minyon bir liseli, uzun zamandır sizi bekliyor.
Yeah, she's very nice. So what happened?
Ne oldu peki?
Her sink was clogged so she called a plumber and a really nice guy came over to fix it.
Bir kaç hafta önce lavabosu tıkanmış. O da muslukçu çağırmış. Onarmak için çok yakışıklı bir adam gelmiş.
Well, you know she's got electricity, so that's kind of nice.
Elektriği var. Bu daha iyi bir şey.
I'm going to be nice to her, so she doesn't reveal my secret.
Ona karşı nazik olacağım, böylece sırrımı açığa çıkartmayacak.
I'm a little disappointed that she's so nice, you know?
Onun bu kadar sevimli olması beni biraz hayal kırıklığına uğrattı, biliyor musun?
She's so creepy, and you are so nice.
O çok kaba ve sen çok kibarsın.
- If she's so nice, go out and neck her.
- O kadar hoşsa git götür onu!
She's so nice.
Çok hoş bir kız.
She's doing the whole wedding, so be nice.
Bütün fotoğrafları o çekecek. O yüzden iyi davran.
You know, everybody's always telling Bridget she's so lucky... because you're such a nice guy.
Herkes Bridget'e çok şanslı olduğunu, çünkü senin iyi biri olduğunu söylüyor.
She's so nice!
Çok iyi kız!
She's got so many nice qualities, but one of them is a penis.
Kadının pek çok iyi yanı var ama bunlardan biri bir penis.
Ever since we got here, she's been so nice.
Çok iyi biri.
She's so nice.
Öyle iyi ki.
She's way too pretty to be so nice.
Bu kadar iyi olmak için fazla güzel.
She's so nice to everyone, she cares about everyone... and she's walking around in this unbelievable pain.
Herkese karşı çok iyidir, herkese değer verir ve o inanılmaz acıyla dolaşıp durur.
So when everyone starts in on me... I just like to be with my girlfriend,'cause she's nice to me.
Herkes üzerime gelmeye başladığında sadece kız arkadaşımla olmak istiyorum, çünkü bana karşı çok kibar.
She's my friend... so treat her nice.
O benim arkadaşım. Ona iyi davran.
A friend recommended it. She told me that if i took a nice hot bath before bed... i could get relaxed, let's see if... so it's not enough to talk about this at school.
Bir arkadaş tavsiye etti eğer yatmadan önce sıcak duş alırsam rahatlarmışım.
But she's always so nice to them.
Ama böylelerine karşı hep yufka yüreklidir.
At first, I thought so, but then I found out... she's very nice.
Önce öyle düşünmüştüm ama sonra onun... çok kibar olduğunu anladım.
- So, she's nice.
- Teşekkürler.
Which is nice because she's seen my prescriptions... so we can skip that awkward conversation.
Ki bu güzel. Çünkü benim reçetelerimi gördü. Böylece su garip konusmayi geçebiliriz.
She's been so nice.
Çok iyi bir çocuk.
I wish I hadn't, but the worst thing is that she's so terribly nice.
Etmesem daha iyi ama- - İşin kötüsü de hep nazik davranan bir kadındır.
Maybe that's why she's so nice
Belki de bu yüzden, O kadar hoş biri.
Looks a bit nave like someone so she's probably nice
Saf birine benziyor muhtemelen iyi bir kızdır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]