English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / So old

So old translate Turkish

6,567 parallel translation
Stop being so old-fashioned.
Çağ dışı olmayı bırak.
Abraham, you're breaking an unwritten law so old, They didn't have to write it down!
Abraham bir yere yazılmayacak kadar eski bir kuralı çiğniyorsun.
Men stare at me when I pass by and they call you ma'am and ask if you need help crossing the street because you're so old?
Erkekler ben yanlarından geçtiğimde beni keserken, sana yaşlı olduğun için... "Hanımefendi" diye hitap edip karşıdan karşıya geçerken yardım etmeye çalıştıkları için mi?
My Grandma Mumbai is so old and sick that by the time I'm gonna have this baby, she'll be dead.
Büyükannem Mumbai çok yaşlı ve hasta. Ben bu bebeği doğuruncaya kadar ölmüş olur.
So I take class at night, and I make some extra change here during the day. Chrissy and I go back to'Bama, and I was a cheerleader and old Chrissy, here, was Big Al.
Chrissy ve ben Alabama'dan tanışıyoruz, ben amigo kızıydım, bizim yaşlı Chrissy de Big Al'di.
This reminds you of the old days, huh? ♫ So let me go ♫ ♫ I don't wanna be a hero ♫
~ O yüzden bırak beni... ~ Kahramanın olmak istemiyorum.
So, the missing girl's name is sophie larkin, seven years old.
Kayıp kızın adı Sophie Larkin, yedi yaşında.
Yes, and this is 400-year-old wood, so you have to sleep very carefully.
Evet, 400 yıllık ağaçtan yapıldı. dikkatli uyumalısın..
So jody texted charlotte to bring her brother To that old furniture warehouse on the edge of town at midnight.
Jody, Charlotte'a gece yarısı kardeşini kasaba sınırındaki eski mobilya deposuna getirmesini söyleyen bir mesaj atmış.
So you took out a contract on a ten-year-old?
Yani on yaşında biri için anlaşma yaptın?
So you can bring your old partner here, and I would tell him myself.
Yani eski ortağını buraya getir, ve ona kendim söyleyeyim.
Yeah, I found one of my grandmother's old recipes, so I thought I'd make a special batch for the blood drive.
Evet, büyükannemin eski tariflerinden birini buldum ve bu kan bağışına özel bi'fırın yapabilirim diye düşündüm.
A little tip from an old pro - - they can electrify cheese, so...
Eski bir profesyonelden size tüyo ; peynire elektrik verebiliyorlar, dikkat.
Ah-ha! So, she is an old flame.
Demek eski sevgilin.
So I'm gonna dig into these old files, see if I can find any other...
O yüzden ben de eski dosyaları inceleyip başka böyle...
So, you're going to get yourself onto the old property ladder?
Benim de bir yuvam olsun diyorsun yani.
I'm surprised they let her stay in so close with menfolk, considering the customs of the old west.
Ben de banyonun ortak olmasına şaşırdım, Eski Batı geleneklerini düşünürsek.
Ah. Ryan, they didn't have mobile phones in the old west, so you're kind of killing the vibe and my buzz.
Ryan Eski Batı'da yaşayanlar cep telefonu kullanmazdı yani şu anda benim ortamımı resmen rezil ediyorsun.
And you don't like runaway sleigh, cause you've gotten so sick of hearing the same old version.
Kaçak Kızak'ı duymaktan sıkıldın çünkü aynı versiyonunu duymaktan gına geldi. Bak, iyi dinle.
You brought an old Asian man to my sex party so it wouldn't be weird?
Seks partime yaşlı Asyalı bir adam getirdin ve garip olmaz diye mi düşündün?
Means old knob and tube wiring, so no grounding conductor.
Demek ki kablolamalar eski tipte, yani topraklama yok.
For a young tree - - I'd say only around 10 years old - - to be growing so robustly underneath the canopy of this old grove suggests it's being uniquely fertilized.
Genç bir ağaç, 10 yıllık olduğunu söyleyebilirim bu gölgede bile çok iyi büyüdüğünü söyleyebilirim.
Yeah, the nine-year-old, Hannah, had Mom's blood on her feet, so we know Mom was killed first, right over there.
Hannah'ın ayaklarında annesinin kanı vardı. İlk olarak anne öldürüldü. Tam burada.
But the old couple took it so, I had to settle for where we ate when we first found out you were pregnant with Syd.
Ama yaşlı çift kapmış işte, o yüzden ben de Syd'e hamile olduğunu öğrendiğimiz gece oturduğumuz masayı seçtim.
Different colour this time, though, because my old one was pink and my son hated it, so, so for the new one I decided to try and get a colour that he would have approved of.
Bu kez başka bir renkte aldım ama. Çünkü eski arabam pembeydi ve ondan nefret ediyordum, o yüzden yenisini onun hoşuna gideceği bir renkte almaya karar verdim.
He said it was too messy, but I told him how old you were, so they assumed you wouldn't hit anything, so they let me.
Çok karman çorman olduğunu söyledi ama ben de ona yaşını söyledim o yüzden senin atış yapmanı kabul etmedi ama bana izin verdi.
So, is old Mr. Litvak still teaching English lit?
İhtiyar Bay Litvak hala İngiliz edebiyatı dersi mi veriyor?
So Kitty's gonna look through old records, see if she can find any additional references to the smell, while Ms. Hudson keeps an ear out for new appearances.
Yani Kitty eski kayıtlarda kokudan bahsedilip bahsedilmediğine bakacak. Bu esnada Bayan Hudson da yeni olayları dinleyecek.
So, one of their old students had a thing for nutmeg.
Yani eski öğrencilerinden biri muskatı biliyormuş.
I wish we had our old house so we could drive it away as far as possible!
Keşke eski evimiz dursaydı da hemen çekip oraya gidebilseydik!
So we rented an old art gallery and began Preservation Hall.
Bu yüzden sokak arasında bir yer kiralayıp Preservation Hall'u kurduk.
I'll tell you... I mean, you... you're just so desperate to get to me, that you'll make up some cockamamie story about my father and some old murder.
Yani bana gelip babamın eski bir cinayete bağlılığı hakkında uydurma bir hikayeyi söyleyecek kadar düştünüz mü?
And so I've just been looking at old photos of all the different... stuff I used to do. Parties, traveling.
Ve bende değişik şeylerin fotoğraflarına bakıyorum eskiden yaptığım partiler, seyahatler.
Magic doesn't work in Mystic Falls, so if your coven wants to find you, they'll have to do it the old-fashioned way.
Mystic Falls'da büyü işe yaramaz. Yani meclisin seni bulmak istiyorsa bunu eski usullerle yapmaları gerekecek.
So, then, just good, old-fashioned fraud.
Desene o zaman eski usul sahtekârlık.
I knew better, but I was 27 years old, and so I let myself fall in love with a deeply troubled man.
Bunu yapmasaydım daha iyi olurdu biliyorum, ama daha 27 yaşındaydım sonrasında kendimi gerçekten sorunlu bir adama aşık olmuş olarak buluverdim.
Oh, you're just trying to push me into a fight with an old man so I look like a fool.
Beni aptal gibi görüneyim diye yaşlı bir adamla kavgaya sokuyorsun.
Okay, so the cupboard's a bit bare, old sport, but dead or alive, how would I get Evie's money?
Paralar biraz suyunu çekti, eski dostum ama ölü ya da diri, Evie'nin parasını nasıl alırım?
So what are a bunch of drug dealers doing with old postal keys?
Bir grup uyuşturucu satıcısı eski posta anahtarıyla ne yapıyor yani?
But Izzy... he lived for those old recordings, so I put'em in my old case.
Ama Izzy bu eski kayıtlara hayatını adadı ben de onları eski valizime koydum.
I was just knocking on a book, so it was really soft and old.
Kitabı tıklattım. Kitap çok yumuşak ve eskiydi.
So, you've abandoned your old maestro already.
Eski üstadı şimdiden bıraktın yani.
I didn't have any footage outside the ship, so I'm using this old videogame to recreate the action.
Geminin dışında kameram olmadığı için bu eski bilgisayar oyununu kullanarak canlandırma yapayım.
So I was just looking through some old files, and I think I may have found a mistake in a closed case.
Eski dosyalara öyle bir göz gezdiriyordum kapanmış davalardan birinde bir hata bulmuş olabilirim.
I'm gonna tell her to invite this boyfriend over for dinner, and I'll be serving a big, old platter of "I told you so."
Ona erkek arkadaşını yemeğe davet etmesini söyleyeceğim ve sizlere kocaman bir tabak "ben demiştim" ikram edeceğim.
If it'll make you feel better, I'm glad you spent the extra eight bucks at the Tux Wearhouse so you could get the hypno vest, you dirty old hillbilly.
Eğer iyi hissetmeni sağlayacaksa Hypno yeleğini almak için ekstra 8 dolar verdiğin için mutluyum, yaşlı görmemiş.
Okay, guys, I just locked a couple of old people upstairs, so you might hear some yelling and crashing and hillbilly slang we don't understand, but outside of that, we're gonna have a great Thanksgiving.
Tamam, çoçukklar, Birkaç yaşlıyı yukarıya kitledim yani birşeylerin kırıldığını ve birisinin bağırdığını duyabilirsiniz ve dağ köylüsü biz anlamıyoruz, ve bunun dışında, muhteşem bir şükran günü geçireceğiz.
The fish won't start building a new nest for several days, so there's time to test his reaction to the kit while he fans his eggs on his old, disintegrating nest.
Balık birkaç gün daha yeni bir yuva yapamaya başlamayacağından dağılmakta olan eski yuvasındaki yumurtalarını yellerken aletlere tepkisini denemenin tam zamanı.
It's pretty gross, so maybe just while we're together, you could keep the old chewer shut?
Ama çok iğrenç. Belki sadece biz beraberken yemek yerken ağzını kapalı tutabilir misin?
So, I just... I'll just Google a place to meet a fun cute six-year-old.
Altı yaşındaki şirin biriyle tanışmak için Google'dan bir yere bakacağım.
So the old man turns to the elder and says, "do you know who I am?"
İhtiyar adam, dönüp Yaşlılar'a " Kim olduğumu biliyor musunuz?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]