Some of the time translate Turkish
1,635 parallel translation
I'll still be with you a lot of a time, and, and so will Mommy, but some of the time, you'll be with the nanny.
Ben hala uzun süre seninle birlikte olacağım, ve annende öyle, ama bazı zamanlar, dadıyla olacaksın.
- It works some of the time.
- Bazen böyle olabilir.
It worked some of the time.
Bazen çalışıyor.
What I do believe is this, that you can fool some of the people some of the time, and they're doing an excellent job of that.
What I do believe is this, that you can fool some of the people some of the time, and they're doing an excellent job of that.
Have been in l.A. The night of the murder? Well, to factor that in, We'd need some real-Time surveillance
Bunu yapabilmek için gerçek zamanlı gözetleme ve gümrük kayıtları gerek.
You didn't budget your time well, you glossed over some of the most important points, and your oral presentation was sloppy and inconclusive.
Zamanını iyi ayarlayamadın, bazı önemli noktaları atladın, ve ağızsal sunumun ise yarım yamalak ve etkisizdi.
People call in, they hear a song until the day of the party - and that's when they get the time and the train. Is there some kind of disclaimer on these?
Telefon ediyorlar ve parti gününe kadar bir şarkı dinliyorlar, kaçta hangi metroda olacağını böyle öğreniyorlar.
You'll analyze anyone's faults, hypocrisies, weaknesses, but this kid's got some strength, and all of a sudden there's no time to talk about anything but the medicine.
Herkesin hatalarını, ikiyüzlülüklerini, zayıflıklarını analiz ediyorsun. Ama bu çocuğun biraz kuvveti var, ve birden tıp dışında konuşacak başka bir şey kalmıyor.
I know they run some of the fastest son of a bitch counters that I've seen in a long time.
Uzun zamandır bu kadar hızlısını görmediğim hızlı hücumları olduğunu biliyorum.
Some of the buildings that are dome-shaped can be laid like eggs continuously by a machine that carries a dome shape, and in that dome, the exterior and the interior are fabricated at the same time.
Bazı binalar kubbe şeklinde olup kubbe şeklindeki binaları yumurtlar gibi sürekli üretecek bir makine olacak. Kubbenin dış kısmı ve iç kısmı aynı anda imal edilir.
I'm just saying now's not the time to theorize about your poor brother as if he was some sort of case study.
Diyorum ki, zavallı kardeşiniz üzerine sanki bir olay incelemsi yapıyormuş gibi teoriler üretmenin zamanı değil.
Some of us have little time for regret because we're looking forward to the future.
Bazılarımızın pişmanlık duymaya zamanı yoktur... çünkü umut içinde geleceğe bakarız.
Well, it'll take some time to heal, but once we've debried the necrotic skin and the pieces of melted boot...
Biraz zaman alır fakat öncelikle çürüyen deriyi temizleyip, atmalıyız.
I'm here with Ed Pavelka, the new warden of Fox River Penitentiary where Lincoln Burrows and Michael Scofield are scheduled to be returned to some time tomorrow.
Yanımda, Lincoln Burrows ve Michael Scofield'ın yarın geri getirileceği Fox River cezaevinin yeni müdürü, Ed Pavelka var.
If I'm your partner, I could do half the work if you'd let me, and if I do half the work, then you won't need an Angela because you can take care of Ritchie and have time left over to- - please, God- - get some therapy.
Eğer ben senin ortağınsam, müsade edersen işin yarısını yapabilirim, ve işin yarısını yaparsam, senin bir Angela'ya ihtiyacın kalmaz. Çünkü sen Ritchie'ye bakabilirsin ve - -lütfen tanrım- - terapi görmen için zamanın olabilir.
I think it's time that you start enjoying some of the finer things in life.
Bence hayattaki ince zevkleri tatmanın vakti geldi.
yes, well, basically, the land is being held as a tenancy- - no, what I'm confused aboutis why william would leave me outof his will completely and then make mea part-time owner of some uselesspiece of land in nevada.
Evet, aslında arazi kirada duruyor ve... hayır, kafamı karıştıran neden William beni vasiyetinden tamamen ayrı tutup... Nevada'daki işe yaramaz bir arazi parçasına ortak yapmış?
AII this time, he's been the living embodiment of some kind of magic that specializes in doing this sort of thing.
O, bunun yerine böyle şeyler yapmaya uzmanlaşan değişik tür bir büyünün şekil almış hali.
"The Time Lord is playing some sort of trick."
Zaman Lordu bize bir tür numara yapıyor.
Do you remember the race? It's a long time ago. I was his opponent, and just as I started to get some traction, the sacramento paper wrote an article outing my brother, who, of urse, wasn't out at the time.
Ben onun rakibiydim ve ilgi çekmeye başladığım anda Sacramento gazetesi erkek kardeşimi açığa çıkaran bir yazı yazdı tabii ki o sırada kardeşim açığa çıkmamıştı.
Chamonix is one of those places in the world of skiing where every time you go there, there is some chance that you will leave in a body bag.
Chamonix kayak dünyasında tepesine çıktığınız her sefer, bir ceset torbasında evinize dönme ihtimali olan yerlerden.
To see at great depths... some had eyes the size of dinner plates - top predators who grew immense and powerful... reaching their peak in the late Cretaceous... near the end of the dinosaur age... the very time when the Dolichorhynchops lived.
Derinlerde görebilmek için bazılarının gözleri yemek tabağı büyüklüğüne erişti. En tehlikeli yırtıcılar, dinozor çağının sonlarına doğru geç kretase döneminde devasa boyutlarıyla ve artan güçleriyle zirveye ulaştı. Tam olarak dolikorinkopsun yaşadığı dönemde.
This is some kind of time gone wrong, because in my world, the way things should have been, you died.
Bu bir çeşit zaman yanılması,... çünkü benim dünyamda sen ölmüş olmalıydın.
I was thinking more along the lines of, you getting some face time with the who's who of Metropolis... and rescuing me from some long-winded speeches.
Ben daha çok, Metropolis'in olmazsa olmazı insanlarla yüz yüze konuşmanı ve beni uzun soluklu konuşmalardan kurtaracağını umuyordum. - Bana çıkma mı teklif ediyorsun?
Uh, basic information on installation... maintenance, what have you... and I know that you've been trying to beef up... the driveway sealant department for quite some time... as well as our knowledge of driveway sealants.
Kullanımı ve bakımıyla ilgili temel bilgiler veriyorlar. Bir süredir o reyonu güçlendirmeye çalıştığını düşünürsek aynı zamanda bilgilerimizi de tazelemek açısından seminere katılıp bilgilerimizi gözden geçirmek iyi olacaktır.
Sounds like he had some sort of internet company and sold it at just the right time.
Görünüşe göre bir internet şirketi varmış ve onu tam zamanında satmış.
Some major investment companies at one time described private prisons as one of the best investments you could make.
( Darryl ) Some major investment companies at one time described private prisons as one of the best investments you could make.
Well, wouldn't be the first time some nice folks from henderson came east of fremont to score.
Henderson'dan birilerinin kafa bulmak için buraya ilk gelişleri olmayacak.
By the time of Copernicus'observations, Mars and the Earth had been passing each other and their respective orbit, for some 4.5 billion years.
Kopernik'in gözlemlerini yaptığı zamana gelene kadar Dünya ve Mars kendi yörüngelerinde birbirini yaklaşık 4.5 milyar yıldır geçip duruyordu.
NEXT TIME YOU ANNOY THE SHIT OUT OF SOME WOMAN, ALVIN, REMEMBER SHE MIGHT JUST DECK YOUR REDNECK ASS.
Başka bir kadını da böyle tiksindirdiğin zaman, Alvin, hatırla ki şu kıro kıçının üstüne de oturabilirsin.
Some of the younger impact basins have had less time to erode, so their features are still relatively crisp.
Daha genç olan darbe havuzlarının bir kısmı daha az aşınmaya maruz kaldı, bundan dolayı onlar, nispeten daha sakin ve tazedir.
It's the last we'll hear of him for quite some time.
En azından arada sırada ondan haber alacağız demektir.
In some cases the galaxies were as much as 10 billion light years away and the gamma ray bursts had been so bright that if you had a pair of binoculars and you were actually looking at right part of the sky at the right time,
Bazı olaylarda galaksiler 10 milyar ışık yılı uzakta olmasına rağmen gama ışın patlamaları halen yine parlak bir şekilde görülebilmektedir. Eğer bir teleskopla doğru zamanda doğru yere bakarsanız, gama ışın patlaması sonrası oluşan ışınları görebilirsiniz.
We should become partners, for some time, to find the missing part of the code together.
Şifre'nin kayıp parçasını zamanında bulmamız gerek... bir süre birlikte çalışacağız şifrenin kayıp parçası için..
The light from some of the closest stars started its journey at the time of the dinosaurs You're staring into a deep time machine
yakın olanlarından bazılarının ışığı yolculuğuna dinozorlar zamanında başladı dev bir zaman makinesine bakıyorsunuz
A infinitely dense, hot cosmic egg that some time in the past exploded, Setting the Universe into motion, and leading the formation of everything we know.
Sonsuz derecede yoğun ve sıcak bir kozmik yumurta geçmiş bir zamanda patladı Evren'i harekete geçirip bugün bildiğimiz her şeyin şekillenmesine yol açtı.
It's gonna take some time, but of course I'll let you know the minute I find anything.
Bu biraz zaman alacak ama, elbette bir şey bulduğum an, size bildireceğim.
One possibility is that the laws of physics... allowyou to do backward time travel... as long as it leads to a self-consistent universe... that, in some sense, the history is not changeable. You can't go backwards and change things... which would stop you from having been created in the first place... for example, in the grandfather paradox.
Bir ihtimal fizik kanunları zamanda geri gitmeye izin verse... tarihin değişmediği, zamanda geriye gidemediğiniz ve daha en başta yaratılmadan engelleyebildiğiniz şeyler olmadan, istikrarlı bir evren şeklinde geriye zaman yolculuğuna öncülük edeblir.
Possibly white holes played a role. Perhaps they formed for a very short time... but then, being unstable, they collapsed. But even during that period when they were first formed... they may have left some important imprint... on the future of the universe.
Beyaz deliklerin belki çok kısa bir süre şekil alıp daha sonra kararsız kalıp çöktüğü ancak bu süreçte bile ilk şekil aldıkları zaman evrenin geleceğine bir takım önemli etkiler bırakacak muhtemel bir rol oynadıklarını söyleyebiliriz.
So, in fact, our spiral shape may be some evidence... that the Milky Way is composed of more than one small galaxy... that came together a long time ago.
Bu durum bize Samanyolu'nun bir zamanlar birden fazla küçük galaksiden oluşmuş dev bir galaksi olduğunu gösteriyor.
I could front you some of the money while I rented some of your time.
Birkaç saatliğine bana zaman ayırırsan hatta üzerine para bile verebilirim.
They're stuck here, for some reason, and most of the time, they don't even know why.
Bir nedenle burada sıkışmıştırlar ve çoğu zaman bu nedeni bile bilmezler.
You know, we spend a lot of time talking about the weather, but here they've really got something to talk about because in this part of Argentina they get some of the worst storms in the world.
Durmadan hava durumundan söz ediyoruz ancak buradaki insanların bunun için iyi bir nedeni var çünkü dünyanın en sert fırtınaları Arjantin'in bu bölgesinde meydana geliyor.
And again, just like on 9 / 11 they were talking about attacks on the same targets, the same tube stations at the exactly the same time as the actual attack happened providing some kind of cover for what must be operations orchestrated in some way by the State.
Aynı 11 Eylül'de olduğu gibi. Aynı hedeflere yapılabilecek saldırılar hakkında konuşuyorlardı, aynı istasyonlarda ve tam o sırada gerçek saldırı meydana geldi. Bu şekilde A.B.D'dekine benzer biçimde, orada olup operasyonu yöneten kişilere bir kılıf uyduruldu.
One of the sanatoria that Gödel spent some time in, is here :
Gödel'in biraz zaman geçirdiği sanatoryumlardan biri,
Well, some of us just don't have the time to make it to the North Shore every weekend.
Şey, bazılarımızın her hafta sonu güney sahillerine gitmeye vakti olmuyor.
I was fortunate a couple of years back to spend some time and study with the friars of New Skete.
Birkaç yıl önce New Skete rahipleriyle zaman geçirip çalışma şansım oldu.
At the time, I decided to spare you some of the details from the inquest.
Araştırma ile ilgili bir kaç detay söylemeye karar verdim.
Some of the old-time sheriffs never even wore a gun.
Eskiden, bazı şerifler bellerine tabanca bile takmazlarmış.
Well, Sam, I can give you some time if you send some of the hostages out.
Sam, rehinelerden birkaçını dışarı gönderebilirsen sana zaman verebilirim.
Some time ago... I forget exactly when... Uncle Leo asked me to keep an eye on the daughter of some distant relation of ours from Puerto Padre.
Bir süre önce, tam olarak ne zaman olduğunu unuttum, Leo amcam benden, Puerto Padre'den gelen uzak bir akrabamızın kızına göz kulak olmamı istemişti.
some of them 141
some of it 85
some of us 51
some of you 27
some of that 16
some of them are 20
of the time 135
the times 79
the time is now 61
the time has come 121
some of it 85
some of us 51
some of you 27
some of that 16
some of them are 20
of the time 135
the times 79
the time is now 61
the time has come 121
the time will come 16
the time 110
the time masters 23
the time is 69
some shit 16
some tea 50
some things never change 79
some water 72
some other time 241
some coffee 46
the time 110
the time masters 23
the time is 69
some shit 16
some tea 50
some things never change 79
some water 72
some other time 241
some coffee 46
some people 166
some days 109
some guys 22
some guy 83
some time 40
some say 34
some money 21
some people say 21
some help 17
some more 41
some days 109
some guys 22
some guy 83
some time 40
some say 34
some money 21
some people say 21
some help 17
some more 41