Some money translate Turkish
8,576 parallel translation
You went to a lot of trouble to shelter some money for me.
Benim adıma biraz para kaçırmak için epey zahmete girdin.
I mean, it's one thing to hear it from Victor, but your wife assured me you couldn't wait to start making me some money.
Victor'dan duymak bir yana, eşin bana para kazanmak için sabırsızlandığını söyledi.
I'm trying to get some money here. Jesus.
Şurada para kazanmaya çalışıyorum
Listen, the reason I'm calling you is because I'm putting some money into a fund for Tony and Emily Hughes.
Dinle, seni arama nedenim, Tony ve Emily Hughes için bir fona biraz para yatırıyor olmam.
Let's see, here's some money to go to college, but don't tell anybody.
Görelim, burada üniversiteye gidecek para var ama kimseye söyleme.
So, you got some money?
Para bulabildin yani?
It could make you some money.
Biraz para eder.
I expected some money and they just told me that I'm not getting it because the company's gone bankrupt.
Beklediğim bir para vardı ancak az önce söylediler ki şirket iflas ettiği için parayı alamayacakmışım.
I will not rest until you let me give you some money.
Sana bir miktar para vermeme izin vermeden durmayacağım.
- Thought maybe you'd make some money.
Belki nakde çevirmek istersin diye düşündüm.
Save the taxpayers some money.
Vergi yükün azalır.
I wanted to borrow some money.
Biraz para isteyecektim aslında.
Lend me some money.
Bana borç ver.
All the hardship I endured in life to earn some money.
Hayatım boyunca para kazanmak için bir sürü zorluğa katlandım.
We need to make some money, or we might as well put the Ghost in storage.
Yakıt. Biraz para kazanmalıyız yoksa Hayalet'i depoya kaldırmak zorunda kalabiliriz.
Split bills, save some money.
Faturaları bölüşürüz, tasarruf ederiz.
I planned to marry a German on paper... Come back after making some money... And marry the girl I loved.
Alman bir kadınla kâğıt üstünde evlenip parayı kazandıktan sonra geri dönüp sevdiğimle evlenecektim.
My whole aim was to save some money and come back home.
Tüm amacım biraz para biriktirip evime dönmekti.
- Give me some money.
- Bana para versene azcık.
I'm taking some money. Forgive me.
Para alıyorum helal et.
Look, I may have taken some money and stuff off people, but I wouldn't Hurst a soul, a-and I can prove it.
Bakın, insanlardan biraz para ve eşya almış olabilirim ama bir cana zarar vermedim ve bunu kanıtlayabilirim.
So what if we borrowed some money from her father when opening the store?
Burayı açarken babasından azcık para aldıysak ne olmuş?
I'll give you some money to give to them.
- Ben de. Onlara vermen için sana biraz para vereceğim.
I was trying to get some money together to leave town, and T didn't want to run.
Şehirden ayrılmak için para biriktirmeye çalışıyorum, bu işe karışmak istemedim.
I'm telling you, Gerald, having a handicap is a great way to make some money on the side.
Sana söylüyorum Gerald, HandiŞapka sahibi olmak ayrıca para kazanmak için mükemmel bir yol.
You guys wanna put some money on it?
İşin içine biraz para katmaya ne dersiniz?
I dropped some money, too.
Ben de biraz para düşürmüş olabilirim.
Because I'm gonna graduate in three years... - And I need to get out of here making some money.
Çünkü üç yılda mezun olacağım ve giderken buradan para kazanmanın yolunu bulmalıyım.
So, if I can get some money of my own, I can keep it.
Kendi param olursa onu saklayabilirim.
We'll find some money for the gifts.
Hediyeler için başka para buluruz.
Hey, pal, I could make you some easy money.
Hey, moruk, sana kolay yoldan para kazandırabilirim.
And then we found some of that money on you.
Ve o paranın bir kısmını senin üzerinde bulduk.
Boy, I am prepared to advance you some betting money.
Senin için biraz avans hazırladım çocuk.
Some people value their relationship more than money. You're right.
Bazı insanlar ilişkiye paradan çok değer verir.
Why don't you and I dash over to the store right quick and spend some hard-earned American money?
Neden seninle birlikte mağazaya bir uğrayıp zor kazanılmış paramızı harcamıyoruz?
Some of the money was mine.
Paranın bir kısmı benimdi.
- Type that coul earn you some real money in the private sector.
Özel sektörde ciddi paralar kazanabilecek türde biri.
I don't even know who Anastasia Campbell is, except some crazy person who's trying to steal my money.
Anastasia Campbell'in kim olduğunu bile bilmiyorum. Tabii paramı çalmak isteyen bir deli değilse.
And all he did was give me that $ 5 Friday money like, "here, get lost," like I was some bum!
Cevap olarak Cuma Beşliği paralarını elime tutuşturdu. Sanki kaybol der gibi, sadaka verir gibi.
And you took some of that money, and you paid Diego to shut J-me up.
Siz de o paranın bir kısmını Diego'ya verip J-me'yi susturdunuz.
Now you could use that money. Some might say that could make you lose control, lash out.
Yani kontrolünü kaybedip, çıldırmana sebep olabilir.
They collected money for the Vatican, but greed interfered, and they kept some of the Church's gold for themselves.
Vatikan için altın topluyorlarmış, ama aç gözlülük araya girmiş, ve kilise altınlarının bir kısmını kendilerine saklamışlar.
The election is in two months, and your campaign needs some big money.
Efendim, seçimlere 2 ay kaldı. Efendim, seçimlere 2 ay kaldı. Ve kampanyamız için para lazım.
When I was in primary school, Toby Jenkins used to take my lunch money once a week, he told me some crazy story and because I did not have the natural ability to determine whether he was telling the truth or not,
Ben ilkokula giderken, Toby Jenkins haftada bir kere öğle yemeği paramı alırdı bana biraz çılgınca hikaye anlatmıştı ve benim de doğruyu söyleyip söylemediği konusunda karar verme kabiliyetim yoktu.
So I get it : You need to make some extra money on the side.
Anlıyorum, ekstra para kazanman gerekiyordu.
I'm sure Shi Woo has lots of money, so why not borrow some from him?
Shi Woo'nun çok parası olduğuna eminim, neden ondan borç almıyorsun?
Wanted to score some dope off me, But she didn't have any money.
Benden biraz uyuşturucu almak istedi ama parası yoktu.
Schmidt : Some can have money,
Parayı diğerleri alsın.
Well, he saved the government some time and money.
Ama devletin zamandan ve paradan tasarruf etmesine yardımcı oldu.
We're just worried that some people will abuse the game and start spending more money than they can afford. Oh, no!
Biz sadece bazı insanların, oyunda ipin ucunu kaçırıp geri ödeyemeyeceği harcamalar yapmasından endişe duyuyoruz.
He goes after Weber and the stolen money. Somewhere along the line, the money grew to include some big malware payday.
O arada bir yerde para, büyük bir zararlı yazılıma yetecek kadar büyüdü.
money 2165
moneypenny 26
money talks 25
money first 26
moneybags 16
money isn't everything 29
money problems 28
money laundering 67
some shit 16
some tea 50
moneypenny 26
money talks 25
money first 26
moneybags 16
money isn't everything 29
money problems 28
money laundering 67
some shit 16
some tea 50
some things never change 79
some water 72
some other time 241
some coffee 46
some people 166
some days 109
some guys 22
some of them 141
some guy 83
some time 40
some water 72
some other time 241
some coffee 46
some people 166
some days 109
some guys 22
some of them 141
some guy 83
some time 40
some say 34
some people say 21
some help 17
some more 41
some of it 85
some time ago 41
some of us 51
some people do 20
some of you 27
some food 30
some people say 21
some help 17
some more 41
some of it 85
some time ago 41
some of us 51
some people do 20
some of you 27
some food 30
some wine 50
some kind of monster 20
some day 141
some more than others 41
some things 53
some friends 18
some nights 33
some do 47
some kind of monster 20
some day 141
some more than others 41
some things 53
some friends 18
some nights 33
some do 47