English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Stop worrying

Stop worrying translate Turkish

1,082 parallel translation
Stop worrying.
Merak etmeyi bırak.
- Stop worrying, Elsa.
- Meraklanmayı kes Elsa.
Stop worrying, Roy ain't gonna kill nobody.
Endişelenme, Roy kimseyi öldürmeyecek.
Stop worrying about your furlough.
İznin için endişelenmeyi bırak.
- Stop worrying about it.
- Endişelenme artık.
Let's stop worrying about it... just for now.
O konuyu dert etmeyi bırak. Şimdilik...
Go to sleep and stop worrying.
Uyu sen. Merak etmene gerek yok!
Stop worrying.
Ama endişelenme.
Oh, stop worrying.
Endişelenme.
- Stop worrying.
- Lütfen endişe etmeyi kes.
You can stop worrying.
Endişelenmeyi bırakabilirsin.
- You can stop worrying.
Endişe etmene gerek yok.
So stop worrying.
endişelenmeyi bırak.
Would you stop worrying?
Endişelenmeyi keser misin?
Sparrow, stop worrying!
Sparrow, endişe etmeyi bırakın!
- No. Stop worrying.
Kaygılanmayı bırak.
Stop worrying.
Korkmana gerek yok.
Oh, stop worrying.
Endişelenmeyi bırak.
Will you stop worrying? - Others pay him.
Milyonlarca dolar söz konusu, küçük bir dilim için bütün pastadan olmayalım.
If you stop worrying so much about finding employment, you can sit here like this without answering to a superior, at no one's beck and call.
İş bulma konusunda bu kadar kaygı duyması kesersen yetkililere cevap vermeden bu şekilde oturur kimsenin kölesi olmazsın.
Stop worrying. You're making me nervous.
Endişeyi bırak, beni sinirlendiriyorsun.
I worry. - Stop worrying.
Endişelenmeyi bırak.
Stop worrying. Take a look at what I bought you.
Sen şimdi üzülmeyi bırak da bak şunlara.
Please stop worrying.
Lütfen endişe etmeyi bırakın.
- Will you all stop worrying?
- Endişelenmeyi keser misiniz?
Stop worrying.
Endişelenme.
Stop worrying.
Endişelenmeyi kes.
Doesn't he ever stop worrying?
Bu adam hiç bir oh çekmez mi?
Oh no, he's just been detained, stop worrying about it.
Oh hayır, az önce göz altına alındı, endişelenmeyi bırakın.
Stop worrying?
Endişelenmeyelim mi?
Oh, honey, I told you to stop worrying about it.
Ah, tatlim. Sana korkmamani söyledim.
Ah, stop worrying, they're sure to be all right.
Endişelenmeyi bırakın, onlara bir şey olmayacak.
Now, just stop worrying.
Endişelenme.
Let him have a rest and stop worrying!
Bırak da şimdi kendine gelsin!
Stop worrying, will you?
Tasayı bırak artık.
Stop worrying about me.
Benim için endişelenmeyi kes.
Will you stop worrying?
Endişelenmeyi bırakır mısın?
Stop worrying and eat.
Tasalanmayı bırakıp yiyin.
Stop worrying. Repeat, stop worrying.
Tekrarlıyorum, kaygılanma.
Now, put on some music, have yourself a drink and stop worrying
Bir müzik koy, kendine bir içki al ve şikayeti bırak
You can stop worrying right now, sir.
Endişelenmeyi bırakın, efendim.
Oh, do stop worrying, Steele.
- Endişe etmeyi bırak, Steele.
And when the nurse brought him in... and gave him to me... the doctor said...'you can stop worrying'...'you've been lucky'...'he's not a Mongol'.
Hemşire onu içeri aldı.. ve bana verdi... doktor dedi ki...'endişelenmeyi bırakabilirsiniz...''şanslısın'... O'bir Mongol değil'
You can stop worrying about me.
Benim için kaygılanma.
Now, you stop worrying.
Sen hiç merak etme.
Will you stop worrying about my wife?
Karım için endişelenmeyi bırakır mısın?
I've been getting away with it for a year, so stop worrying about it.
Bir senedir hiç yakalanmadım, endişelenmeyi bırak artık.
So stop worrying.
Endişelenme.
It's your job to stop their worrying.
SAM : Onların endişelenmesini önlemek senin işin.
Stop worrying, Mother.
- Endişeyi bırak.
Stop needling me for worrying about it then, okay?
Bu konuda endişelenerek beni rahatsız etmeyi kes o zaman, tamam mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]