English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Stop lying

Stop lying translate Turkish

690 parallel translation
- Stop lying.
- Kes palavrayı!
Now that her death is complete, I can stop lying and tell the truth.
Artık tamamen öldüğüne göre yalan söylemeyi bırakıp gerçeği söyleyebilirim.
- Stop lying to me.
- Bana yalan söylemeyi bırak.
- Stop lying!
- Yalanı bırak.
Just stop lying.
Sadece yalanlara son ver.
Stop lying!
Yalan söyleme!
Come on, stop lying.
Hadi, yalanı söylemeyi bırak.
Stop lying!
Yalan söylüyorsun!
Stop lying to me.
C ´ est trop stupide. Bana yalan söylemeyi bırakın.
- Stop lying!
- Yalan söylemeyi kes!
Come back when you stop lying. "
Yalan söylemeyi bırakınca gel. " demekten usanmışlar.
Stop lying or you'll get it!
Yalan söylersen seni pişman ederiz.
- Then stop lying to me.
- Sen de bana yalan söyleme o zaman.
Stop lying!
Yalanı bırak!
Stop lying to us.
Bize yalan söyleme!
That first night when I got home you said : " "Stop lying." "
Döndüğümün ilk gecesi : "yalan söyleme" dedin.
Stop lying.
Yalan söyleme.
- Tom, will you stop lying to me?
- Tom, yalan söylemeyi keser misin?
Stop lying!
- Yalan söyleme!
You'd better stop lying or your nose will grow.
Yalan söylemeyi bırak yoksa burnun uzayacak.
Mr Dent will stop lying in the mud - On condition that you take over. - What?
Bay Dent çamurda yatmaktan, eğer siz onun yerine yatarsanız, vazgeçecek.
We won't let you in until radio and television stop lying.
Radyo ve TV yalan söylemeyi bırakana kadar seni içeri almayacağız.
Mother, stop lying to me, please.
Bana yalan söyleme!
- Come on, Tony, stop lying.
- Hadi Tony, kes şu yalanları.
- Stop lying, Mother!
- Yalan söyleme, rahibe!
Stop lying to me.
Bana yalan söylemeyi kes.
Stop lying.
Yalanı kes.
- Stop lying!
- Yalanı bırak!
She's escorting me back to Sal's. Stop lying.
Sal'ın yerine giderken bana eşlik ediyor.
Hey, Pop, stop lying.
Baba, yalan söylemesene. Sadece takılıyor Jade.
Please let me stop lying all the time.
Lütfen beni her zaman yalancılıktan alıkoy.
Larry, stop lying.
Larry, kes yalanı.
- Stop lying.
- Yalan söylemeyi kes.
Stop lying.
- Bırak yalanı.
- Then stop lying.
- O zaman yalan söylemeyi kes.
Now stop lying and choose : your Laure or me.
Şimdi yalan söylemeyi bırak ve seç : Laure'n mi? Ben mi?
Stop lying, all right?
Yalan söylemeyi bırak.
- Don't stop her from lying.
- Yalanlarını bölme.
We saw Johnny lying in the road and kept telling you to stop.
Johnny'i yolda yatarken gördük. Sana durmanı söyledik.
Stop it, I'm sick of lying.
Yeter artık. Yalanlardan bıktım.
- When a man starts lying, he can't stop.
- Bir adam yalana başladığında arkası gelir.
I just can't stop thinking about that poor woman probably lying in a cellar someplace right this minute, just ready to be popped into the furnace.
O zavallı kadını düşünmeden edemiyorum belki de şu anda bir kilerde bir yerlerde yatıyor, bir ocağa itilmeğe hazır bir durumda.
- I don't know what you're talkin'about. - Will you stop that lying?
Neden söz ettiğini bilmiyorum.
Stop lying.
Yalan söylemeyi bırak.
Stop all this lying around?
Neden iyi geçinmeye çalışmıyor ve kızla evlenmiyorsun?
- Stop your lying.
- Yalanlarına son ver.
The minute I know someone's lying to me, I stop feeling for them immediately.
Birinin bana yalan söylediğini anladığım an ona olan sevgim bitiverir.
Stop lying to me.
Tamam, yalan söylemekten vazgeç.
Stop that lying!
Yalan söylemeyi bırak!
- Emergency Service. - There's an unconscious man... Lying by the bus-stop.
- Bir adam otobüs durağında yere yığıldı.
Just stop the lying, will you?
Yalanı bırak, yalan söylemekten vazgeç lütfen.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]