They told you translate Turkish
3,643 parallel translation
- But... They told you not to make a habit of it.
- Sana bunu alışkanlık hâline getirmemeni söyledi.
And they told you today?
Bugün mü söylediler sana?
Well, now, I don't know if they told you last time, Philomena, but most of our records were destroyed in the big fire.
Evet. Philomena en son ne dediler bilmiyorum ama kayıtların çoğu yangında kül oldu.
They told you you were the original, didn't they?
Sana senin asıl olduğunu söylediler, değil mi?
Look, I told you, they weren't even for me.
Bak, söylemiştim, onlar benim için değildi.
I told you, they go back together in the truck.
Söyledim ya, kamyona geri gidecek.
They told me and I didn't tell you and I thought they'd cancel because they normally do and they didn't.
Bana söylemişlerdi. Her zamanki gibi iptal ederler dedim ama etmediler.
I told them that you could explain away any tidbits they may have.
Ama endişe etme, onlara her tür dedikoduya açıklama getirebileceğini söyledim.
- I told you, they got plans.
- Söyledim size, planları var.
They told me you sought out the black canyon, went under knife and needle to slay your dreams.
Siyah vadiyi araştırdğını söylediler. Rüyalarını katletmek için bıçak altına yatmışsın.
And they told me you can give me some stuff I need.
Bana ihtiyacım olan eşyaları verebileceğinizi söylediler.
I wish they'd told us you were coming.
Keşke geleceğinizi haber verselermiş.
They told me you were gonna come see me.
Gelip, beni göreceğini söylediler.
So my lawkeepers told me that they found you and the irathient girl outside the stasis net nearly dead.
Polislerimin dediklerine göre seni ve Irathient kızı neredeyse ölmek üzereyken ağın hemen dışında bulmuşlar.
They told me not to talk about that woman at the car wash, and if you're in custody- -
"Araba yıkamacısındaki kadın hakkında konuşma" dediler. Ve eğer tutuklanırsan.
If he did, they would have been here already, wouldn't they? He never told anyone about you.
- Senden kimseye bahsetmemiş.
Rose, those nightmares Harry's been having - has he told you what they're about?
Rose, Harry'nin gördüğü şu kabuslar - ne hakkında olduklarından bahsetti mi sana? - Pek bahsetmedi.
They told me that you're a huge fan.
Bana büyük hayranım olduğunu söylemişlerdi.
Ange told me they locked you up. Is that true?
Ange seni hapse attıkların söyledi.
They told me you were okay.
İyi olduğunu söylediler.
And you told them they got the wrong guy, right? Right?
Onlara yanlış adamı yakaladıklarını söyledin, değil mi?
And how do they know that, because you told them?
Bunu nasıl biliyorlar ki? Çünkü sen söyledin değil mi?
They think I told you all of it.
- Hepsini sana benim söylediğimi sanıyorlar.
They want something from me, but I-I told'em I wouldn't give it to them unless I know you're all right.
Benden bir şey istiyorlar ama onlara senin güvende olduğuna emin olmadan söylemeyeceğimi söyledim.
- They went to look for a toilet. - I told you to stay here.
Tuvaleti bulmaya gittiler.
I told you those fuckers at home depot knew what they were doing!
Home Depot'taki herifler ne yaptıklarını biliyor demiştim!
Oh, I was looking for a farmer's market, and then I remembered you that worked nearby, and when I got there, they told me...
Oh, bir çiftçinin marketini arıyordum, sonra senin bu yakınlarda çalıştığını hatırladım ve buraya geldiğimde dediler ki...
They told me I should talk to you. I don't have a PAC number.
Eğer numaram yoksa sizinle konuşmam gerektiğini söylediler.
I've talked to a lot of our old classmates and they told me that you helped with the invites.
Eski sınıf arkadaşlarımızın çoğuyla konuştum ve bana davet etme konusunda sizin yardımcı olduğunuzu söylediler.
♪ I told you, give me a minute and I'll be right back ♪ ♪ 50 million'round the world, and they said ♪ ♪ That I couldn't get it ♪
* Bir dakika ver dedim bana, yanındayım anında * * 50 milyon kopya sattım, ama alamazsın dediler bana *
You told her they were wantonly drowned?
Ona kölelerin alçakça öldürüldüğünü mü söyledin?
They haven't told you yet?
Daha söylemediler mi?
You know, if they haven't told you what it is yet, it's probably a big one.
Henüz ne olduğunu söylemedilerse muhtemelen büyük bir şeydir.
But... they... they told us that they couldn't find you.
Ama bize seni bulamadıklarını söylemişlerdi.
If, um, anything jumps out at them and they can't reach me while I'm in the air, I told them to give you a call.
Eğer bir şey bulurlar ve havadayken bana ulaşamazlarsa seni aramalarını söyledim.
They told me you were coming.
Geleceğinizi söylemişlerdi.
I thought you told me they'd stopped.
Artık olmadığını söylemiştin bana.
I told you, they're coming.
Sana söyledim, geliyorlar.
They told me the last M.I. you worked with was killed trying to save your life...
Eski asistanının senin hayatını kurtarmaya çalışırken öldürüldüğünü söylediler.
They told me you have a body, and I see that they were right. Victim's inside, Dr. Rogers.
Bir adam bulunduğu söylendi, görüyorum ki doğruymuş.
They told me you were gonna die.
Bana öleceğini söylediler.
I told you to call Haven P.D. What did they say?
Size Haven Polis Departmanı'nı aramanızı söylemiştim. Ne dediler?
They told me that the voices weren't real, that none of you... were real.
Bana seslerin gerçek olmadığını söylediler. Sizlerin de gerçek olmadığını.
Look, I don't want this to sound harsh, Joel, but some of the nurses, they told me that... you don't have the best reputation.
[Iç çeker] istemiyorum Bak Bu sert ses, Joel, ancakhemşirelerin bazı bana söyledi... Eğeriyi bir üne sahip değilsiniz.
Yeah, I called the magazine, and they told me they... fired you.
Evet, bendergi olarak adlandırılan, ve onlar... seni kovduğunu söyledi.
No one told you that, did they, Judge? Come on.
Sana bundan bahsetmediler değil mi yargıç?
They've been told to wait for you.
- Sizi beklememiz söylendi.
She already told you, the first group had all the signs of Liber8... they were bold but reckless.
Kiera zaten söyledi ya ilk grupta Özgürlük'ün tüm belirtileri görülüyordu, cesur ama dikkatsizdiler.
Whoever told you different hates you as much as they hate us.
Sana bunun dışında kim ne dediyse bizden ettiği gibi senden de nefret ediyor.
Unfortunately, as I told you, they never stop coming.
Maalesef daha önce de söylediğim gibi durmadan geliyorlar.
When they told me you'd been killed, I refused to believe them.
Bana öldüğünü söylediklerinde onlara inanmayı reddettim.
they told me 111
told you 610
told you so 46
told you what 26
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you will be 199
you got this 563
young 1055
told you 610
told you so 46
told you what 26
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you will be 199
you got this 563
young 1055
you got it 4932
youtube 39
you suck 398
you can do it 1412
your 1839
you bitch 789
you okay 9168
you're cute 195
your phone 169
your honor 7894
youtube 39
you suck 398
you can do it 1412
your 1839
you bitch 789
you okay 9168
you're cute 195
your phone 169
your honor 7894
yourself 387
yours 1007
your own 34
your hat 64
you know that 5741
you tell 24
youn 21
younger 104
you're welcome 5601
you are 6060
yours 1007
your own 34
your hat 64
you know that 5741
you tell 24
youn 21
younger 104
you're welcome 5601
you are 6060