Two more minutes translate Turkish
224 parallel translation
"Not quite done yet, give it two more minutes."
Tam pişmedi, 2 dakika daha.
Two more minutes and we would have been finished.
İki dakika daha geç gelseydik bitmiştik.
Two minutes is all the poor devil has got now - two more minutes.
Zavallının sadece iki dakikası kaldı.
Let's see, that oughtta take about two more minutes.
Bu da yaklaşık iki dakika tutar.
Two more minutes.
İki dakika daha var.
About two more minutes, chief.
İki dakika daha var şef.
You can read for two more minutes.
2 dakika daha okuyabilirsiniz.
Just wait two more minutes.
İki dakika daha bekleyin.
- Two more minutes.
- İki dakika daha...
Two more minutes, sir.
İki dakika efendim.
You have two more minutes to advise inbound aircraft to hold at their outer radio marker.
Uçaklarınıza havada kalmalarını tavsiye etmeniz için iki dakikanız daha var.
One more barrel, two more minutes.
Bir varil daha, 2 dakikaya ihtiyacımız var.
It's April Fools'for two more minutes.
1 Nisan şakası için 2 dakika daha var.
I just needed two more minutes in that room.
Burada sadece iki dakikaya daha ihtiyacım var.
Two more minutes and City Hall will be ready to fall.
2 dakika daha ve Belediye Konağı düşecek.
Two more minutes.
- İki dakika kaldı Sayın Başkan.
- Two more minutes.
- İki dakika daha.
- About two more minutes.
- İki dakika kadar kaldı.
I'm gonna need two more minutes.
2 dakikaya ihtiyacım var.
- Two more minutes?
- İki dakika daha...?
We have maybe two more minutes.
İki dakikamız var.
Two more minutes.
- İki dakika daha.
Like, two more minutes in that freezing cold water and I swear to God I would have drowned but...
İki dakika daha o dondurucu soğukluktaki suda kalmış olsam Tanrı adına yemin ederim boğulmuş olurdum ama...
We have two more minutes, Stone Cold.
İki dakikan kaldı Taş Soğuk.
- I'll give you two minutes, no more.
- İki dakika veriyorum, fazlası yok.
I'm 93, and I haven't been more than two minutes late on any appointment I've ever had.
Ben 93 yaşındayım ve hiçbir randevuma iki dakikadan fazla geç kalmadım.
The whole job shouldn't take more than two minutes.
Bütün iş 2 dakikadan fazla sürmemeli.
Two minutes, no more.
İki dakika, o kadar.
Two minutes more and we'll know if your idea was any good.
İki dakika sonra fikrin iyi mi göreceğiz.
You now have only two and a half more minutes.
Şimdi iki buçuk dakikanız daha var.
Take four red capsules. In 10 minutes, take two more.
Dört kırmızı kapsül al. 10 dakika sonra 2 tane daha.
Look here, Mr. Benedict... you're crazy if you think you're going to fool these Comancheros... for more than two minutes with them empty crates.
Bu Komançero'ları boş sandıklarla iki dakikadan daha uzun süre... kandırabileceğinizi düşünüyorsanız delisiniz.
I don't aim to fool them for more than two minutes.
İki dakikadan daha uzun süre kandırmak niyetinde değilim.
When the doors of the safe and the vault both stay open more than two minutes,... all the doors lock and the police gets a signal.
Kasa ile kasa odasının kapısı iki dakikadan fazla açık kalınca, tüm kapılar kilitlenir ve polise uyarı gider.
I haven't seen him for more than two minutes in three days.
Onu 3 günde iki dakikadan çok görmedim.
Every haircut, it took about two minutes, no more than that, because there was a lot of women to come in and to get rid of their hair.
Çok sayıda kadının saçını kesiyorduk. Her kesim iki dakikadan az sürüyordu. Çünkü saçı kesilmeyi bekleyen çok fazla sayıda kadın vardı.
Let's give'em two minutes more max and then I'll sound the diver recall...
Onlara 2 dakika daha verelim sonra Dalgıç Geri Dönüş Uyarısı yaparım.
He said he was a representative of Warren International Trade Mart. More than five years ago, for two minutes...?
Sürücülerden biri... elinde çenesine kadar gelen bir şey tutuyordu.
Alright. We should be able to maintain warp speed for two minutes, eight seconds. No more than that.
Pekala, bu düzenlemelerle warp hızına yaklaşık iki dakika sekiz saniye sahip olacağız.
I wasn't out of that room for more than two minutes, Mulder.
Oradan en fazla iki dakika ayrıldım, Mulder. - Gel.
Two or more minutes and then we go.
İki dakika daha, sonra eylem.
Just beat two more strokes, only 3 minutes left, watch out for time.
Sadece bir-iki kere daha vurun, 3 dakika kaldı, saate dikkat edin.
We had a brief session in the hallway. Not more than two minutes.
Koridorda küçük bir seans yaptık İki dakika bile sürmedi.
What I had planned shouldn't take more than two, three minutes, tops.
Planladığım şey en fazla iki üç dakika sürer.
But even more complex, we had to combine our position... our orientation, our speed and our time of arrival... so we would be over Russia... for ground communications with Moscow, plus or minus two minutes.
Ama bundan daha da zoru, Moskova ile kara iletişimi kurarak,... pozisyonumuzu, yönümüzü, hızımızı ve varış süremizi ayarlamak için, aşağı yukarı iki dakika boyunca Rusya ile irtibat halinde olmak zorundayız.
Two minutes. No more.
En fazla iki dakika.
I mean she can't concentrate on one thing for more than two minutes at the same time, that was me.
- Evet.
She couldn't have been home for more than two minutes.
Eve daha yeni gelmiş.
Two more minutes.
Yani iki dakikamız falan.
It's been more than two minutes now.
Artık iki dakikadan fazla oldu.
Still have two-and-a-half more minutes.
- İki buçuk dakikamız daha var. - Mısır da güzelmiş.
two more 130
more minutes 101
minutes 10070
minutes ago 1231
minutes left 108
minutes later 237
minutes late 216
minutes a day 23
minutes of fame 17
minutes from now 35
more minutes 101
minutes 10070
minutes ago 1231
minutes left 108
minutes later 237
minutes late 216
minutes a day 23
minutes of fame 17
minutes from now 35