Walk this way translate Turkish
240 parallel translation
I walk this way because I don't know when I may see you again.
Bu tarafa geldim çünkü seni bir daha ne zaman görürüm bilmiyorum.
Walk this way.
Beni takip et.
The reason I walk this way, ma'am, both my toes next to the big ones... shot off by the original Bad Bob.
Bu şekilde yürümemin nedeni, her iki parmağımın gerçek Bad Bob tarafından vurulmuş olmasıdır.
Walk this way, please.
Bu taraftan, lütfen.
Now walk this way.
Şimdi bu tarafa yürü.
Walk this way.
Bu taraftan.
Walk this way.
Bu taraftan yürü.
Hey, Torquemada, walk this way
Hey, Torquemada, Bu taraftan yürü
walk this way.
Bu taraftan.
Private... Walk this way.
Asker... bu taraftan gel.
Walk this way, please.
Böyle gelin, lütfen.
Walk this way!
Bu taraftan!
Come on, walk this way, come on.
Hadi, çıkalım buradan. Acele et.
Walk this way, please.
Bu taraftan lütfen.
They walk this way, they get their ass kicked.
Bu tarafa gelirlerse, kıçlarına tekmeyi yiyorlar.
Walk this way.
Bu tarafa yürü.
I can walk this way, but you cannot pass with the car.
Bu taraftan yürüyerek gidebilirim, fakat siz arabayla geçemezsiniz.
Walk this way.
Gel böyle.
Just walk this way please.
Sadece bu taraftan yürüyün lütfen.
Walk this way.
Bu yoldan yürüyün.
A picnicker said she saw a man wet and dripping walk this way.
Piknik sorumlusu bu yoldan ıslak bir adamın geçtiğini söyledi.
Walk this way.
Buradan.
We're not gonna have to walk this way the entire time, are we?
Bütün gün bu şekilde yürümeyeceğiz, değil mi?
When I yell action, you start to walk this way.
Ben "başla" diye bağırınca sen şu yöne doğru yürüyeceksin.
I should be walking this way... so why did I feel the need to walk that way?
Direkt böyle gitmeliyim ama niye oraya gitmem gerekiyormuş gibi hissediyorum?
Shall we walk along together this way, then?
Bu taraftan yürüyelim mi?
You can't do it this way, you've got to walk to the chair.
Bu ţekilde olmaz, elektrikli sandalyeye yürümelisin.
Would you go to the library, and walk back this way?
Kütüphaneye gidip gelebilir misin?
But doesn't it make you furious when they walk all over you this way?
Ama sizi böyle ezip geçmeleri canınızı sıkmıyor mu?
Mr Webster, this is no way to let a young man walk out of your shop.
Bay Webster, bu genç adamı dükkânınızdan çıkarmanın başka yolu yok.
Do you think this donkey will walk all the way?
Bu eşşeğin tüm yolu yürüyebileceğini mi sanıyorsun?
This way, I can at least take a short walk.
Bu sayede biraz yürümüş oluyorum.
Teacher, how can we walk to school during winter this way?
Öğretmenim! Bütün kış hep böyle mi gideceğiz?
We can walk around this way.
Bu taraftan gidelim.
We're gonna walk this way.
Buradan gideceğiz.
walk this way, please.
Böyle yürüyün lütfen.
The fact that, that if we can all live together and be happy if you have to be afraid to walk out in the street if you have to be afraid to smile at somebody what kind of a way is that to go through this life?
Eğer hep birlikte bir arada mutlu yaşayabiliyorsak, sokaklarda korkuyla dolaşıyorsan eğer, birisine gülümsemekten çekiniyorsan eğer, söylesene yaşamda neyden zevk alacağız?
Walk over this way.
Bu tarafa doğru yürü.
( Okada ) lt was almost impossible to take care of the wounded, and the wounded, knowing this, would ask their comrades to give them a grenade so they can commit suicide, and maybe three or four wounded who could not walk could commit suicide that way.
Yaralılara müdahale etmek neredeyse imkansızdı ve yaralılar da bunu biliyordu ve arkadaşlarından intihar edebilmek için el bombası istiyorlardı ve yürüyemeyecek derecede yaralı olanların dörtte üçü bu şekilde intihar edebilmişti.
Walk this way.
Böyle yürüyün.
Step this way! Walk up, folks!
Bu taraftan, hadi millet!
Would you walk this way, please?
Babam kendini tamamen ailesine adamış bir adamdır.
How can you walk in the school this way?
Bu yoldan okula nasıl gidebiliyorsun?
We can walk it. - Rafer... - For God's sakes it's our only way of accomplishing something from this whole fucking mess!
Tanrı aşkına, bu boktan durumdan kurtulmamız için tek şansımız bu!
♪ this is the way the ladies walk... ♪ This was nothing new.
Bu yeni bir şey değildi.
Do you often walk all night long this way?
Böyle gece yürümelerin çok sık oluyor mu?
I couldn't help noticing this outfit and the way you walk, which is very exciting, and your terrific haircut, and this great-looking dog. Hi.
Ki bu çok heyecan verici, ve bu harika saç kesimi, ve bu dünya tatlısı köpeği.
And what I dream of is a man who will discover her, and that she will discover a man... who will love her, who is worthy of her, who is of this world, this time... and has the grace, compassion and fortitude to walk beside her... as she makes her way through life.
Onu keşfedecek bir adam hayal ettim ve onun keşfedeceği bir adam. Onu sevecek, ona yakışacak, bu dünyadan birisi. O hayat çizgisini belirlerken, onun yanında olacak birisi.
Look, I didn't carry this thing all the way from the bloody car park just to turn the handle and walk in.
- Bu koca şeyi buraya kadar taşımamın sebebi tokmağı çevirip içeri girmek değil.
There is no way you'II walk out of here like this.
Buradan bu şekilde çıkamazsın.
Demons did walk the Earth, the same way they're walking this station right now.
İblisler dünyaya geldiler şu anda bu istasyona geldikleri yoldan.
this way 5411
this way please 71
wayne 745
ways 66
waylon 24
wayland 30
way to go 1028
way off 17
way ahead of you 120
way too much 31
this way please 71
wayne 745
ways 66
waylon 24
wayland 30
way to go 1028
way off 17
way ahead of you 120
way too much 31
way ticket 45
way up 26
way better 36
way too long 22
way down 31
way trip 38
way mirror 27
way back 82
way out 21
way tie 16
way up 26
way better 36
way too long 22
way down 31
way trip 38
way mirror 27
way back 82
way out 21
way tie 16
wayward pines 19
way i see it 33
way street 165
walk of shame 20
walk it off 50
walk with me 270
walk me home 20
walk me through it 23
walk faster 16
walk on 114
way i see it 33
way street 165
walk of shame 20
walk it off 50
walk with me 270
walk me home 20
walk me through it 23
walk faster 16
walk on 114