English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / We weren't close

We weren't close translate Turkish

99 parallel translation
Even when we were close, you weren't with me.
Yakın olduğumuzda bile benimle değildin.
We'd close down if it weren't for informers.
Ama bir muhbirimiz olsaydı sonuca daha çok yaklaşabilirdik.
And we certainly were close enough, weren't we?
Halbuki yüzeye bayağı yaklaşmıştık, değil mi?
We weren't even close to the Royal River.
Daha Royal Nehrine gelmemiştik bile.
We were close, weren't we?
Yakındık değil mi?
We weren't close.
Orada çok şişman bir herif vr, tamam mı? Çok yakın değildik.
We weren't close but, for my brother's sake.
Pek yakın değildik. Kardeşimin hatrı var ne de olsa.
We weren't close in school though.
Okuldayken o kadar yakın sayılmazdık.
All our theories about Raptor intelligence what they were capable of, we weren't even close.
Raptorların zekası ve becerileri hakkındaki... teorilerimiz gerçeğe yaklaşmıyordu bile.
Indeed... we met at the Duke of Orleans'before the Revolution, but... we weren't particularly close.
Aslında onunla, devrimden önce Orléans Düklüğü'nde karşılaşmıştık. Ama pek yakın sayılmayız.
Weren't we really close?
Yakın değil miydik yani?
We weren't that close.
Pek yakın değildik.
Eh, we weren't that close anyway.
Zaten o kadar yakın değildik.
We weren't close.
Yakın değildik.
We weren't that close anyway.
- Zaten o kadar da yakın değildik. - Evet.
Now scoot over, we weren't this close.
Şimdi üzerinde kaçmak, biz bu kadar yakın değildi.
We weren't really close at that point.
O noktada o kadar da yakın değildik.
We weren't all that fond of each other but we were very close.
Biz birbirimize o kadar düşkün değildik ama çok yakındık.
We weren't too close, he and I.
Biz pek yakın değildik aslında.
I had to break up with her. We weren't that close.
Ondan ayrılmak zorunda kaldım.
We weren't close anymore.
Artık o kadar yakın değildik.
OK, maybe we weren't close friends.
Tamam, belki yakın arkadaş değildik.
We weren't that close.
O kadar yakın değildik.
It's not that we're bad people, we just weren't paying close attention. Ta-ta.
Bu demek değil ki biz kötü insanlarız, sadece kapatılmayı kaale almıyoruz.
- We weren't that close.
- O kadar yakın değildik.
We weren't really what you'd call close since she'd started using again.
Tekrar kullanmaya başladıktan sonra... birbirimizden uzaklaştık.
We weren't exactly close, but when someone you kidnapped passes away, any normal person is going to be upset.
Çok yakın değildik, ama kaçırdığı birisi öldüğünde, normal olan her insan üzülür.
We weren't that close!
O kadar da yakın değildik!
i don't need ballistics to recognize the damage of close-range small caliber, and we got eyewitnesses, or weren't you listening to that part?
Kısa mesafeli ve küçük kalibreli silahın verdiği zararı tanımak için balistiğe ihtiyacım yok. Ve tanıklarımız var. Yoksa bu bölümü dinlemiyor muydun?
We weren't close.
Pek yakın değildik.
And even though she and I weren't together anymore... we were still close.
Son zamanlarda birlikte olmasak da birbirimize hala çok yakındık.
We weren't particularly close.
Çok yakın değildik.
Handler intervention triggers an immediate debriefing to make sure that we weren't exposed. We're close.
Amirler göreve müdahale ettiklerinde kimliğimizin açığa çıkmadığından emin olmak için derhal sorguya alınırlar.
You know we weren't close to catching him.
Onu yakalayacak gibi görünmüyorduk.
Marge and i, we weren't close.
Marge ve ben çok yakın değildik.
No, we weren't close.
Hayır, yakın değildik.
Look, we weren't very close.
O kadar da yakın değiliz.
We weren't close.
Biz yakın değildik.
- We weren't that close.
- Biz o kadar samimi değildik.
But remember, uncle Lucas and I weren't really that close when we were your age.
Ama unutma ki, senin yaşlarındayken, Lucas amcan ve ben o kadar da yakın değildik.
Um, I mean, we weren't that close, and I'm sure there were a lot of other people that were closer to him.
Yani, Biz fazla yakın değildik. Ve eminim benim gibi bir sürü insan orada olacaktır.
I just wish we weren't cutting it so close.
Sadece keşke bu kadar çabuk bırakmak zorunda kalmasaydık diyorum.
Not that we weren't close before.
Daha önce de yakın olmadığımızdan değil tabiki.
- He dropped by this summer but we weren't that close since our parents died.
Bu yaz bırakmış ama ebeveynlerimiz öldüğünden beri bu kadar yakın değildik. Şey. Biz...
We weren't this close when Pa was alive, were we?
Babam yaşarken bu kadar birbirimize yakın değildik, değil mi?
But, no, we weren't close.
Ama hayır, yakın değildik.
We weren't close, personally.
Kişisel olarak yakın değildik.
That doesn't mean we weren't close.
Yakın olmadığımız anlamına gelmez.
Guess we weren't really that close.
Galiba o kadar yakın değildik.
Well, we weren't that close.
Pek yakın sayılmazdık.
Because we weren't anywhere close to being ready... at all.
Çünkü hazır olmaya yakın bile değildik... kesinlikle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]