English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / What do you have

What do you have translate Turkish

15,081 parallel translation
What do you have to lose?
Kaybedecek neyin var?
What do you have?
Ne var?
- What do you have?
- Sende ne var?
Come on, what do you have?
Hadi ama sende ne var?
What do you have to offer him?
Ne mesela?
What do you have...
Sende ne var?
So what do you have in mind?
- Aklında ne var?
- What do you have in mind?
- Aklında ne var?
Do you have any idea what's going on out here?
Burada neler olup bittiğinden haberin var mı senin?
You have any idea what could do that?
- Buna sebep olacak şey nedir sence?
In a very short space of time, you've managed to do what very few have done.
Kısa bir süre içerisinde çok az kişinin başardığını başardınız.
You have seen what I can do with just a small amount of zero matter.
Azıcık Sıfır Madde'yle neler yapabildiğimi gördün.
Do you have an idea of what she wanted?
Ne istediğine dair bir fikrin var mı?
Have you decided what you will do with John?
Eğer John ile ne yapacağınızı karar verdiniz mi?
Do what you have to do.
Üstüne düşeni yap.
You have any idea what could do that?
- Bunu ne yapabilir?
You know? Do what you have to do.
Yani, ne yapman gerekiyorsa onu yap.
Do you think that may have been a factor in what happened to her?
Başına gelenin sebeplerinden biri olabilir mi sence?
I just came to ask what you want me to do with the 40,000 Saudi Riyals that have been sitting in my account for a week, courtesy of your half-sister, all-con-artist, Samar.
Bir haftadır benim hesabımda duran nazik, dolandırma ustası, üvey kız kardeşin Samar'ın yolladığı 40,000 riyali ne yapmamı istersin diye sormaya gelmiştim
Lockhart, do I have to reiterate to you... the importance of what you've been sent there to do?
Lockhart, oraya gönderilme amacını... tekrar hatırlatmam mı gerekiyor?
What, do you guys have a death wish or something?
Canınıza mı susadınız?
Do you have any idea what you have done?
- Ne yaptığın hakkında en ufak fikrin var mı?
You know what you have to do.
Yapman gerekeni biliyorsun.
What do you say you and I, we have a heart to heart now?
Ben ve sen, yani biz şimdi çok mu sami olduk?
You have no idea what I can do.
Ne yapabileceğim hakkında fikrin yok.
Do you have any clue what that was to me, what this whole thing is to me?
O olayın, tüm bu olanların benim için ne anlama geldiğini biliyor musunuz acaba?
So what you have to ask yourself, the only thing you have to ask yourself is, can you do a better job standing up for those folks with me in your corner... or without me?
Yani kendine sorman gereken şey. Kendine sorman gereken tek şey.. Ben yanındayken mi o insanların haklarını daha..
What right do you have to tell me that I can't see him?
Bana ne hakla onu göremeyeceğimi söylersiniz?
What can I do for you? Look, I don't want to bother you, but I don't have anyone else to ask.
Seni rahatsız etmek istemiyorum ama soracak başka kimsem de yok.
You know what you have to do.
Yapman gerekeni biliyor musun?
I'm sure you have a plan to break them out. What can we do?
Çıkarmak için bir planınız vardır eminim.
I think what you did was smart, a little crazy maybe, but... we do what we have to do to survive, right?
Belki biraz uçuktu ama hayatta kalmak için gerekeni yapmalıyız, değil mi?
You can't let your anger get in the way of what we have to do here.
Öfkenin, burada yapmamız gereken şeyin önüne geçmesine izin veremezsin.
Do you want to know what I have a recurring dream about at the moment?
Şu anda hangi gerçek rüyayı... gördüğümü bilmek ister misin?
That's because you have no idea what you're talking about. But I do.
- Neyden bahsettiğini bilmiyorsun çünkü.
Do you mind if I ask what kind of cancer you have?
Kanser türünü sormamda sakınca var mı acaba?
Why do you always think about what you don't have?
Neden hep sahip olmadığın şeyleri düşünüyorsun ki?
Honey, I'm sure you have a million questions, but then you know what you have to do.
Hayatım, aklında dolanan milyonlarca soru olduğuna eminim ama madem öyle yapman gerekeni yapmalısın.
Do what you have to.
Yapman gerekeni yap.
Man, do you have any idea what that does to her?
Bu onu nasıl etkiler hiç aklından geçiyor mu?
So what exactly do you have to connect Tim Larson to Lily-Anne Lau?
Peki, Tim Larson ve Lily-Anne Lau arasında nasıl bir bağlantı var?
What other choices do you have?
Başka seçeneğin var mı?
What does that have to do with the laws that set out the price of iron or give you the right to tax my people?
Bunun demir fiyatını belirleyen kanunlarla ne alakası var? Halkıma vergi dayatma hakkını nasıl veriyor?
Do you have any idea what you're asking?
Ne istediğinin farkında mısın?
How do you know what I have?
Neyim olduğunu nereden bildiniz?
If doing the deal without me is what you have to do, - that's what you gotta do.
Anlaşmayı bensiz yapman gerekiyorsa, o zaman öyle yap.
Sara, I know what you must be thinking, but none of what has transpired here is your fault, nor do you have the means to change it, but Vandal Savage's future is preventable.
Sara, ne düşündüğünü biliyorum burada olanların hiçbiri senin suçun değil, veya değiştirmenin anlamı da yok ama Vandal Savage'nin geleceği değiştirilebilir.
Do you have any idea what's going on?
Neler olduğuna dair bir fikrin var mı?
You have no idea what to say to me, do you?
Bana ne söyleyeceğin konusunda hiçbir fikrin yok, değil mi?
What you do have is power.
Gücün var.
All you have to do is tell me what you want.
Tek gereken arzunu söylemek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]