You gotta eat translate Turkish
234 parallel translation
In the meantime, you gotta eat.
Bu arada karnını doyurmalısın.
You gotta eat something sometime.
Bazen, bir şeyler yemek zorundasınız.
You gotta eat dirt before you can analyze it, sweets, and I think that quickly eliminates you.
İncelemeden önce pisliği yemelisin tatlım. Bu durumda sen eleniyorsun.
While you're looking for them, you gotta eat.
Onları ararken, yemek yemen lazım.
I don't know, um... I mean, you gotta eat, you know, like, dinner.
bilmiyorum, um... düşündüm, akşam yemeği yemek gibi, bilirsin.
Hey, man, but you gotta eat, David.
Ama yemek yemelisin David.
You gotta eat.
Yemek yemek zorundasın.
Come on, you gotta eat something.
Bir şeyler yemen gerek.
If you leave it there, you get a blister and you gotta eat Jell-O all week.
Eğer orada bırakırsan, onu kabartırsın ve bütün hafta boyunca jöle yemen gerekir.
You gotta eat something, you know.
Bir şeyler yemelisin.
No. You gotta eat somethin'.
Bir şeyler yemelisin.
But right now, you gotta eat this shit.
Fakat şimdi, bu pisliği yiyeceksin.
You gotta eat, I gotta eat.
Ben de yemeliyim.
You gotta eat.
Yiyecek ister misin?
Remember, you gotta eat if you wanna keep your strength up! Got that right!
Yemek yemezsek, gücümüzü koruyamayacağımızı biliyorsunuz!
Stu. You gotta eat.
Yemek zorundasın.
You gotta eat for me.
Benim hatırım için yemelisin.
You gotta eat anyway. - So we can afford this.
Yinede yemek zorundasın, bunları karşılayabiliriz.
You gotta eat anyway, so we can afford this.
Yinede yemek zorundasın, bunları karşılayabiliriz.
Come on. You gotta eat on the porch, dog.
gel oğlum. kapı önünde ye
You gotta eat.
Yemek yemelisin.
Even you gotta eat!
Sen de yiyeceksin!
Oh, no, you gotta eat before surgery.
Hayır. Ameliyattan önce yemek yemelisin.
You gotta eat a breakfast.
- Kahvaltı etmelisin.
You gotta eat something here.
Bir şeyler yemen lâzım.
Now? Well, you know, it's late and I figure you gotta eat.
Eh, hani, geç oldu ve dedim ki yemek lazım.
You gotta eat something.
Bir şeyler yemelisin.
If you gotta eat one of them, eat the scrap. What you currently have...
Bunlardan birini yiyeceksen, hurdaları ye.
Now you gotta eat what I eat?
Artık yemek yerken de mi beni taklit edeceksin?
You gotta eat, though, right?
Yemek yemen lazım, değil mi?
- Now you gotta eat that too!
Onu da yiyeceksin!
- You gotta eat them too!
- Şimdi onları da ye! - Ve oyun diskleri.
You gotta eat that fast, that gravy is turning into axle grease.
Onu hızlı yesen iyi olur yoksa sosu dilgin yağına dönüşecek.
Just because you can run faster, you don't gotta eat yourself.
Daha hızlı koşuyorsun diye canını sıkma.
She's still gotta eat, and so do you.
Ama yine de bir şeyler yemeli, sen de öyle.
If you all want me to fix supper for you, you better eat early, cos I gotta get home.
Sizlere yemek hazırlamamı istiyorsanız yemeğe erken otursanız iyi olur çünkü eve dönmem gerek.
But you've gotta eat fast and continue on.
Ama çabuk yiyin, devam edeceğiz.
Put the shovel down. You gotta have somethin'to eat.
O küreği elinden bırakmanı ve karnını doyurmanı istiyorum.
You gotta have your teeth if you're gonna eat turkey.
Hindi yiyeceksen o dişlere ihtiyacın olacak.
Albert, if you wanna eat yours before we get to the stadium, that's your decision. But I gotta tell you, those dogs out there are worth the wait.
Albert, eğer sen kendininkini şimdi yemek istiyorsan yiyebilirsin ama şunu bilmelisin ki, stadyumdakiler beklemeye değer!
- Don, you gotta fight him. - Eat shit and die, you little fuck.
- Pislik ye ve geber aşağılık serseri.
- We gotta get out of here. - I'll eat you up like butter cakes.
Ahbap, buradan bir an önce çıkmalıyız.
You gotta keep hitting and moving because if you stop, the sharks will eat you alive.
Yüzmeye devam etmek zorundasın. Çünkü durursan, köpekbalıkları seni diri diri yer.
You gotta sit down and eat a whole real meal.
Oturup aadam gibi yemek yemelisin.
So why is it that you've gotta eat with us, too?
O zaman bana neden bizimle yemen gerektiğini de söyler misin?
- You've gotta eat something.
- Bir şeyler yemelisin.
I gotta cover a meeting, but do you want to grab a bite to eat later?
Bir toplantım var ama daha sonra bir şeyler yemek ister misin?
- You've gotta eat.
Yemen gerek.
All you gotta do is eat it very fast!
Tek yapman gereken hızlı bir şekilde yemek!
- You know, I gotta eat.
- Benim de yemem gerek.
( Man ) YOU'VE GOTTA GO EAT.
- Gidip yemelisiniz.
you gotta be fucking kidding me 42
you gotta be kidding me 471
you gotta 165
you gotta be kidding 116
you gotta help me 173
you gotta listen to me 40
you gotta be 24
you gotta do what you gotta do 27
you gotta do something 53
you gotta believe me 101
you gotta be kidding me 471
you gotta 165
you gotta be kidding 116
you gotta help me 173
you gotta listen to me 40
you gotta be 24
you gotta do what you gotta do 27
you gotta do something 53
you gotta believe me 101