English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You love this

You love this translate Turkish

5,746 parallel translation
No wonder you love this job.
Bu işi neden sevdiğine şaşmamalı.
I mean, you - - you got old and, uh, you know, you love this - - this sauce too much.
Yani, yaşlandın... Ve çok içki içiyorsun.
I love you and your mama more than anything in this world, but I made a promise to Earl.
Seni ve anneni dünyadaki herkesten çok seviyorum ama Earl'e bir söz verdim.
Just sit tight, you're going to love this.
Ne? Sadece sıkı durun. Bunu seveceksiniz.
I love how you let the chicken be the hero in this dish.
Tavuğun tabakta ana yemek olmasını sevdim.
[Gasping] This is why I love you.
- Seni bu yüzden seviyorum işte.
Are you kidding? I love talking about this ghost stuff.
Hayalet hikayelerine bayılırım.
If you do that, then surely, I will grow to hate you, and be able to put an end to this love.
Ancak o zaman senden nefret edip bu aşka bir son verebilirim.
Raise this baby with all the love... you've always raised him with.
Bu bebeği her zamanki gibi tüm sevginizle büyütün.
This is real police work, and you love it.
Asıl polis işi bu ve sen de bunu seviyorsun.
Well, you're gonna love this one.
- Bunu seveceksiniz.
You don't mistake any of this for love.
Bizim işimizde böyle bir hata yapılamaz.
Your luck in love will never change until you right this wrong.
Aşk hayatındaki şansın bu yanlışını düzeltmezsen asla değişmeyecek.
Lemon, I am really, truly happy you've had this awakening, and I don't even mind that, uh, you spent the last hour reading me Enrique's love poems even though I don't speak a lick of Spanish.
Lemon, bu uyanışı yaşadığın için gerçekten çok mutluyum ve İspanyolca bilmememe rağmen bir saattir Enrique'nin şiirlerini okumana da bir şey demiyorum.
This is like buying a dress you love and finding out it's rich.
Bu hoşuna giden bir elbise bulup elbisenin zengin olduğunu öğrenmeye benziyor.
And you do this for love?
Peki sen aşk için mi yapıyorsun?
I don't joke around with stuff like this, I don't love you.
Böyle şeylerle şaka yapmam, seni sevmiyorum.
You're gonna love this.
Buna bayılacaksınız.
- This is what you call a confession of love?
- Buna aşk itirafı mı diyorsun? - Değil mi?
Then you're gonna love this. Lift your head up
O zaman buna bayılacaksın.
Love for you and for this beautiful baby we're going to have.
Sen ve doğacak bu güzel bebek için sevgi.
This woman that broke your heart... do you still love her?
Kalbini kıran şu kadını hala seviyor musun?
I love you... but this is getting fucking ridiculous.
Seni seviyorum... ama bu anlamsiz olmaya basladi.
But I can promise you this. I will love you either way.
Ama sana şunun sözünü verebilirim, seni her türlü seveceğim.
Give it a go. [giggles ] [ padlock clicks] I'd love to see you try, especially when we both know that you can't, not when I have this.
O zaman, hadi durma. Şansını dene. Denediğini görmek isterim.
Through this holy anointing, may the Lord in his love and mercy help you with the grace of the holy spirit.
Bu kutsal vaftizliyi,... Tanrı, sevgi ve merhametiyle sana yardım edip, ruhunu kutsasın.
The-the spot that you love to sit in, that no one else can sit in, only exists because- - despite your objections- - I bought this couch.
Bayıla bayıla oturduğun bu yer başka kimsenin oturamadığı bu yer, itirazlarına karşı ben bu koltuğu satın aldığım için var.
Gloria, you are gonna love this one.
Gloria, buna bayilacaksin.
You know what I would love to talk about is the visitor we had earlier this morning.
Bu sabahki ziyaretçi için konuşmak istiyordum ben de.
You know, I only say any of this because I love you very much, but...
Bunu sana söylememin tek sebebi seni çok seviyor olmam ama...
And I'm here in this big house alone, by myself half the time, and the man that I've been in love with for 12 years can hardly look me in the face, so I don't really want to have a nice chat about it with you.
Bu koca evde tek başımayım ve 12 yıldır aşık olduğum adam şimdi yüzüme zor bakıyor o yüzden gerçekten seninle sohbet etmek istemiyorum.
My love, I am so sorry for the terrible trouble that this lie has brought upon you.
Askim, çok özür dilerim. Bu yalan seni berbat bir konuma düsürmüs olmali.
Anyway, sort of the worst part of it is... please keep in mind that you love me when I tell you this, but before everything went down, I invited Joe for dinner tomorrow.
Neyse, en kötü haberse lütfen bunu söylerken beni sevdiğini düşün ama her şey boka sarmadan önce yarın için Joe'u yemeğe davet ettim.
Oh, I love it when you do this.
Bunu yapmanı çok seviyorum.
Sweetie, I know you're trying to make me feel better, and I love you for that, but it's making me feel worse, and I kind of hate you. This isn't your car.
- Hayatım, iyi hissettirmeye çalıştığını biliyorum ve bunun için seni seviyorum ama kötü hissettiriyor ve hafif nefret ediyorum.
Oh my God, you know what I love about this lunch?
Bu öğle yemeğinin en çok nesini sevdiğimi biliyor musun?
Seconded and thirded! Especially after the way you crapped out in love this year.
Özellikle de bu yıl aşk hayatının ne kadar kötü olduğunu düşünürsek.
How do you think this little love story is gonna turn out?
- Sence bu küçük aşk hikâyesi nasıl bitecek?
I should've done this a long time ago. I love you.
Bunu uzun zaman önce yapmalıydım.
Traditionally, this is where you say you're falling in love with me.
Geleneklere göre tam şu anda senin de bana aşık olduğunu söyleyeceğin yerdeyiz.
I love you, John Francis. Remember this..... until we are together again.
Biz yeniden birlikte olana dek bunu hatırla.
I admire you both immensely, and would love to see this come to fruition.
İkinizi de çok takdir ediyorum, ve bu çabalarınızın meyve verdiğini görmeyi çok isterim.
Have I told you lately that I love what you've done with this place?
Sana son zamanlarda burada yaptığın şeylerden çok memnun olduğumu söylemiş miydim?
I love you and someday we'll make this work.
- Neyse. Seni seviyorum ve bir gün bunu yürüteceğimizi biliyorum.
I would love to see you, work with you on this.
Seni de görmeyi, bu işte birlikte çalışmayı çok isterim.
This must be love if you're going to the opera.
- Operaya gideceksen buna aşk denir.
And I know you love his daughter, which is why I don't want you involved in this.
Kızını seviyorsun, onun için bu işe karışmamanı istemiştim.
It may shock you to hear this, but I love food.
Bunu duymak sizi şaşırtabilir ama ben yemeği çok severim.
- If you give this a chance, you're gonna love it, I promise.
- Bir şans verirsen buna, çok seveceksin, söz veriyorum.
You have history with this woman, so I just want to know are you doing this because you feel sorry for her or because you want to pay her back or because you love her or what?
O kadınla geçmişin var yani bilmek istediğim bunu ona karşı üzgün hissettiğin için mi yoksa ona bunu ödetmek için mi yada onu sevdiğin için mi yapıyosun?
Well, if you like this, then you're gonna love dessert.
Bunu severseniz demek ki tatlıya bayılacaksınız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]