Ничего не видно translate Turkish

- Нет, ничего не видно!

Hayır, hiçbir şey göremiyoruz.

- Отсюда ничего не видно.

- Buradan bir şey göremiyorum.

- Где? Ничего не видно.

Bir şey görmüyorum.

Такая темная, что за спиной ничего не видно.

Öyle karanlıktı ki sırtınızdaki bir eli bile göremiyordunuz.

Отсюда ничего не видно.

Bir şey göremiyorum.

Во-первых, с чего ты взял, что я дуюсь? Ведь ничего не видно.

- Bu karanlıkta gittiğimiz yeri nasıl anladın?

Но вам же ничего не видно

Burası çok karanlık.

Что-то ужасно неразборчиво, ничего не видно.

Harfler silinmiş, okuyamıyorum.

Мне ничего не видно.

Önümü göremiyorum.

В этих темных очках ничего не видно.

Bu karanlık gözlüklerle Hiçbirşey göremezsin.

Было темно, ничего не видно.

Çok karanlıktı. Bir şey görünmüyordu.

Будь осторожен. Мне ничего не видно. Жак :

- Hiç bir şey göremiyorum.

— В этой темноте ничего не видно.

İnsan nasıl olur da bu karanlıkta görebilir?

Ничего не видно, доктор, не можем считать показатели.

Net... olarak... göremiyorum. Doktor... üst... göstergeye... baksın.

Даже когда ничего не видно.

Görecek bir şey olmadığında bile.

Ничего не видно.

Hiçbir şey göremezdik.

- Ничего не видно.

- Okuyamadım.

Моему ребенку ничего не видно.

Çocuğum göremiyor.

Ничего не видно.

Hiç bir şey görünmüyor.

Наблюдение : ничего не видно.

Gözlem : Hiçbir şey göremiyordunuz.

Ничего не видно.

Hiçbirşey göremiyordum.

- Ничего не видно.

- Hiçbir şey yok.

У брюнеток ничего не видно.

Esmerlerde bir şey göremezsiniz.

Я брюнетка - вы, надеюсь, заметили, но вам ничего не видно.

Ben esmerim, fark ettiğinizi umarım... Bir şey göremezsiniz.

Здесь темно, ничего не видно.

Bende ışık yoktur. Benim ışığa ihtiyacım yok.

Ничего не видно.

Hiç bir iz yok.

Где ничего не видно.

Ona bakan bir şey yoktur.

Ничего не видно. Поэтому диплодоки... считаются прекрасными но опасными созданиями... в парке Юрского периода.

Bu da Dilophosaurus'u, Jurassic Parktaki güzel... ama ölümcül hayvanlardan biri yapıyor.

Но здесь внутри ничего не видно!

Burası çok karanlık.

Так ведь ничего не видно.

- Neyi kutluyoruz peki?

Ничего не видно справа?

Sağ gözün görmüyor mu?

Мне ничего не видно.

Hiçbir şey göremiyorum.

Ничего не видно.

Çok bulanık.

Ничего не видно. Да?

- Ama hiçbir şey göremedik.

Ничего не видно. Не за что взяться.

Hiçbir şey göremiyorum.

Они всегда... уводят камеру в сторону, звучит музыка... дует ветер, колышутся шторы, и ничего не видно.

Her zaman kamerayı çevirirler, müzik girer ve bilirsin, rüzgar eser ve perdeler hareket eder ve hiçbir şey görmezsin.

Совсем ничего не видно.

Burnumun ucunu görmüyorum.

Харт, ничего не видно, а нам нужны эти диски.

Hart, hiçbir şey göremiyoruz. Diskleri görmeliyiz.

Если человек смелый, не надо ничего доказывать. Все и так видно.

Cesur olmak istemekle cesur olunmaz, bu içten gelir.

Говорю тебе, ничего не видно.

Cesedi görmemiz gerekmiyor.

- Мне не видно ничего хорошо в этой штуке на голове. - Оставь все как есть на своей башке.

- Yüzümdeki bu şeyle iyi göremiyorum.

Ничего уже не видно на левой руке.

Sol elinde de belirgin bir şey yok.

Ты видно ничего не понял.

Christian, anlamıyor musun? Bay Barnier, benim babam değil.

Кроме миссис Кларг ничего и не было видно.

Bayan. Clarg'tan başka görecek birşey yoktu.

Ничего же не видно.

Görecek bir şey yok ki.

Я заметил, что мигает красный свет, много народу, и мне ничего не было видно.

Kırmızı ışık dönüp duruyordu. Etraf insan kaynıyordu ve göremiyordum.

Ничего пока не видно?

Birşey göremedin mi daha?

Из-за слезоточивого газа ничего не было видно.

Bırakın çıkayım! Bırakın çıkayım!

Ничего не видно.

Görünürde hiçbir şey yok.

Ничего не было видно, что не попадало в луч фонаря, было так темно.

Fenerin ışığının dışında bir şey görmüyordum. Çok karanlıktı.

Там была комнатка в конце коридора, дверь была открыта, я вошёл, и сначала ничего не было видно, потому что, знаете, темно, и на мне не было контактных линз.

Koridorun sonunda bir bölme vardı ve kapısı açıktı. Ben de içeriye girdim. İlk başta gerçekten hiçbirşey göremiyordum.