English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ О ] / Они знали

Они знали translate Turkish

1,935 parallel translation
Надо, чтобы они знали, где мы точно находимся.
Şimdi nerede olduğumuzu tam olarak bilmelerini istiyorum.
"Они не думали о том, что дурного может случиться." "Они знали, что это обязательно случится."
Kötü şeylerin olabileceğini düşünmezler kötü şeylerin yaşanacağını bilirlerdi.
Они знали, что меня не было какое-то время.
Bir süredir ortalıkta olmadığımı biliyorlardı.
Они знали, что я не был Николасом.
Nicholas olmadığımı biliyorlardı.
Если бы они знали, что из-за него у нас есть шанс против Гаруды
Yani bu onun için büyük şans, Garuda ile savaşta ölmek...
А если бы они знали о ваших личных счетах, то сожгли бы весь банк дотла.
Eğer sizin kişisel hesaplarınızdan haberleri olursa bankayı yerle bir ederler.
* Для человека, которого знаю * * кто так ясно показывает, они знали об этом с самого начала *
Tanıdığım tüm erkekler için Şu tek şey geçerliydi Baştan seni elde etmek isterler
* Для мужчины, которого я знаю * * я бы показала, они знали его с самого начала. *
Tanıdığım tüm erkekler için Şu tek şey geçerliydi Baştan seni elde etmek isterler
Хорошо, и если кто-нибудь найдет его, я хочу, чтобы они знали, что во время копирования я пошевелился, и что на самом деле у меня на заднице нет двух трещин.
Eğer bunu herhangi birisi bulursa, fotokopi cihazını taşırken olduğunu yoksa popoya karşı özel bir şeyimin olmadığını bilmesini istiyorum.
Я не хочу, чтобы они знали, что меня об этом спрашивали.
Bunun bana sorulduğunu bilmelerini istemiyordum.
Бьюсь об заклад, мир был бы лучше, если бы они знали о том, что вы делаете.
Çalışmaların daha iyi bilinseydi, dünya daha iyi bir yer olurdu.
Может, связь была между Роном и Марком. Они знали друг друга каким-то образом.
Belki de Ron and Mark arasında bir bağlantı vardı.
Все они знали его настоящее имя.
Hepsi onu gerçek ismiyle tanıyormuş.
Он хочет, чтобы они знали, что бы они ни делали, он все равно доберется до них.
Ne olursa olsun onlara yine de ulaşabileceğini bilmelerini istiyor.
Но однажды Франциско понял, что находится под наблюдением, они знали, что он их найдет.
Ama Francisco, izlenildiğini farkedince... -... peşinde olduklarını anladı.
Они знали и скрыли это.
Biliyorlardı ve üstünü örttüler.
Да, они знали, куда идут.
- Evet, ne yaptıklarını iyi biliyorlarmış.
Они знали это?
- Bunu biliyorlar mı?
Так говорится в учебниках, но я не думаю, что они знали о Сиде Хаммербеке, когда писали это.
Kitabın söylediği gibi, ama... Ama onu yazarlarken Sid'in Boyun Yastığını bildiklerini sanmıyorum.
У него раньше были небольшие проблемы, но эти драки с пьяными хулиганами, потому-что они знали, кто он такой.
Başı daha önceden biraz derde girmişti ama onun kim olduğunu tanıyan burnu büyük sarhoşlarla kavgaya girişmişti.
И что, они знали о взрыве грузовика и просто выпустили тебя?
Öyleyse kamyonun bombalanmasından haberleri vardı ve seni saldılar.
- Но вы не знали, где они были?
Ama kimin nerede olduğunu bilmiyordun. Hayır.
Если бы мы знали, что они там, мы бы уже скакали в Рим, с вестью о смерти Спартака.
Orada olduklarını bilseydik şimdi Roma'ya gidip Spartacus'ün ölümünü müjdeliyor olurduk.
- Они все знали.
Hepsi biliyordu.
То есть, тебе не кажется, что если бы они видели что-то вроде, скажем, окровавленной девочки, которую силой перетаскивают из одной машины в другую, то мы бы об этом от них уже знали?
Yani birileri yaralı küçük bir kızın zorla bir arabaya bindirildiğini görse şimdiye duymaz mıydık?
Может, я и не знала о Ван Дер Вудсенах все эти 19 лет, но они-то точно знали обо мне.
Son 19 yıldır Van Der Woodsen'leri bilmiyor olabilirim ama onlar beni biliyorlar.
Это история, вероятно вымысел - во время Второй Мировой Войны, союзники знали что Ковентри собираются взорвать, потому что они взломали немецкий код, но они не хотели чтобы немцы узнали об этом, так что они просто позволили этому случиться.
Sadece bir hikâye, büyük ihtimalle gerçek değil... İkinci Dünya Savaşı sırasında, müttefikler Conventry'nin bombalanacağını biliyorlardı,... Alman kodunu kırmışlardı ama Almanların bunu bilmesini istemiyorlardı, -... onlar da olmasına izin verdiler.
Если только они оба не знали, что что-то еще подвернется...
İkisi de başka bir ödeme gününün geleceğini bilmiyorlarsa tabii...
( Говорит по-испански ) Они не знали, что мне было 23... 23 года.
23 yaşında olduğumu bilmiyorlardı.
Но они никогда не знали вас - не забывайте об этом.
Ama onlar senin varlığını hiç bilmiyorlar, unutma.
А если бы они, Святой Отец, знали о ваших личных счетах, то сожгли бы весь банк дотла.
Eğer sizin kişisel hesaplarınızdan haberleri olursa, Kutsal Babamız bankayı yerle bir ederler.
Тогда это казалось забавным, мы все знали, насколько важно для Лемон иметь детей, и она испытала такое горе, потеряв мать, но они с Джорджем всё равно собирались пожениться, но затем он уехал на два года,
Eğlenceli bir fikir gibi gözüktü. Hepimiz Lemon için bebek sahibi olmanın ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Çok şey yaşadı.
Они не знали, что я там был.
Orada olduğumu bilmiyorlardı.
Убийцу впустили внутрь, они его знали.
Katil içeriye davet edildi. Onlara karşı tanınan biriydi.
Они не знали, что он им уготовил.
Kaderin onlara ne hazırladığını bilememişler.
Они следили за вами. Вы знали об этом?
Seni takip ettiklerini biliyor muydun?
Это к счастью, что они не знают, потому что, если бы знали, им бы пришлось лгать ФБР, не так ли?
Öğrenmemeleri daha iyi eğer öğrenirlerse FBI'a yalan söylemek zorunda kalacaklar, değil mi?
Его не взяли бы на работу, если бы знали, что они - родственники.
Bir mahkumla akraba olduğunu bilselerdi onu işe almazlardı.
Но все они утверждают, что даже не знали, что он в городе.
Hepsi onu şehirdışında zannediyormuş.
И ещё мне нужны показания всех ваших сотрудников относительно того, знали ли они нашу жертву.
Ayrıca, tüm ekibinizden de kurbanı tanıyıp tanımadıklarına dair bilgi alacağım.
Они точно знали, что им нужно.
Ne istediklerini biliyorlarmış.
Кто бы тебя не ограбил - они точно знали где ты будешь. И что ты будешь с деньгами.
Seni kim soyduysa nerede olacağını biliyordu ve para taşıdığını.
Я хотел, чтобы они это знали наверняка.
Onlara açık olmak istedim.
# But all I heard was the establishment's blues ( Сегермен ) Страны по всему миру говорили жуткие вещи про правительство апартеида, но мы об этом не знали, потому что они контролировали новости.
Dünyadaki ülkeler Apartheid hükümeti hakkında korkunç şeyler söylüyordu ancak bizim bundan haberimiz yoktu çünkü haberler, devletin kontrolündeydi.
Криста и Брандт знали, что джоннекс убивает и они оба знали, что Валланс спрятал результаты и откупился от Энцо.
Chirsta ve Brandt jannex'in ölümcül olduğunu biliyordu Ve ikisi de biliyorduki Vallance sonuçlarla oynadı ve Enzo'ya ödeme yaptı.
- они должно быть знали это. - и они нашли нас. А там... и они убили его.
Ve onlar söyleceğini biliyorlardı bizi oraya kadar takip ettiler ve onu öldürdüler.
и вместе они помогали людям, которые даже не знали о них.
İkisi birlikte nerede olduklarını bilmedikleri insanlara yardım etmeye başlamışlar.
Как умерла жертва можно понять по выражению их лица, знали они убийцу или нет, застигли ли их врасплох, страдали или нет.
Yüzündeki ifadeye bakarak bir kurbanın nasıl öldüğünü, katilini bilip bilmediğini, hazırlıksız mı yakalandığını, acı çekip çekmediğini söyleyebilirsin.
Они точно знали, какую информацию нужно заливать, чтобы он выглядел виновным в глазах полиции.
Tam olarak hangi bilgilerin polise onu suçlu göstereceğini biliyorlardı.
Потому что кто-то знал что было в пакете, и они точно знали, когда его доставят.
Çünkü birileri pakette ne olduğunu biliyordu ve tam olarak ne zaman teslim edileceğini de biliyordu.
Вы знали, что в итоге они найдут его, и это делало его опасным.
Sen de onların bir gün onu bulabileceklerini ve etkileyip konuşturacaklarını düşündün.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]