Правды translate Turkish

У нас была сила, но не было правды.

Enerjimiz vardı ama gerçekten uzaktık.

Клянетесь вы говорить правду, только правду и ничего кроме правды?

Tüm gerçeği ve yalnızca gerçeği söyleyeceğinize yemin ediyor musunuz? - Ediyorum.

Значит, хочешь правды?

Tamam, başlamak ister misin?

Райан Кинг теперь живет ради правды.

Ryan King, radikal dürüstlük düzeyinde bir hayat yaşıyor!

Для остальных, настало время суровой правды. Осталось 6 недель до конца сезона. Ученые подтверждают, что объект лажающий 11 недель, продолжает лажать.

Fizikçilerin dediğine göre, 11 hafta boyunca bir eylem yapan objeler o eylemi yapmaya devam etme eğilimi gösterirmiş yani vakit, yeniden inşa etme vaktidir ve ne kadar süreceğini asla bilemezsiniz.

Если только Анхелика не сказала нам правды.

Tabii Angelica bize gerçeği anlatmadıysa.

Но и не сказал правды.

Ama ona doğruyu söylemedim.

Ты хочешь правды или поддержки?

Gerçeği mi yoksa desteği mi istiyorsun?

Потому что я расследую убийство вашего мужа и экономлю время в стремлении докопаться до правды и вычислить убийцу.

Çünkü kocanızın ölümünü inceliyorum ve katili bulma yolunda kaybedeceğimiz bir saniye bile yok.

Добился бы я правды другим способом?

Gerçeği başka şekilde elde edemez miydim?

Директор не заинтересован в поисках правды.

Adil yargılama DCI'ın umurunda değil.

Но сейчас любое ваше слово поможет нам докопаться до правды.

Ama bu noktada bize söyleyeceğin her şey gerçeği öğrenmemizde bize yardımcı olabilir.

Что ж, иногда мифы и легенды содержат зерно правды.

Şey, bazen mitler ve efsaneler gerçeği gösterebiliyorlar.

Или же ты сказал ей только часть правды.

Belki de ona gerçeğin bir kısmını söylemişsindir sadece.

Ты не добьешься правды от таких, как он.

Bu şekilde hiç kimseden gerçeği öğrenemezsin.

Чтобы идти в ногу с блоггерами и интернет-изданиями, специализированным журналистам необходимо быть все больше изобретательными чтобы докопаться до правды.

Bloggerlar ve sosyal medyayla başa çıkabilemek için kendini işine adamış gazetecilerin yaratıcı yollara başvurması gerekiyor.

Вы торжественно клянетесь и подтверждаете, что в ваших показаниях будете говорить правду, только правду, и ничего кроме правды?

İfadenizde doğruyu, tüm doğruyu, yalnızca doğruyu söyleyeceğinize yemin eder misiniz?

Похоже, в поговорке есть доля правды, а?

Sanırım söylenen doğruymuş.

Вы клянетесь что в показаниях собираетесь говорить правду, только правду и ничего кроме правды?

İfadenizde doğruyu, tüm doğruyu, yalnızca doğruyu söyleyeceğinize yemin eder misiniz?

Так или иначе, утаивание всегда хуже правды.

Her türlü örtbas etme gerçekten her zaman için daha kötüdür.

У нас пока нет полной правды.

Tamam, şu anda yeterli doğrumuz yok.

Эта страна зиждется на идеалах правды и справедливости и полной беспристрастности.

Bu ülkenin doğruluk ve adalet üzerine kurulu olduğuna inanıyorum,

Что же... По моему опыту, лучшая ложь состоит из частей правды.

Tecrübelerime göre, en iyi yalanlar aslında gerçektir.

и ничего, кроме правды.

söylemeyeceğime yemin ederim.

Я добиваюсь от вас правды.

- Senin bana gerçeği anlatmana uğraşıyorum.

Но если в том, что я говорю, есть хоть крупица правды, я бы не хотела быть тобой.

Ama söylediklerimde en ufak bir gerçeklik payı varsa yerinde olmak istemezdim.

в той истории, что я рассказала, была доля правды, Кит.

Önceki anlattığım hikâyede bir doğruluk payı vardı, Kit.

Я имею в виду, что парни вроде меня легко могут сказать, что не существует правды и неправды.

Demek istediğim, benim gibi adamlar,.. ... size doğru ya da yanlışın olmadığını söylerler.

Нет настоящей правды.

Asıl gerçek diye bir şey yoktur.

Потому что правда в том, что я вру, когда говорю, что правды не существует.

... ben "gerçek yoktur" derken yalan söylüyorum.

Потому что правда в том, что я вру, когда говорю, что правды не существует.

Çünkü gerçek şu ki,.. ... ben "gerçek yoktur" derken yalan söylüyorum.

Ты любил дедушку, потому что не знал всей правды.

Geçmişte yaptıklarını bilmediğin için büyükbabanı seviyordun.

Шарлота рассказала Эмили Торн свою версию правды.

Charlotte Emily Thorne'a gerçeği söylemiş.

Немного правды.

Gerçeklerden bir kesit.

Похоже, миленькая сказка, но от суровой правды она далека.

- Hoş bir masala benziyor. Ama gerçek biraz daha dehşet verici.

И он знает, что мы все равно доберемся до правды.

Her şekilde gerçekten şüphe edeceğimizi biliyor.

"Не смущайся." "Я укреплю тебя, и поддержу тебя десницею правды Моей."

Umutsuzluğa kapılma, güçlenmeni sağlayacağım. "

И нашими танцевальными движениями правды, аминь. Хорошо!

Ve hünerli hareketlerimizle.

И ты думаешь, в этом есть доля правды?

Peki bunun doğruluk payı var mı?

Это для сыворотки правды и я собирался попробовать её на нём.

Doğruluk iksiri gibi bir şey aşılayacaktım ona.

"Не беги от правды, даже если можешь"

"Kaçabilsen bile gerçekten kaçma."

За героическую службу во имя справедливости, правды и чести отныне вы Сэр Том Кот и Сэр Джерри Мышь.

Adalet adına kahramanca davranışınız, doğrulık, onur ve cesaret için Sizleri şövalye ilan ediyorum. Sör Kedi Tom ve Sör Fare Jerry.

Как человек науки, полагаю, что должна проверить, есть ли в этом хоть доля правды.

Bir bilim insanı olarak doğru olup olmadığını kontrol etmek istedim.

Я никогда не была поймана в ношение копии, и если сегодня вечер правды, тогда, возможно, я буду сидеть рядом с Нелли, и поделюсь с ней своим подлинным мнением.

Haklısın. Ölürümde çakma giymem, ve bu gece gerçektende dürüstlükle ilgili, o halde belki Nelly'nin yanına oturur, ona bütün içten bütün içten düşüncelerimi söylerim.

мальчишка... ты просто избегаешь правды.

yine lafı çeviriyorsun dimi?

Вы клянетесь, что показания, которые вы дадите, будут содержать правду, всю правду и ничего, кроме правды?

Vereceğiniz ifadede doğruyu,... tamamiyle doğruyu, her şekilde doğruyu söyleyeceğinize dair yemin eder misiniz?

Да, но правды мы не знаем, не так ли?

Tamam da, daha gerçeği bilmiyoruz değil mi?

Ну, это меньшее из правды что может увидеть каждый о них.

En azından şimdi herkes onlar hakkındaki gerçeği gördü.

С самого начала моей целью было написание правды. И я не отказываюсь.

En başından beri, bu kitapta amacım gerçeği söylemekti, yolumu kaybetmiş değilim.

Хотя, это недалеко от правды.

Çok da yanlış sayılmaz. Çok ironik, değil mi?

пока не узнаю правды.

Korkuyorum. Böyle devam ederse...