English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Я ] / Я думал что

Я думал что translate Turkish

14,755 parallel translation
Ральф Косгров, чудесный актёр, я всегда думал, что в нём сидит Просперо, но вряд ли он к этому стремился.
Ralph Cosgrove iyi bir oyuncu. Ona hep Prospero tiplemesini uygun gördüm ama o istekli değildi sanırım.
Время, что я провёл с тобой... Я не думал или выбирал.
Seninle geçirdiğim bu vakit esnasında düşünmeye, karar vermeye zamanım olmadı.
Знаешь, что? Я думал об этом.
Düşündüm ama...
Я думал, что уделяю.
Verdiğimi sanıyordum.
Я не думал, что это важно.
- Konuyla bir bağını görmedim.
Я и не думал, что моя персона вызывает такой ужас.
Bu denli rahatsız edici olduğumu tahmin etmiyordum.
Хотя большую часть ночи я не спал и думал о встрече с вами, я не представлял, что буду столь прямолинеен.
Gecenin çoğunu sizinle görüşeceğim düşüncesiyle için uyanık geçirdim. Kendimin bu kadar cüretkâr olacağını tahâyyül edemezdim.
Я тоже не думал, что приду.
Ben de buraya geleceğimi düşünmemiştim.
Да... но я не думал, что ты выстрелишь.
Evet... Ateş edeceğini düşünmemiştim.
И, надеюсь : "Я точно думал, что он убил её!"
Umarım bir de "Onu öldürdüğünü düşünmüştüm." diye düşünüyorsundur.
Я думал сказать что-нибудь.
SÖA Johnson - Bir şey söylemeyi düşündüm.
Я думал, что это всё не по-настоящему.
Bunların hiçbiri gerçek değil sanıyordum.
И я думал, что было бы неплохо помочь кому-то ещё.
Ayrıca birine yardım edersem iyi olacağını düşündüm.
Ты не думал, что это может быть... Я даже не знаю... чувство вины?
Acaba biraz şey hissediyor olabilir misin?
Я... Думал, смогу все исправить, то, что тебе не нравилось во мне.
Ben benimle ilgili beğenmediğin şeyleri düzeltebileceğimi düşünmüştüm.
Потому что я не думал, что это навсегда.
Çünkü sonsuza kadar süreceğini düşünmemiştim.
А я думал, что это пивной живот.
Bira göbeği sanmıştım.
Знаешь, я думал, что трезвое состояние и много воды помогут.
İçkiyi bırakıp fazladan su içersem işe yarar sanmıştım.
Я думал, что ты не можешь меня заразить.
- Bulaştıramayacağını söylemiştin.
Я уже думал, что потерял вас.
İkinizide kaybettiğimi sandım. Ahh!
Первый раз, когда я спал с Адалиндой, я думал, что она Джульетта, а когда я спал с Адалиндой следующий раз, то это действительно была Джульетта, а в этот раз я был с матерью своего сына.
Adalind'le ilk yattığımda Juliette olduğunu düşünüyordum. Adalind'le ikinciye yattığımda gerçekten de Juliette'di. Ama bu sefer çocuğumun annesiyle birlikteydim.
Я думал, что ты экстрасенс.
Ben de akıl okuyorsun sanmıştım.
Я думал, что могу помочь с покупками в магазине, взял этот маленький дезодорант для нас обоих, ты же знаешь.
Düşündüm ki, bakkaldan deodorant almak ikimiz için de iyi olur.
Я думал, что уже все видел.
Her şeyi gördük sanıyordum.
Я думал, что только мы.
- Sadece biz biliyoruz sanıyordum.
Я думал, что он на смене.
- Hani işteydi?
Я думал, что это от кашля.
Öksürüğüm için verdiğini sandım.
Но я думал, ты раскидаешь мне правила, потому что я новенький, а ты старенький.
Ama, halatları gösterirsin diye umuyordum, çünkü ben acemiyim... ve sende... yaşlısın.
- Думал, я не понимаю, что, как только все закончится, ты меня уберешь?
Bütün bunlar bitince beni indireceğini bilmediğimi mi sanıyordun?
Я думаю, что я помешался на деньгах, и-и, я думал тебя все устраивает ведь это же секс.
Sanırım konu seks olduğu için bu durumdan memnun kalacağını ve böylelikle ben de para kazanacağımı düşündüm.
Я в жизни не думал, что ты будешь обдумывать такую низость, как предательство Харви.
Harvey'e sırtımı dönmem kadar iğrenç... bir fikri aklından geçireceğini.. asla düşünmezdim.
А я всегда думал, что о дружбе.
Ben hep arkadaşlık hakkında olduğunu düşünürdüm.
Я думал, что нам удалось его вылечить, но теперь я разбудил чудовище!
Saatleri öğrenmesine yardımcı olacağını düşünmüştüm ve şimdi uyuyan canavarı uyandırdım.
Я в жизни не думал, что ты будешь обдумывать такую низость, как предательство Харви.
Harvey'e sırtımı dönmem kadar iğrenç bir fikri aklından geçireceğini asla düşünmezdim.
Вы еще подлее, чем я предполагал, хотя я не думал, что такое возможно.
Düşündüğümden çok daha alçakmışsın. Bunun mümkün olduğunu düşünmüyordum.
Я думал, что вы человек, любящий рисковать.
Risk almayı seven bir adam olduğunuzu sanıyordum.
Тогда ты ещё больший глупец, чем я думал, потому что я найду того, кто согласится.
- O zaman sandığımdan daha aptalmışsın çünkü yapacak birilerini bulacağım. - İyi şanslar.
Но я не хочу, чтобы ты думал, что нужно менять свои планы ради меня.
- Ama benim yüzümden planlarını değiştirmeni istemem.
Я не думал, что ты придешь.
Geleceğini sanmıyordum.
Минуту назад я думал, что нет.
Bir dakika önce sorsan hayır derdim.
Считал, что по-другому быть не может, но так вышло... думал, если я буду заботиться, оберегать и учить ребенка, она будет в безопасности... и станет счастливой.
Çocuğu besler, korur ve onu eğitirsem güvende ve mutlu olacağını düşündüm.
Я думал, что смогу... защитить её.
Onu koruyabileceğimi sanmıştım.
Я думал, что готов.
- Üzgünüm. Buna hazır olduğumu sanmıştım.
А я думал, что твоим жить без риска.
Ve benim yeni ilkem düşüncesizce bir şey yapmak değil.
И почти весь день я думал, что потерял тебя снова.
Bugünü çoğunlukla seni tekrar kaybedeceğimi düşünerek geçirdim.
Сара, я много думал... о том, что ты сказала. И я понял...
Sarah, bana daha önce söylediklerini çok düşündüm ve bir şeyi fark ettim.
Я не думал, что это наведёт на Быка Билла.
- Buffalo Bill çıkacağını bilmiyordum.
Весь город думал, что я убил её.
Bütün kasaba onu öldürdüğümü sanıyordu.
Поначалу я думал, что это только мы с Тимом.
En başta sadece ben ve Tim olduğunu sandım.
Я думал, что смогу творить добро, но я уже не уверен.
İyi işler yaparım sanmıştım ama artık emin değilim.
Кажется, я думал, что доблесть будет менее устрашающей.
Kahraman olmanın daha az korkuttuğunu düşünürdüm.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]