English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Я ] / Я думал ты

Я думал ты translate Turkish

7,940 parallel translation
Я думал ты говорил что остановил их.
Onları dondurduğunu söylemiştin.
Я думал ты...
- Anlamıyorum, sandım ki...
Я думал ты не боишься.
Sen korkmazdın hani?
Я думал ты переезжаешь в Париж.
- Paris'e taşınıyorsunuz sanıyordum.
Я думал о взрыве... но есть так много семейных обедов, которые ты могла пропустить поэтому я пошла
Gitmemeyi düşündüm ama o kadar çok aile yemeği olunca işe yaramadı. Mecbur gittim.
Я думал, ты не знаешь, когда она вернется.
Ne zaman geleceklerini bilmediğini söylemiştin.
Я думал, ты мертва, Мона.
Öldüğünü sanmıştım Mona.
Но я думал, что ты пойдешь с нами.
Ama bizimle geleceğini sanıyordum.
Я думал, ты ушла.
- Gittiğini sanıyordum.
Я думал, ты надолго к Линдси перебралась.
Lindsay'de temelli kalacaksın sanıyordum.
Я думал, ты ненавидешь ее. Вы не общались много лет.
Ondan nefret ettiğini sanıyordum, yıllarca onu görmedin mi?
- Я сказал. Вчера мы занимались сексом, мечтали о детях, а ты в это время думал о ней?
Dün gece sevişiyoruz, bebekler hakkında konuşuyoruz sen ise sadece Susan Reynolds'u mu düşünüyordun?
Ты знаешь я был, эмм.. Я думал о той первой ночи в домике на пляже.
Sahil evindeki o ilk geceyi düşünüyordum.
Я думал, что ты уехал.
- Ben yine şehir dışına çıktın sandım.
Ой, прости, я думал, что ты спросишь что-то другое.
Başka bir şey sorduğunu sandım da.
Всё это время... Я думал, что меня притягивают порталы, но это ты тянул меня туда.
Tüm bu zaman boyunca incelere çekildiğimi sandım.
Я думал, это ты принцесса.
Prensesin sen olduğunu sanıyordum.
Я думал, ты свое заявление уже подала.
Şimdiye kadar çoktan başvurmuşsundur sanıyordum.
И я думал, что, возможно, его знаешь или что ты можешь знать её номер телефона ты помнишь, у неё был телефон?
Gerçek adını ya da telefon numarasını biliyor olabilirsin diye düşündüm. Cep telefonu olduğunu hatırlıyor musun?
Знаешь, Ари, я думал, что ты мужик, что надо, но, видимо нет.
Ari, sende iş olduğunu düşünmüştüm ama sanırım yokmuş.
Я? Я думал, ты делал такое раньше.
- Bu işi daha önce yaptığını düşünmüştüm.
Прости. Просто я думал, что ты приедешь пораньше.
Burada olduğunu sandım.
– Я думал, ты знаешь. Ты, ээ...
Kanımca haberin vardır.
Я думал, ты поняла это.
Bunu anladığını sanıyordum.
Ты думал, что я не знаю про Абдула?
Abdul'un ne olduğunu bilmediğimi mi sandın?
Я думал, ты будешь сопротивляться.
Daha çok direnmeni bekliyordum.
Ты думал я не замечу?
Haberim olmayacağını mı sandın?
Лэннон, я думал ты оставил Вегу.
- Lannon, Vega'yı terk ettiğini sanıyordum.
Привет, я думал, что ты не придешь.
- Gelmeyeceksin sanıyordum.
Я думал, ты в беде.
Tamam mı? Başın belaya girebilir.
Ох, Куагмаер, Я не думал что ты придёшь на ужин в своих плавках.
- Bence akşam yemeğine mayolarınızla katılamazsınız Quagmire.
Я думал, ты обдумал каждый возможный ответ...
Bence bütün cevapları düşündün.
Я думал, ты работаешь над новой книгой.
Vay canına. Ben de kitabın üzerinde çalışıyorsun sanıyordum.
А я думал, ты не хочешь использовать магию Темного.
- Hani karanlık sihir kullanmak istemiyordun?
Вот черт. Я думал, ты мой друг, мудак.
Arkadaşım olduğunu sanıyordum aşağılık herif.
Я думал, ты будешь мной гордиться.
Benimle gurur duyacağını düşünmüştüm.
Что ж, год назад, я бы не думал, что ты и простуду переживешь, так что я старше и мудрее.
Bir sene önce ben de senin soğuktan kurtulmanı beklemiyordum. Ben daha yaşlıyım ve daha bilgiliyim.
Я думал, что ты не веришь в долги.
- Bedellere inanmadığını sanıyordum. - Bu doğru değil.
Я думал, ты его ненавидишь.
- Ondan nefret ediyordun hani?
Я не думал, что ты хочешь чтобы все знали.
Herkesin bilmesini istemezsin diye düşünmüştüm.
Я думал, ты журналист
Seni gazeteci sanıyordum ben.
Я думал, ты сильнее удивишься, увидев её.
Onu gördüğüne daha çok şaşırırsın sanmıştım.
Я думал, ты вернёшь его халасси.
Halassi'ye geri vereceğini sanıyordum.
Нет! Нет, я фрукты заказал, потому что думал, что мы скинемся. Откуда ты это взял?
Hayır, hayır, sadece meyve ısmarladım çünkü hesabı kırışacağız sanıyordum.
Я думал о том, как полгода назад, когда я бросил Непокорный ради Нью-Йорка, ты отказалась поехать со мной.
Altı ay öncesini düşünüyordum. New York'a gitmek için Defiance'dan ayrıldığım zamanı. Benimle gelmeyi nasıl reddettiğini.
А ты более предсказуема, чем я думал.
Sen de düşündüğümden daha tahmin edilebilirsin.
Я всю жизнь думал, что никогда не смогу с ним сравниться, но ты единственная... единственная, кто дал мне понять, что, может, это не так.
Tüm yaşamımı onun kadar iyi olmadığımı düşünerek geçirdim ama sen tek kişiydin... Belki de onun kadar iyi olduğumu hissettiren tek kişiydin.
Ты думал, что я к этому причастен?
İşin içinde olabileceğimi mi düşündün?
Не знаю, какого черта ты думал, что ты делаешь, оставив меня в том номере отеля, но я пропустила автобус.
O otel odasında beni bırakarak ne haltlar ettiğini sanıyorsun bilmiyorum ama buraya gelen otobüsü kaçırdım.
Я просто думал, что после 20-ти лет работы в ФБР ты не веришь в совпадения?
Düşündüm ki, FBI'daki 20 yıldan sonra tesadüflere inanmadın demek?
Ты думал, что я не успею во время ввести код, но я должен был свернуть до того, как Гидеон это увидел бы.
Şifreyi zamanında giremediğimi düşündün. Ama Gideon görmeden saklamak zorundaydım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]